24 Mayıs 2020 Pazar

ŞİİLİK VE SÜNNİLİK
(13.  YAZI)
İmamiyye Şia'sı, sahabenin büyük bölümünü Ehli Beyt'te sırt çevirmekle  ve hilafet haklarını gasbetmekle  suçladıkları için hadislerin nakli noktasında onlara karşı olumsuz bir tavır takınmışlardır.
 Şii âlimlerin büyük  çoğunluğunun üzerinde fikir birliği ettikleri konulardan biri, Ömer ve ardından Buhari ve Müslim gibi ehli Sünnet  hadisçilerinin  Hz Ali ve Ehli Beyt hakkındaki rivayetlerin ümmetin geneli tarafından dinlenmesini istemedikleridir.
Şia âlimlerine göre Ömer hadis rivayeti konusunda çok katı ve yasakçı bir zihniyete  sahip idi.
Şia, işte bu ve benzeri sebeplerden dolayı hadis aktarımını İmam Zeynelâbidin, oğlu Muhammed el- Bakır, oğlu imamı Caferi es- Sadık gibi Ehli Beyt imamları ile sınırlı tutmuştur.
Şia'nın önemli bölümünü oluşturan İmamiyye, Ehli Beyt imamlarının sözlerini ve içtihadi görüşlerini din için  tamamlayıcı olarak görmüşlerdir.
 Çünkü onların gözünde Ehli Beyt,
 "Size iki şey bırakıyorum:
Allah'ın kitabı ve itretim" (neslim) hadisinde ifade edildiği gibi
Allah Resulü'nün Kur'an'ın yanında takip edilmesini emrettiği ikinci  kaynağı  oluşturmaktaydı.
 Şia âlimleri, Allah Resulü'nün sürekli olarak kızı Fatıma ve amcasının oğlu Hz. Ali'nin evlerine gidip onlarla konuştuğunu,  imamı Ali'nin de  bu ziyaretlerde söylenenleri bir sahifeye  yazdığını söylerler.
Şia âlimlerine göre Hazreti Ali'nin bu sahifesi elde bulunan hadis kitaplarının  en sağlam olanıdır.
 Bu sahife  ve kitap daha sonra masum imamlara geçmiştir.
 Allah Resulü'nün H.Ali'ye öğrettiği bu hadis kitabı her şeyi içerdiğinden mâsum imamlarda  her şeyi bilirler.
 Şia, bu konuda bazı âyetleri delil olarak göstermiştir.
 Dolayısıyla Şii âlimlerine göre imamlardan gelen  rivayetlerde kuşkuya yer yoktur.
 Çünkü Hz. Ali'nin yazdığı bu kitap imamlardan  intikal etmiştir.
 Ali Şeriati'nin bu konudaki görüşleri şöyledir. "İmamlar Kur'an'ı diğer insanlardan daha iyi anlar ve anlamlandırırlar"
 Şia âlimleri Ehli Beyt'e nispet edilen hadisleri, yaşadıkları dönemde yazıya döküp derlemişlerdir.
 Bunlar, büyük bölümü kaybolmuş bulunan "Usul'i- erbaa Mi'e =Dörtyüz asıl" olarak bilinir. Şeyh Ebu Câfer Muhammed Bin Yakub el-Küleyni (ö. H. 329)
 bu hadislerden ulaşabildiklerini Hicri dördüncü asırda "el- kafi" adıyla kitap haline getirmiştir.
Şia'da "el-Kâfi" hadis kitabı, Ehli Sünnette bulunan "Buhari" gibidir.
 Küleyni'nin Kâfi'si  iki bölümden oluşmakta olup birinci  bölümü usul (itikat- iman) ikinci  bölümü ise fürü ( ibadet ve ahkamla) alakalı hadisleri içerir.
 "el-Kâfi, 34 kitap, 346 bab altında 16.000 civarında hadis içeren geniş  bir hadis kitabıdır.
 (Dr. Haşim Maruf El- Hüseyni, Diraset, s 19, Sıtkı Necmi, Adva ale's-Sahihayn, s 87)
 Sonra Şeyh Saduk  lakabıyla ünlenen Muhammed bin Ali bin Bâbeveyh El Kummi  (ö.H.381 "Men lé yahduru'l-Fakih" adlı bir hadis  kaynağı derlemiştir.
 Hadislerin senetlerine yer verilmeyen bu eserde 9.000'den fazla hadis  bulunmaktadır.
 Bu İkisinden sonra gelen Şeyh Ebu Cafer Muhammed  bin el-Hasan et-Tusi (ö.H. 380- 462) iki  büyük hadis kitabı derlemiş olup bunlardan biri
"Tehzibu'l-ahkam" diğeri  ise "el-İstibsar fimé uhtilife mine'l-ahbar" kitabıdır.
 et-Tusi bu iki  eserde "el-Kâfi"de bulunmayan bazı hadislere yer vermiştir.
( a. g.e--s 292)
 Bu kitaplar, on birinci  yüzyılda derlenen üç  büyük hadis kaynağına  kadar Şii fıkıhçıların  vazgeçilmez başvuru kaynağı olmuşlardır.
Şia'nın diğer önemli üç büyük eseri şunlardır.
1-) "Vesâilu'şia fi ahkami'ş-Şeri'a" Muhammed Bin el-Hasan el Hurr el Âmili
(H. 1032-1104)
Bu eser telif edildikten sonra fıkıh âlimlerinin vazgeçilmez kaynağı haline gelmiştir.
2-) "el-Vâfi" Muhammed Muhsin el Feyz el-Kaşâni (ö. H. 1091)
3-) "Bihâru'l Envâr" Muhammed Bakır el Meclisi (H. 1027-1111)
Bunlar arasında "el Kâfi" inanç ve amelle  ilgili hadislere birlikte yer verdiği için "Câmii" nitelikte
 "Sahih-i Buhari, Müslim, Sünen'i Tirmizi"  benzeri bir hadis kaynağıdır.
 Diğer üç  hadis kitabı ise,  sünnet ve hükümler içeren kaynaklardır.
 Bütün bu kitaplara Hicri dördüncü asırda "müstedrek ül-vesâil" adında ansiklopedik bir kaynak daha eklenmiştir.
 Şeyh  Mirza Hüseyin en Nuri (Ö. M. 1320)  tarafından kaleme alınan bu eserde "el Vesâil"  adlı kaynakta yer almayan hadis ve rivayetlere  yer verilmektedir.
 Bir diğer ansiklopedik eser, İmam Burucerdi gözetiminde hazırlanan "Camiu'l-ehâdisi'l fikhiyye" adlı eserdir.
 Bu eser, fıkhi hükümler ile ilgili bütün rivayetlere senet ve metinleriyle  birlikte yer veren çok geniş kapsamlı bir eserdir.
 Şia'nın hadislerine  baktığımızda büyük bölümünün Ehli Beyt imamlarına dayandıklarını görürüz.
 Doğrudan Nebi (as)a  dayandırılan rivayetler gayet azdır.
 Bu sebepledir ki Şii âlimler  Ehlibeyt imamlarını (12 imam) fıkhın  kaynaklarından biri sayarlar.
 Yani on iki İmam, diğer mezhep imamları  gibi takip edilmeleri caiz olan müctehidler konumunda olmayıp Nebi (as) ın "Size iki şey bırakıyorum, Allah'ın kitabı ve itretim" ( neslim, ,Ehlibeytim)övgüsüne mazhar olmaları  bakımından tâbi olunması gereken yegane mercidirler.
 Sünnilik ekolü'de aynı Şiilik  gibi inanç ve ameli konuları tamamen rivayetler  üzerine oturmuştur.
 Yani Sünni kaynaklara baktığımızda özellikle ameli konularda Kur'an'ın bir etkisinin olmadığını açık olarak görüyoruz.
 Sünni âlimler,  hadisleri Kur'an'ın en önemli tefsiri ve pratik uygulaması olarak gördüklerinden din için hadisleri yeterli kaynak olarak görmüşlerdir.
Şia âlimleri gibi Sünni alimlerde son derece Kur'an cahili kimselerdir.
 Eğer Şia ve  Ehli sünnet âlimleri Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünü,
vahyin sistemini,  hikmetin hangi anlama geldiğini,
Nebi ile Resul'ün arasında bulunan farkları bilmiş olsalardı dünyanın en yalan ve karanlık dinine çakılıp  kalmazlardı.
 Kur'an'ı bilen birisi Şiilik ve Sünniliğin dünyanın en karanlık, hurafe,  batıl ve Kur'an'a  en uzak dinler olduğunu bilir.
 Fakat maalesef Şia ve Ehli  Sünnet âlimleri Nebi ile Resul'ün  arasında bulunan farkları bilmediklerinden  Kur'an'da geçen bütün "Resul" kavramlarına  "hadis ve "sünnet" anlamı yüklemişlerdir.
 Yani bu Kur'an'sız cahiller  uydurma hadislerin Resul'ü temsil ettiklerini sanmışlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder