RİSÂLE-İ NURDA BULUNAN ŞİRK, HURAFE VE YALANLAR
(8. YAZI )
Said Nursi ve nurculara şöyle bir soru soralım.
Allah Resulü'nün risaletine en büyük şahit olarak Allah'ın göndermiş olduğu Kur'an yeterli değil mi ?
"Muhammed Allah'ın Resulü'dür..."
( Fetih 29 )
Said Nursi yüzlerce hurafe ile beraber şu yalan rivayeti de eserine almıştır.
"Başta Buhari, Müslim, Kütüb-ü Sitte-i sahiha muttafikan haber veriyorlar ki :
Hz Enes diyor "Zevra nam mahalde üç yüz kişi kadar Resulü Ekrem ile beraberdik , ikindi namazı için abdest almayı emretti.
Su bulamadık ,yalnız bir parça su emretti, getirdik, mübarek elini içine batırdı.
Gördüm ki, parmaklarından çeşme gibi su akıyor.
Sonra bütün maiyetindeki üç yüz adam geldiler, umumu abdest alıp, içtiler"
( Mücizat-ı Ahmediye, sayfa 121 )
Cevap :
Bende yemin ederim ki, bu rivayeti uyduran ahmaklar ve kitaplarına alan cahiller teyemmumu emreden âyetten hiç bir zaman haberleri olmamıştır.
( Maide- 6)
Şimdi aklımızı kullanalım, Allah Resulü su bulamadığı durumlarda Kur'an'da var olan emri mi uygular?
Yoksa elinde olmayan ve görevi arasında bulunmayan mucize mi gösterir.
Risâle-i Nur külliyatında bulunan yalan ve hurafeler dünyadaki bütün yalan ve hurafelerden daha fazladır.
İşte onlardan biri "Başta Buhari, Müslim, Kütüb-ü Sitte-i sahiha muttafikan haber veriyorlar ki, Hz. Cabiri İbni Abdullah il Ensâri beyan ediyor
"Biz bin beşyüz kişi Gazve-i Hudeybiye de susadık.
Resülü Ekrem ( a.s.m ) kırba denilen deriden bir kap sudan abdest aldı. Sonra elini içine batırdı.
Gördüm ki, parmaklarından çeşme gibi su akıyor. Bin beşyüz kişi su içip, kaplarını o kırbadan doldurdular.
( Sayfa- 121 )
Bu uydurmanın ardından Said Nursi diyor ki, "Hz Musa'nın taştan on iki yerde çeşme gibi su akıtması, Resulü Ekrem ( a.s.m ) ın on parmağından on musluk suyun akmasının derecesine çıkamaz. Çünkü, taştan su akması mümkündür, adiyat içinde nâzırı bulunur.
Fakat, et ve kemikten, âbı kevser gibi suyun akması naziri, adiyat içinde yoktur"
(Mücizât-ı Ahmediye- Sayfa, 122 )
Cevap :
Said Nursi Kur'an'da yer alan ve Musa (a.s) a verilen bir mucizeyi hafife alıp küçümserken, Kur'an'da yer almayan hurafe bir rivayeti yüceltmeye, çocukça bir hevesle Allah Resulü'nü Musa (a.s)dan üstün göstermeye ve fazilet yarışına sokmaya çalışmaktadır.
Aslında Allah Resulü'nün böyle bir mucizesi olsaydı, Allah onu Kur'an'da bize bildirirdi .
Çünkü Allah'ın ahlakından bir tanesi de verdiği mucizeleri ve nimetleri muhataplara hatırlatıp onların imana gelmelerini veya tevhid dininde sebat etmelerini sağlamak olduğundan kur'an'da kayıt altına almıştır .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder