24 Mayıs 2020 Pazar

ŞİİLİK VE SÜNNİLİK
(22.YAZI)
Dünya İslam âlimler konseyi  başkanı Yusuf El- kardavi aynen şunları söylemektedir.
"Söylediğin bu husus, kıyas ve ta'lili (hükmün gerekçesine itibarı)
inkar eden Zahiri mezhebinden Davut ve İbn Hazm'dan,
İslam fıkıh tarihinde Rey ekolü  diye bilinen Ebu Hanife ile eshabına  kadar bütün mezhepler için geçerlidir.
 "Dolayısıyla Rey ekolünün imamı Ebu Hanife'nin mezhebi hiçbir zaman hadislerden yüz çevirmemiştir.
Ekolün diğer imamları da daima hadisleri delil  olarak kullanmışlar ve hükümlerini hadislerin üzerine bina etmişlerdir"
 "Hanefi mezhebinin birçok kitabında görüleceği gibi fıkhi meselelerin birçoğu hadislere  dayanmıştır"
"Hadislerle dolu bir hazine olan  Merğinani'nin  el- Hidaye kitabı ile Hanefi muhakkik ve müctehid  Kemaluddin İbn Humam'ın  kitaba yazdığı "Fethul Kadir" adlı şerhi  üzerinde düşünmemiz yeterlidir"
 (a. g. e- s.61- 62)
  SONUÇ OLARAK :
Şia ve  Ehli Sünnet muhaddis ve  âlimleri dinlerini uydurma rivayetler ve bu rivayetlerden çıkan ictihatların
 üzerine kurduklarından dolayı sürekli olarak bu ilimle(fıkıh)  uğraşmış Kur'an'a gitme  ve ondan hüküm çıkarma akıllarına gelmemiştir.
Dolayısıyla bu cahil mezhepçilerin tek kaynakları Emevi- Abbasi devletleri döneminde uydurulan hadisler olmuştur.
Cahil mezhepçilere  göre Kur'an anayasa konumunda, hadisler ise onu açıklayıp yorumlayan kanun ve yönetmelikler pozisyonundadır.
Ehli Sünnet'in âlimlerine ve mezhep imamlarına  göre Kur'an mucmeldir  yani açık ve anlaşılır bir kitap  değildir.
 Şia'ya göre ise herkes Kur'an'ı kendi inanç ve mezhebine uygun olarak yorumlayabileceğinden, gerçek anlamını sadece 12 imam bilir.
Özellikle mehdi-i muntazar  gelecek ve işte o zaman Kur'an'ın hakiki manasını ortaya çıkaracaktır
 Kur'an'sız  mezhepçilere göre din ve hüküm  olarak Kur'an'dan başka kaynak kabul etmeyenler yani hadisleri din ve hüküm olarak almayanlar sapıktır"
 (Suyuti, Miftâhu-l Cenne, s. 35, 36)
 Atalarının dinini  tek kaynak olarak kabul eden Kur'an cahilleri şunu iddia ediyorlar.
 "Allah'ın dinini ve şeriatın hükümlerini  tam anlamıyla bilen bir Müslüman,  mevcut uygulamalara karşı çıkarak hadislerin delil  oluşunu  inkar edemez"
 "İslam'ın yalnızca Kur'an'dan ibaret olduğunu söyleyemez"
 Çünkü şeriattaki hükümlerin çoğu sünnet (hadislerle) sabit olmuştur.
 Kur'an'daki hükümler ise genellikle mücmel  ve külli gaideler şeklindedir.
( Sünneti Anlamada Yöntem, Sünnet'in Teşrii Değeri, Prof.Dr.Yusuf El-Kardavi s. 83)
 Yani bu cahiller,  Kur'an'ın anlaşılır,  detaylı, kolay ve yeterli bir kitap olduğu yüzlerce âyet ortaya koymasına rağmen bu iftarıyı hâlâ  yapıyorlar.
 Kur'an'sız ahmaklara göre,
"Bir kimse "Biz ancak Kur'an'da bulduğumuzu alırız" derse,  ümmetin icmaı ile kafir olur" Dolayısıyla bu sözü söyleyen, kanı ve malı helal olan bir kafirdir, müşriktir"
(Sünnet Araştırmalarına Giriş, Sünneti Anlamada Yöntem, Sünnet'in Teşrii Değeri Prof. Dr. Yusuf El- Kardavi, s. 84)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder