RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN UYDURMA, HURAFE VE YALANLAR
( 9.YAZI )
Mektubat,19.Mektup, Mücizât-ı Ahmediyesinde Said Nursi diyor ki,
"Başta İmamı Malik, Muvatta kitabı müteberinde Muaz İbni Cebel gibi meşahiri (şöhret bulmuş- ileri gelen) sahabeden haber veriyorlar ki:
Hz. Muaz İbni Cebel dedi ki:
"Gazvei Tebukte bir çeşmeye rast geldik sicim kalınlığında güç ile akıyordu.
Resülü Ekrem emretti ki, bir parça o suyu toplayınız "Avuçlarında bir parça topladılar. Resul'ü Ekrem
onunla elini yıkadı.
Suyu çeşmeye koyduk, birden çeşmenin merkezi açılıp, kesretle aktı, bütün orduya kafi geldi.
Hatta bir ravi olan İmam İbni İshak der ki, gök gürültüsü gibi, toprak altında o çeşmenin gürültü yaparak öylece aktı.
Resülü Ekrem, Muaz'a ferman etti ki,
"Bu eseri mucize olan mübarek su devam edip buraları bağa çevirecek, ömrün varsa göreceksin" ve öyle olmuştur.
(Sayfa-123 )
Cevap :
Said Nursi'nin kitabına aldığı bu yalan rivayete çocuklar bile inanmaz.
Çünkü Allah Resulü'nün böyle mucizeleri olsaydı Mekke müşriklerine gösterirdi.
Onlar şöyle diyorlardı
"müşrikler, sen dediler, bizim için yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana asla inanmayız"
( İsra- 90)
Dolayısıyla Allah Resulü'nün mekke müşriklerine bu mucizeyi göstermesi daha mantıklı olurdu.
Said Nursi'nin en büyük başarısı yüzlerce uydurma ve iftira rivayeti bir araya getirip Allah Resulü'nün mucizesi diyerek kitabına alması olmuştur.
Aslında bu rivayetlerden "uydurma hadisler" adı altında güzel bir eser meydana getirilebilirdi.
Ciddi ciddi bakın eserine nasıl bir rivayeti almış
"Başta sahihi Müslim,Kütüb-ü Sitte-i sahiha haber veriyorlar ki,
Cabir diyor : Biz, bir seferde Resulü Ekrem ile beraberdik, kaza-i hacet (lavabo) için bir yer aradı.
Settareli (korunaklı ) bir yer yoktu. Sonra gitti iki ağaç yanına, bir ağacın dalını tuttu, çekti.
Ağaç itaat ederek beraber gitti. Öteki ağacın yanına getirdi.
Muti ( itaat eden ) devenin yularını tutup çekildikçe geldıği gibi, o iki ağacı o süretle yan yana getirdi. Sonra ferman etti "üstüme birleşiniz" ikisi birleşerek settare (örtü ) oldular.
Arkalarında kaza-i hacetten (ihtiyacını gördükten) sonra onlara emretti, yerlerine gittile"
(a.g.e Sayfa- 127 )
Dünyada yalan bitmez.
Fakat ilmin ve aklın zirvesinde bulunan bir Nebi ve Resul için bu kadar hurafe icat etmek kabul edilecek bir şey değildir.
Utanmaz arlanmazlar. Resulullah(a.s) ı sanki gösteri yapan bir sihirbaz konumuna sokmaktan haya etmediler.
Bu rivayetlerde anlatılan Resul tasavvuru müşriklerin Resul tasavvurlarından daha büyük bir kepazeliğe sahiptir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder