24 Mayıs 2020 Pazar

ŞİİLİK VE SÜNNİLİK
(15. YAZI)
 Kur'an'da yüzlerce âyet Şia ve Ehli  Sünnet'in bâtıl olduklarına işaret etmekle beraber şu iki âyet gerçekten çok önemlidir.
 "Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan  sonraki topluluklar da (elçilerini) engellemeye, her ümmet kendi elçisini yakalamaya azmetmişti.
Batılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdir.
Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım.  İşte cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!
(Mümin, 5)
(Onlara denir ki) İşte bu (azabın) sebebi şudur: Tek Allah'a ibadete çağrıldığınız  zaman inkar ederseniz. O'na şirk  koşulunca hemen tasdik  edersiniz.
Artık hüküm  yücelerin yücesi Allah'ındır"
(Mümin, 12)
 İşte  1350 yıldan beri gelen ve temelinde Kur'an'sızlık ve koyu karanlık cehaletin  bulunduğu bu anlayış sahiplerine
"Kur'an'da neden "Nebi"ye ve "Muhammed'"e itaat etmenin emredilmediği,
Kur'an'ı okuma, onu tebliğ etme, beyan etme (duyurma)  ilan etme,
tekzip, İsyan, küfür, tasdik, helal ve haram kılma, karşı gelme  gibi bir çok  kavramın  neden "Resul" ile ilgili olduğunu nasıl anlatacaksınız.
 "Nebi'nin Allah'a karşı hata ettiğini,
( Tevbe, 113, Tahrim, 1)
 "Resul'ün ise hatadan masum olduğunu, çünkü görevinin sadece Allah tarafından indirilen vahyi tebliğ ettiğini, bundan dolayı  Resul'e mutlak itaatin emredildiğini,
Nebi'ye niçin itaatin emredilmediğini, Nebi'nin gece gündüz, yirmi dört saat, yirmi üç sene, her durumda, her an ve zamanda,  vefat edinceye kadar "Nebi"'lik  ünvanının ondan ayrılmayacağını,
fakat "Resul'"ün kendisine vahiy  gelip onu insanlara ulaştırdığı andaki  konumu ile ilgili resmi bir görevlendirme  olduğunu nasıl anlatacağız.
 Resul'ün bütün bağlantısının  vahiy olduğunu " "De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim.(şu var ki) bana, ilâh'ınızın, sadece bir tek ilah olduğu vahyediliyor.
Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak koşmasın"
( Kehf, 110)
"De ki: Ben de ancak sizin gibi bir beşerim.  Bana ilâh'ınızın bir tek ilah olduğu vahiy ediliyor. Artık sadece O'na yönelin, O'ndan mağfiret dileyin. Şirk koşanların vay haline"
( Fussilet, 6)
"Resul'ün   hadislerle hiçbir ilişkisinin olmadığını, bu karanlık Kur'an cahillerine  nasıl anlatacağız?
 Hadisleri toplayanların  yaşadıkları dönemler.
 Buhari- 238, Müslüm- 243, Ebu Davud- 256, Tirmizi- 260, Nesai - 286, İbni mace- 263,
Şiilerin sayıca en kalabalık kolunu oluşturan "Caferiler"
(İsna aşeriyye) hilafetin Hz Ali ve onun Hz Fatıma'dan gelen soyundan sadece on iki  imama özgü olduğunu ve Kur'an'ı tam olarak  sadece bu imamların anlayabileceğini ileri sürerler.
 Bu imamlar şunlardır.
1-) Ali Bin Ebi Talip    (öl. 40 /660)
2-) Hasan Bin Ali        (öl. 49/ 669)
3-) Hüseyin Bin Ali     (öl. 61/ 680)
 4-) Ali Zeynel Abidin (öl. 92/ 710)
5-)  Muhammed Bakır (öl. 114 /731)
6-) Cafer es sadık         (öl. 148/ 765)
7-) Musa Kazım            (öl. 183/ 799)
8 -)Ali Rıza                     (öl. 202/ 817)
 9-) Muhammed Cevad ( öl. 220/ 835)
 10-) Ali el Hadi           (öl. 254/ 868)
 11-) Hasan el-askeri   (öl. 260/ 873)
 12-) Muhammed Bin Hasan el-askeri el-Mehdi.
Şia'ya  göre on ikinci imam genç yaşta 260/ 873 yılından sonra gizlenmiş, yani evlerinin mahzenine girip kaybolmuş ve bir daha ortaya çıkmamıştır.
 Şia ve Ehli Sünnet'in hadis kaynaklarına göre  "Gaib" olan bu İmam "Mehdi-i muntazar" "Beklenilnen Mehdi"  kıyamet günü yaklaşınca tekrar  dönecektir.
Şia'nın dini önderleri olan büyük müctehidler  (Âyetullahlar) bu (Gaib)  imamın vekili durumundadırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder