22 Ocak 2022 Cumartesi

SÂLAT ve ZİKİR (10.YAZI) Kitap'tan sana vahyedileni tilâvet et yani salât'ı ikame et. Çünkü salât, fuhşiyattan (cimrilikten) ve münkerden alıkoyar, Allah'ın zikri (olan Kur'an ile) hatırlatmak en büyük(öğüt) tür. Allah yaptıklarınızı bilir" (Ankebüt-45) Yüce Allah, Nebi(a.s) a bile “sana vahyedileni tilâvet” buyururken, Nebi (a.s) ın bize Kur'an'da olmayan helaller, haramlar, farzlar, vacipler ve sünnetler bildireceğine nasıl inanalım? O vahiy'den bağlantısız asla hareket etmemiştir. Biz de bağlantımızı ikâme etmek zorunda değil miyiz? Namaz konusuna ileride ayrıca değineceğiz ama kötülüklerden alıkoyan namaz mıdır yoksa Allah’la bağlantımızı (her zaman ve zeminde) kesintisiz muhafaza etmek midir? Ehl-i Sünnet din adamları ümmi insanları iftira rivayetlerle uyarır ve şöyle derler: "Bir kadınla bir erkek yalnız kaldıklarında üçüncüleri şeytandır! Amaçları, yalnız kalırlarsa bir yanlış ya da kötülük yapmalarının önüne geçmektir. Eğer uyarılan kişi şehvetine kapılan biriyse şeytanın birlikteliğiyle uyarmak onu bu kötülükten vazgeçirir mi? Peki, ona “Bir kadınla bir erkek yalnız kaldıklarında üçüncüleri Allah'tır” denilmiş olsaydı, Kur'an'ın ilmine ve İslâm'ın ahlakına daha uygun olmaz mıydı? İnsanlar kötülükten vazgeçeceklerse hangi uyarı daha temiz ve daha nezihtir? "Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah herşeyi bilendir" (Mucadele-7)Namaz da kötülüklerden vazgeçirebilir ama sadece cami'de ve namaz kıldığınız beş on dakika için... Ya sonra? Şimdi Ankebüt süresi 45. âyete bir daha bakalım. “Salât fuhşiyattan (cimrilikten) ve münkerden alıkoyar, Allah’ın zikri (olan Kur'an ile)(öğüt) en büyüktür” Demek ki salâtımızı (bağlantımızı) ayakta tutarsak Allah’ı her an hatırlamış ve hiçbir zaman unutmamış oluruz. Kötülüklerden en büyük engelleyici budur. Yani salâtımızın bize sağladığı yüce Allah ile her zaman ve zeminde beraberlik bilincidir. Son vahiy'de, zikir ve salât'ı ikâme ilişkisini ortaya koyan bir çok âyet mevcuttur. Bu âyetlerin her biri ilk bölümlerde bahsettiğimiz salât'ı ikâme araçlarının birbirine bağlantıları hakkında ipuçları veriyor. Aşağıdaki âyetleri inceleyelim. "Bunlar hâkim olan kitabın âyetleridir. Güzel ahlak sahipleri için hidayet ve rahmettir. Onlar salât'ı ikâme eder, zekât'a gelirler ve ahirete de kesin yakinleri vardır" (Lokman-2, 3, 4) Yukarıdaki âyetlerde salâtla birlikte iman, hidayet, rahmet, kitap, ıslah ve zekât (arınma) araçlarını sanırım sizde fark ettiniz. "Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikredin yani O'nu sabah ve akşam tesbih edin.(Ahzab- 41, 42) Yine yukarıdaki âyetlerde salât'ın vakit ve tesbih araçlarının zikirle bağlantısı görünüyor. Aşağıdaki âyette ise salâtla birlikte kitap ve infak aracı fark ediliyor. "Bilin ki Allah'ın kitabını tilâvet edenler yani salât'ı ikame edenler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak edenler kesintisi olmayan bir ticareti (kazancı) umabilirler"(Fâtır-29) Bu araçlardan tesbih, vakit, zekât ve (arınma) infak gibi etki alanlarında sorular ve tartışmalar üretilen ve henüz bu okumakta olduğumuz kitapta üzerinde konuşmadıklarımızın salât'ı ikamedeki yerlerini ilgili bölümlerde konuşacağız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder