24 Mayıs 2020 Pazar

RİSALEİ NUR'DA BULUNAN ŞİRK,  HURAFE VE YALANLAR
(2. YAZI )     
 Unutulmamalıdır ki, hak ve adalet, Allah'ın emri ve rızası bütün değerlerin üzerindedir.
İslam dini : Kur'an, tevhid, güzel ahlak, ilim, akıl  tefekkür ve sorgulama ile insanlığa rahmet ve saadet getirecektir.
Bir dinde bunlar yoksa o din kaos, katliam, kargaşa, vahşet, cehalet,  terör, ihtilaf ve perişanlığın  kaynağı olaracaktır.
Dolayısıyla körü körüne bir takım kişileri savunmak gayretiyle İslam aklının ve ögretilerinin te'villerle yamuklaştırılması yahud göz ardı edilmesi, batılın hakka karıştırılması,  insanların aklıyla alay edilmesi doğru olmayan şeytani bir oyundur. 
"Hak ve adaletin ortaya konulması hususunda batıl olanın yanında durmak olmaz.
Bir eserde yazılanlar doğru değilse, o zaman böyle batıl eserden, o mezhepten,  kim olursa olsun o kişiden insanları sakindırmak Allah'ın en önemli emirleri arasında yer almaktadırlar.
(Hud-116)
 Allah biliyor ki, hata edenin hatasını söylemekten maksadımız, yüce İslam dinini ve  Allah'ın elçisini her türlü hurafe ve yalandan tenzih etmek, o saf ve temiz olan tevhid dinini  zararlı  maddelerden arındırmaktan  başka bir şey değildir. 
Bu çalışmamızda ancak islam emanetini yerine getirmeye çalışıyoruz.
Biz insanların kusurlarını açığa çıkarma peşinde değil, hakkı ortaya koyma peşindeyiz.
 Said Nursi diyor ki,
"Resulü Ekrem (a.s)iddia-i nübuvvet etmiş,
 Kur'an-ı azimuşşan gibi bir fermanı göstermiş ve Ehli tahkikin yanında bine kadar Mücizat-ı bahireyi göstermiştir.
O Mücizat-ı, heyeti mecmuasıyla, davayı nübuvvetin vukuu kadar vücutları kat'idir.
Kur'anı Hakim'in çok yerlerinde en muannid kafirlerden naklettigi sihir isnat etmeleri gösteriyor ki,
 o muannid kafirler dahi mucizatın vücutlarını ve vuku'larını inkar edemiyorlar"
"Yalnız kendilerini aldatmak veya etbalarını kandırmak için haşa sihir demişler"
"Evet Mücizat-ı Ahmediye'nin yüz tevatur kuvvetinde bir kat'iyyeti vardır"
(Mektubat, Mücizatı Ahmediye
sayfa, 91 )
CEVAP :
Said Nursi, müşriklerin Allah Resulü'ne neden sihirbaz dediklerini anlayamamıştır.
 Mekke müşrikleri Resulullah (a.s ) dan görmüş oldukları mucizelerden dolayı sihirbaz demiyorlardı.
Kur'anı mubinin olağanüstüluğü, onun karşısında aciz duruma düşmeleri, ona karşı hiç bir cevap verememeleri,
akrabalar arasındaki ilişkilere tesir ettiğinden dolayı Allah kelamını gözden düşürmek için, "Allah Resulü'ne  sihirbaz, Kur'ana da sihir" diyorlardı.
Sihirbaz iftirasına uğramayan Allah Elçisi  yoktur.
Davanın olağanüstü yüce bir mertebeye sahip olmasından dolayı böyle diyorlardı.
Ve özellikle bunu sık sık dile getirirlerdi.
 İkincisi: Hiçbir Nebi insanlara "ben sizin için güvenilir bir Nebi'yim" dememiştir.
Bütün elçiler kavimlerine,  "Ben sizin için güvenilir bir Resulüm" demişlerdir.
Resuller Allah tarafından kendilerine indirilen vahyi tebliğ ederler.
Yani Nübüvvet ve Risalet iddiasında  bulunmazlar.
Üçüncüsü:  Allah Resulü'nün  kurandan başka hiçbir  mucizesi yoktur. 
 Said Nursi, Mücizat-ı Ahmediye'nin 95.Sayfasında diyor ki,
"Evet, Muhaddisinin muhakkikininden, el hafız, tabir ettikleri zatlar, laakal, (en az) yüz bin hadisi hıfzına almış (ezberlemiş)  binler muhakkik muhaddisler, hem elli sene sabah namazını işa(yatsı )abdestiyle kılan muttaki muhaddisler ve başta Buhari ve Müslim olarak kütübü sitte-i Hadisiye sahipleri olan ilmi hadis dâhileri, allameleri tashih ve kabul ettikleri haberi Vahid, tevatür katiyetinden geri kalmaz "
 1-) Said Nursi'nin bu pasajda dile getirdikleri şeylerin hepsi yalan ve uydurma haberlerdir.
Binler muhakkik muhaddis her biri nasıl olur da yüz bin hadisi ezberler, onları toplar, tasnif eder, yazar ve rivayet edebilir.
2-) Allah Resulü'nün  13 yıl   mekke hayatını çıkaracak olursak ki , Mekke'de sadece Kur'anı tebliğ etmiştir.
 Mekke hayatında hadisten söz dahi edilemez.
3-) Medine'de ise bir sürü savaş,  gazve, seriyye, Mekke'nin Fethi, aile hayatı, Müslümanların sorunları, münafıkların fitneleri, gelen ve gönderilen elçilerin karşılanması, inen vahyin sık sık insanlara okunması, Bedir, Uhud, Hendek, Huneyn savaşları,  Beni Nadir, Kurayza, Kaynuka, Hayber Yahudileriyle yapılan gazveler, anlaşmalar,  Tebuk, Beni Mustalik seriyyeleri ve bir çok meşgale arasında nasıl olur da Resülüllah'ın dilinden  yüz binlerce hadis  çıkabilir.
Allah Resulü'nün görevi sadece  kur'anı tebliğ etmektir.
4-) Bir insan "elli yıl sabah namazını yatsı abdestiyle nasıl kılar"
Said Nursi bu akıl almaz  ve mantık kabul etmez uydurmaya inanıyor ki onu da eserine almıştır.
Halbuki böyle bir şeyi ne din, ne tıb, ne ilim, ne akıl kabul eder.
Abartısız söylüyorum, Said Nursi Kur'an'a aykırı,  akıl ve mantığın kabul etmeyeceği  binlerce rivayetle eserini doldurmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder