RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN ŞİRK , HURAFE VE YALANLAR
( 10.YAZI )
Ehl-i Sünnet ve Şia'nın rivayetleriyle Said Nursi'nin kitabına aldığı yalanlara baktığımızda sanki Allah Resulü'nün yeryüzünde ve Medine'de yaşayan bir beşer Resul değil, havada ve hayallerde yaşayan bir masal kahramanıdır.
Said Nursi diyor ki:
"Başka bir tarikte (rivayeti geldiği yol) rivayet edilmiş ki, Hz. Cabir der ki. Resulullah bana emretti ki,
"O ağaçlara de, Resulullahın haceti (dışarı çıkmak, lavabo ihtiyacı) için birleşiniz"
"Ben öyle yaptım. Onlar birleştiler. Sonra ben beklerken, Resulü Ekrem çıkageldi, başıyla sağa sola işaret etti,( ağaçlara komut verdi ) iki ağaç yerlerine gittiler.
"( Mücizatı Ahmediye- sayfa, 127 )
Aklı başında bir adam böyle saçma sapan şeylerle ilgilenir mi?
Şimdi size Said Nursi'den çok enteresan bir uydurma daha aktaracağım.
Diyor ki:
"Hz yale, tarikinde nakli sahih ile haber veriyor ki,
: Bir seferde, Talha veya Semure denilen bir ağaç geldi, Resulü Ekrem ( a.s.m ) ın etrafında tavaf eder gibi döndü, sonra yine yerine gitti. Resülü Ekrem ( a.s.m ) Ferman etti. "O ağaç Cenabı Hak'tan istedi ki, bana selam etsin"
( Mektubat- 19.Mektup- Mücizatı Ahmediye- Sayfa, 128 )
Cevap :
Bu yalan ve Allah Resulü'ne iftira rivayeti ancak hululiyeci bir müşrik uydurmuştur.
Bunu eserine sahih bir rivayet olarak alan Said Nursi'nin tevhid anlayışını da muvahhidlerin idrakine havale ediyorum.
Said Nursi'nin kitabında bu rivayetleri okuyanlar şeyhlerine ve efendilerine karşı her türlü şirk ve hurafeyi işler duruma gelirler.
Bu cehalete ve uydurma rivayetlere inanan bir Milletten Uluslararası çapta bir icad, bir fikir, bir proje, bir başarı beklenebilirmi?
Dolayısıyla insanları hidayet ve rahmet kaynağı olan Kur'an'a yönlendirmek zorundayız.
Bu milleti başka kurtuluş çaresi yoktur.
Mücizât-ı Ahmediyesinde Said Nursi diyor ki:
"Muhaddisler, naklı sahih ile, İbni Mesud 'dan beyan ediyorlar ki, İbni Mesud dedi :
Batnı Nahl denilen nam mevkide, Nusaybin cinleri, ihtida için Resulü Ekrem ( a.s.m ) a geldikleri zaman bir ağaç o cinlerin geldiklerini haber verdi.
Hem İmam-ı Mücahit, o hadiste İbni Mesud'dan naklederki :
O cinler delil istediler, Resulü Ekrem bir ağacı emretti, yerinden çıkıp geldi, sonra yine yerine gitti.
(Sayfa- 128 )
Cevap :
Bu rivayetin hepsi yalandır.
Cinlerin Allah Resulü'nden Kur'an dinledikleri âyetlerle sabittir.
Allahın haber vermesi ağacın haber vermesinden daha önemlidir.
(Cin süresi- 1,2 )
Ayrıca Allah Resulü'nün cinleri görmesi ve onlarla muhatap olması mümkün değildir.
Allah Resulü ( a.s) hiç kimsenin imana gelmesinde ve hidayet bulmasında zorlayıcı bir etkiye sahip değildir.
O sadece tebliğ eder.
"...Sana ancak Allah'ın emirlerini tebliğ etmek düşer"
(Ra'd- 40 )
"Cinlere kendilerinden elçi gönderildiği ayet ile sabittir"
(En'am 130)
"Ey Nebi ! Onları doğru yola iletmek sana ait değildir"
( Bakara- 272 )
Muhammed ( a.s) sadece insanlara elçi olarak gönderilmiştir.
(Âraf-157; Nisa-79)
Allah Resulü'nün sadece insanlara elçi gönderildiği ile ilgili âyet çoktur.
"Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik fakat insanların çoğu bunu bilmezler"
(Sebe-28)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder