24 Mayıs 2020 Pazar

RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN ŞİRK, HURAFE VE YALANLAR
(35. YAZI ) 
Risâle-i Nur'un tercümanına gelince:
Şimdi bakın Said Nursi'nin talebeleri ne diyorlar. 
"Bu eseri Alişan( şânı yüce- Risâle-i Nur ) nuru Mahz'ı Kur'an (tamamen Kur'an'ın nuru) olduğu ve evliyaullahın (velilerin! ) asarından (eserlerinden)  ziyade feyz'i envarı Muhammedi'yi (Muhammed nurunun feyzine)  hamil bulunduğu Ve zat'ı pak'ı risaletin (Allah Resulü'nün)  ondaki hisse ve alakası ve  tasarrufu kutsisi,  evliyaullahın asarından (eserlerinden) ziyade olduğu ve onun mazharı ve tercümanı olan manevi zatın (Said Nursi) mazhariyeti ve kemalatı ise, o nisbette âli (yüce-yüksek)  ve  emsalsiz (benzersiz)  olduğu güneş gibi aşikar bir hakikattir"
 (Tarihçe-i hayat- 579,  Afyon hayatı Risâlei Nur nedir?)
Said Nursi'nin talebeleri sözlerine  şöyle devam ediyorlar.
"Risale'i Nur gerçi zahiren (görünüşte)  sizin eserinizdir"
"Fakat nasıl ki Kur'an'ı Mübin Allah kelamı iken seyyid-i kainat, (kainatın efendisi)  eşref-i mahlukat (yaratılmışların en şereflisi)  efendimiz nasa tebliğe (İnsanlara tebliğ etmeye) vasıta olmuştur, Sizde bu asırda yine o furkan'ı azim'in nurlarından bugünün karmakarışık sarhoş insanlarına emri hakla (Allah'ın emriyle)  hitap ediyorsunuz"
 (Hulusi, Barla Lahikası- 21. Yirmi Yedinci mektuptan- Hulusi)
Şimdi dikkat edin Risale'i Nur şakirtleri Allah'ın hududunu nasıl aşıyorlar, nasıl tehlikeli sözler sarf ediyorlar.
"Bilirim değilsin enbiyadan bir nebi, Lakin elinde nedir bu nuru Mu'teber"
 (Barla Lahikası- 101, 102)
Aynı sayfada son beyit için  şu haşiye düşülmüştür.
"Mevlana Cami, Mevlana Celaleddin-i Rumi hakkında demiş: "men çi koyem der vasfı an âli Cenab nit  peygamber veli daret kitap"
Caminin bu fıkrasının mealine işaret etmek istiyor.
 Anlamı "Ben, yüce vasıflara sahip olan ulu kişi hakkında ne diyebilirim, "O gerçi peygamber değildir. ama kitabı vardır."
"Risale'i Nur, Yirminci Asrın müslümanlarını ve bütün insanları koyu bir fikir karanlıklarından ve müthiş dalalet yollarından kurtarmak için müellifin kendi ihtiyarı ile yazılmış değil,
Cenab-ı hakkın lisanıyla  yazılmış bir eserdir"
 ( Rehberler- 141. Gençlik rehberi Risale'i Nur nedir?)
Risâle-i Nur'u  Kur'an haline getirmenin hesabını Allah mutlaka soracaktır.
Ne demek "Cenabı Hakkın lisanıyla" İşte bu yüzdendir ki Nur talebeleri Kuran'ı  araştırmaktan ve üzerinde tefekkür etmekten kendilerini uzak tutmaya çalışmışlardır.
 Yukarıdaki cümlelere baktığımızda  Nurcuların, Said Nursi'ye sanki bir Nebi ve Resul gibi iman ettiklerini görüyoruz.
Çünkü ancak Nebi ve Resullerin  kitab-ı olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder