RİSALEİ NUR'DA BULUNAN ŞİRK , HURAFE VE YALANLAR
( 3.YAZI )
Ehli Sünnet mezheblerine bağlı muhaddis ve müctehitlerle Şia'nın muhaddis ve müctehidleri arasında kendi taraftarlarını üstün gösterme yarışında karşılıklı olarak binlerce rivayet uydurulmuştur.
Şia :
Ali, Hasan, Hüseyin, Fatma, Ehli Beyt, 12 imam ve Mehdi gibi masum kabul ettikleri şahsiyetlerle ilgili binlerce hadis uydururken,
Emevilerin maddi desteği ve teşviki ile Ehli Sünnet muhaddisleri de Ebubekir, Ömer, Osman, Talha, Aişe, Hafsa, Muaviye, Hâlid bin Velid, Ebu Hüreyre ve diğer sahabelerle alakalı binlerce hadis uydurdular.
Said Nursi, Şia ve Ehli Sünnet hadis kaynaklarına aynı mesafeden baktığı için iki ekol arasında ayırım yapmadan iki mezhebin eserlerinde bulunan yalan ve uydurma rivayetlerin bir çoğuna taşeronluk yaparak Anadolu'da iyice kök salmalarına sebep olmuştur.
Bakın ne diyor
"Hz. Peygamberin kanını şerbet yapıp teberruken içen Abdullah İbni Zübeyr'in harika bir
şecaatle ümmetin başına geçeceğini,
Emeviye Devletinin zuhurunu, (sayfa 103)
Hz. Muaviye'nin ümmetin başına geçeceğini ona rıfk ve adaleti tavsiye ettiğini,
Abbasi Devletinin zuhurunu ve uzun müddet devam edeceğini Hz. Peygamber haber vermiş"
(Mücizat-ı Ahmediye, sayfa- 103)
Hurafelerinden dolayı sakın Cübbeli Ahmet ve Adnan Oktarın yalanları tuhafınıza gitmesin,
Said Nursi'ye göre Nebi (a.s) kıyamet gününe kadar gelecek her şeyi apaçık bir şekilde haber vermiştir.
Kur'an cahili muhaddislerin kanın Allah tarafından haram kalındığını bilmedikleri belli oluyor.
"Bediuzzaman!!! lakaplı Said Nursi kanın haram olduğundan nasıl haberi olmaz.
"Peygamber" kelimesini Said Nursi kullanıyor, yoksa ben "peygamber" kelimesini kullanmıyorum.
Çünkü "Peygamber" kelimesi Kur'an'daki "Nebi" ve "Resul" ibarelerini tahrif eden çok tehlikeli bir ibaredir.
Peygamber kelimesini kullananlar Nebi ve Resulün arasındaki farkı kavrayamazlar.
Lütfen, Allah rızası için "Peygamber" kelimesini kullanmayalım.
Said Nursi, uydurma rivayetlerin tümünü müdafaa ederek, kur'an, ilim ve akıldan yoksun bu yalanları reddeden muvahhidleri eleştirerek diyor ki,
"Daha hicretten iki yüz sene sonra, başta Buhari, Müslim, Kütübü Sitte-i makbule vazife-i hıfzı (hadis hafızlığını) omuzlarına almışlar.
İbni Cevzi gibi şiddetli münekkidler çıkıp, bazı mulhidlerin veya fikirsiz veya hıfzsız veya nadanların karıştırdıkları mevzu (uydurma ) hadisi tefrik ettiler, gösterdiler (Mücizat-ı Ahmediye sayfa- 113 ) Yani Said Nursi 'ye göre şu anda Şia ve Ehli Sünnet'in hadis kaynaklarındaki bütün rivayetler doğrudur.
Dolayısıyla uydurma veya zayıf diye bir hadisten söz etmek mümkün değildir.
Halbuki Ebubekir'in hilafeti döneminde Resulullahın hadislerini toplamak istediklerinde 500 hadisten başka bir şeyle karşılaşmadılar.
Bu rivayetlerde Kur'an'dan farklı bir şey görmeyince hepsini yakıp imha ettiler
(TDV- İslam Ans- Hadis maddesi- c. 15- s. 27)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder