31 Ocak 2022 Pazartesi
SALÂT ve TEVBE (18.YAZI) Tüm bu sürecin ardından gelen farkındalığınız ve hakla aydınlanmanız sizi ister istemez daha derin bir kendini sorgulamaya itecektir. Eskiden aklınızı nasıl bu kadar kullanamaz halde olduğunuza, gafletinizle yanlış yapıp ettiklerinize ve ne kadar da büyük bir cehalet içinde hayatınızı yaşadığınıza pişman olacaksınız. Şu dünya hayatında herkes kendini bir dine bağlı görüyor. Yüce Allah’a iman etmediklerini söyleyenler bile neticede bir ideoloji içindedir. Bizim coğrafyada Allah vergisi olarak zaten herkes “Müslüman!” Ancak Kur'ani gerçek böyle işlemiyor. Eğer bir insan Kur'an'ın ilim ve hidayetine göre tevbe etmemişse gerçek anlamda onun bir dini yok demektir. Yani "her çocuk Müslüman doğar" sözü, Nebi'ye iftiradan başka bir şey değildir. Bir çocuğun farkındalık içinde bir dininin olması Kur'an tarafından onay almaz. Kur'an'ın hidayetiyle farkındalığa ulaşmamış bir yetişkinini de dini bulunmamaktadır.Bu manada vahiy'le ciddi bir dönüşüm geçirmeyen kimsenin Allah’ın dinini fark edebildiğini söylemek imkansızdır. Yani ciddi olarak Kur'an'la tanışmayan gerçek anlamda ne mümin ve müslüman, ne de kafir ve müşrik olmaz. Tevbe şöyle bir şey: İlk başta verdiğim benzetmeye dönersek; Kur'an'dan öğrendiklerimiz bizi o kadar değiştirdi ki, artık o eski çevrimdışı zamanlarımızdan ötürü pişmanlıklar duyuyor, bir özür e-postasını bağlandığımız ana bilgisayara gönderiyor ve kendimizi düzeltmeye başlıyoruz. "İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet eder" (Bakara- 159)"Ancak tevbe edip yani (kendilerini) ıslah edenler, yani (gizlediklerini) beyan edenler(e gelince); onların tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeleri kabul edenim, merhametli olanım"(Bakara-160) Bu gerçeği beyan başkalarına yapılan bir beyan değil, Allah’a yapılan bir itiraftır.Yoksa bir şeyhin elinden tevbe almak ya da kilisede rahibin günah çıkartması gibi değildir. Özür dilemeniz veya itiraf etmeniz gereken birisi varsa gidip özür dilersiniz bu ayrı bir konu, ama tevbe Allah’a yapılacak, ona bağlantınızı ayakta tutacak bir şeydir. Salât'ı ikâme etmek yani vahiy'le arınmaktır.Tevbe, salât'ı ikame etmenin (bağlantıyı ayakta tutmanın) en güzel araçlarından biridir. "... Eğer tevbe eder yani salât'ı ikame eder yani zekat'a (arınmaya) gelirlerse artık yollarını serbest bırakın. Şüphesiz Allah Ğafur'dur, Rahim'dir"(Tevbe-5) "Eğer tevbe eder yani salât'ı ikame eder yani zekat'a (arınmaya) gelirlerse artık onlar dinde kardeşlerinizdir. Biz bilen bir kavme âyetlerimizi böyle tafsil ediyoruz" (Tevbe- 11)Salâtı ikame edeceğimiz (bağlantımızı ayakta tutacağımız) tüm yaşamımız boyunca da düştüğümüz hatalardan duyacağımız derin pişmanlıklar süregelen tevbelerdir. "Kim işlediği zulümden sonra tevbe eder yani kendini ıslah ederse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, Ğafur'dur, Rahim'dir" (Mâide-39) "Ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: Sizlere selam olsun. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki; içinizden kim cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder yani (kendini) ıslah ederse şüphesiz O, Ğafur'dur, Rahim'dir"(En'am-54) "Şüphe yok ki münafıklar ateşin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın. Ancak tevbe eden yani kendilerini ıslah edenler yani Allah'a sığınıp dinlerini yalnız ona özel kılanlar başkadır. İşte bunlar gerçekten müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere yakında azim bir mükafat verecektir" (Nisa-146)"... O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun yani salât'ı ikame edin yani zekat'a (arınmaya) gelin. Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne hayır takdim ederseniz Allah katında onu bulursunuz; hem de daha hayırlı yani mükafatça daha muazzam olmak üzere. Allah'a istiğfar edin, Şüphesiz Allah Gafur'dur, Rahim'dir" (Müzzemmil-20)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder