24 Mayıs 2020 Pazar

RİSÂLE-İ NURDA BULUNAN ŞİRK, HURAFE VE YALANLAR.
(1.YAZI)
Bu yazılarımızda amacımız Said  Nursi ve Risâlelerinin  iç yüzünü en açık bir şekilde ortaya koymak  olacaktır.
 Said Nursi, ve Risâle-i Nur Külliyatı  talebelerince kutsal olarak kabul  edilmiş, Kur'an cahili ümmi halka da böyle lanse edilmiştir.
Kur'an cahili Nurcular için Said Nursi'nin kutsallaştırılması pek de zor olmamıştır.
 Çünkü insanların çoğu okumayı ve araştırmayı sevmez.
 İşte bu nedenle Said Nursi ne diyor?
 Bu dedikleri Allah'ın kitabına uygun mu ?
 Ya da sünnetullahla uyumlu mu diye bir araştırma yapmadan Said Nursi "Bediuzzaman" "zamanın eşsiz âlimi" ilan edilmiştir.
Ümmi insanlar tarafından âlim olarak bilinen bir kişinin reklamı yapıldığında, artık o kişiye taraftarlarınca bir tür dokunulmazlık zırhı giydirilir ve o kişiyi eleştirenler sapıklıkla ve iftiracılıkla suçlanır.
Kur'an buna "ahbarlarını ve ruhbanlarını Allah'ın yanında, berisinde rabler edindiler" der.
Yani din atalarının  kendilerine yalan söylediğine ve kendilerini aldattıklarını hiçbir zaman kabul etmezler. 
 Hatta Said Nursi ve benzerlerine söz söyletmeyenler arasında kendini tevhid'e nispet eden kişiler de mevcuttur.
Aslında bu açık bir cehalet ve büyük  bir hastalıktır.
Sadece çok reklamı yapıldığından dolayı Said Nursi ve benzerleri  insanların bilinçaltlarında  dokunulmaz bir mâsum olarak yer etmiştir.
Halbuki İslam dışı inanç ve fikirler kimden gelirse gelsin onlara karşı İbrahim (a.s) gibi şiddetle karşı konulmalıdır.
 Bunlara bile bile karşı koymayanlar hanif  dinin darbe almasına sebep olurlar.
 Sonuçta İslam dininin kutsalları bellidir.
 Bir adam düşünün ki, son Nebi'den ve Nübüvvet'e bağlı son Resul'den  yani İslam dininin tamamlanmasından sonra (Mâide-3; En'am-115 ) ortaya çıksın ve aşağıdaki âyete rağmen bana Allah tarafından bir kitap yazdırıldı deyip hem kendini hem de kitabını  kutsallaştırmaya kalksın.
"Elleriyle bir kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için  "Bu Allah katındandır" diyenlere yazıklar olsun!
 Elleriyle yazdıklarından ötürü onlara veyl olsun!  Ve kazandıklarından ötürü onlara yuh olsun!
 (Bakara- 79)
Şimdi böyle bir adam hakkında ne düşünceniz ne olurdu ?
 İşte Said Nursi eliyle yazdığı kitab-ı Allah'a nisbet edip bunu kendi iradesiyle değil de, Allah tarafından kendisine yazdırıldığını, Risâlelerinden ve kendisinden Kur'an'da övgüyle söz edildiğini, Allah Resulü'nün amcasının oğlu Ali başta olmak üzere asırlar önce yaşayıp geçmiş olan Abdulkadir Geylani gibi  şahsiyetlerin Risâle-i Nur'u  övdüğünü ve ondan haber verdiğinin  iddiasındadır.
 Bu Kur'an'a aykırı ve  akıldışı iddialar Said Nursi'nin Risâlelerinde mevcuttur.
Allah'ın izniyle bu yazılarımızda  bunları işleyeceğiz.
Aslında her şey gelip Kur'an'ın  bilinmesine dayanıyor.
Kur'an bilinirse şirk ve iftira, yalan ve uydurmalar bilinir.
 Fakat Kur'an'ın ilim ve hikmetinden uzak kalınırsa kişi kitap yüklü eşek olur.
(Cuma-5)
 İşte Nurcular cahil oldukları için Kur'an'a, ilme  ve bilimsel verilere yani sünnetullaha aykırı olan ayrıca  itikadi bakımdan insanın inancını zedeleyen ve onu cehenneme atan bir kitabı sorgulamadan  kayıtsız şartsız kabul eder
 Evet her şeyi Kur'an'ın bilmesine dayanıyor.
 Kur'an bilinirse her şey kolaylaşır, Kur'an bilinmezse her türlü akılsızlık ve ahmaklığın yolu açılmış olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder