RİSÂLE-İ NUR'DA BULUNAN ŞİRK , HURAFE VE YALANLAR
(14.YAZI )
"Zamanın muceddidi!!! Bediuzzamanı!!! üstadı!!! olarak görülen Said Nursi'nin bu kadar uydurma ve hurafeleri bir araya toplaması ve milyonlarca insanı bunlara inandırması batıl adına büyük bir başarıdır.
Bakın ne diyor.
"Allame-i mağrib Hz. Kadı İyaz naklı sahih ile haber veriyor ki, hâdim-i nebevi (Nebi'nin hizmetçisi) Hz. İbni Mesud dedi ki:
Biz Resul'ü Ekrem (a.s.m ) ın yanında taam (yemek) yerken, taamın (yemeğin) tesbihlerini işitiyorduk"
(Mektubat- 19.Mektup, Mücizât-ı Ahmediye, Sayfa- 133)
Aynen Cübbeli Ahmet gibi Said Nursi'nin de bütün hurafeleri sahihtir.
Diyor ki:
"Naklı sahih ile, Enes ve Ebu Zerden Kütüb-ü Sitte-i Sahiha haber veriyorlar ki,Hz Enes(Hâdim-i Nebevi)demiş ki,Resul'ü Ekrem(a. s.m) ın yanında idik.
Avucuna küçük taşları aldı, mübarek elinde tesbih etmeye başladılar. Sonra Ebubekir es Sıddık'ın eline koydu, yine tesbih ettiler.
Ebu Zer Gıfari, tarikinde der ki, Sonra Hz. Ömerin eline koydu yine tesbih ettiler.
Sonra aldı yere koydu, sustular. Sonra yine aldı Hz Osman'ın eline koydu yine tesbih ettiler.
Sonra Hz Enes ve Ebu Zer diyorlar ki, ellerimize koyduk sustular" (Mektubat- 19.Mektup Mücizât-ı Ahmediye Sayfa- 133 )
Neredeyse Şia ve Ehli Sünnet kaynaklarındaki yalan ve uydurma rivayetlerinin bir çoğunu, eseri Risalei Nur Külliyatına alan Said Nursi diyor ki:
"Hz.Ali ile Hz. Cabir ve Hz. Aişe'den nakli sahih ile sabittir ki, dağ, taş, Resul'ü Ekrem (a.s.m) a "selam sana ey Allah'ın Resul-ü! diyorlardı"
(Mektubat- 19.Mektup Mücizât-ı Ahmediye, Sayfa- 133 )
Said Nursi şöyle devam ediyor.
"Hz.Ali tarikinde diyor ki,
"Bidayeti Nübüvvet'te (Nübüvvet'in başlangıcında ) nevahii Mekke'de (Mekke'nin mahallelerinde) Resul'ü Ekrem(a.s.m) ile beraber gezdiğimizde, ağaç ve taşa rast geldiğimiz vakit "Selam sana ey Allah'ın Resul'ü " diyorlardı.Hz. Cabir, tarikinde derki:
"Resul'ü Ekrem (a.s.m ) taş ve ağaca rast geldiği vakit, ona secde ediyorlardı.
"Yani, inkiyad edip, "Sana selam olsun ey Allah'ın Resul'ü" diyorlardı. ( Mektubat- 19.Mektup, Mücizât-ı Ahmediye, Sayfa- 133 )
Cevap : Bu şirk kokan rivayetin uydurulma gerekçesi, Melekler, Adem (a.s) a secde ettilerse, Allah Resulü'ne de ağaç ve taş olmak üzere her şey secde ederdi anlayışıdır.
Yani Allah Resulü'nü diğer elçilerden üstün gösterme hastalığından başka bir şey değildir. Said Nursi o derece kur'an'a aykırı düşmüş ki şu âyetten hiçbir zaman haberi olmamıştır.
"Bitkiler ve ağaçlar Allah'a secde ederler"
( Rahman-6)
Aslında hurafeci Buhari, Müslim, Kütüb-ü Sitte-i, Kütüb-ü tıs'a beni ilgilendirmiyor.
Beni esas ilgilendiren şey Bediuzzaman olarak görülen bir kişinin, içinde sayısız hurafe ve yalan barınan bir eseri, Allah tarafından gönderilmiş gibi, eğitim görmüş milyonlarca insana inandırmasıdır.
Böyle bir durumda insan nasıl kafayı yemez.
Milyonlarca insan batıl üzerinde hiçbir soru ve sorgulama yapmadan nasıl bu kadar yalan bir yola revan olabilir.
Allah Resul'ünün mucize göstermesinin mümkün olmadığına dair yüzlerce âyet mevcut iken insanlar nasıl böyle hikayelere din diye iman ediyor?
Bu konu psikoloji uzmanları tarafından araştırılması gereken bir konudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder