4 Ocak 2022 Salı
KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(99. YAZI)En'am Süresi 129-) İşte böylece kazandıkları (günahlardan) ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına veli yaparız. 130-) Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran Resüller gelmedi mi? Derler ki: "Kendi aleyhimize şahitlik ederiz." Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler. 131-) Gerçek şu ki: Halkı ğâfilken, Rabbin zulm ile ülkeleri helâk edici değildir. 132-) Herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından ğâfil değildir. 133-) Ve Rabbin zengindir, rahmet sahibidir. Dilerse sizi yok eder ve sizi başka bir kavmin zürriyetinden inşâ ettiği gibi sizden sonra yerinize dilediği bir kavmi getirir. 134-) Size vadedilen mutlaka gelecektir; siz (Allah'ı) âciz bırakamazsınız. 135-) De ki: Ey kavmim! Size yakışan âmeli yapın! Ben de (bana yakışan) ameli yapacağım! Yurdun sonunun kimin lehine olduğunu yakında bileceksiniz. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmazlar. 136-) Allah’ın yarattığı ekinlerle hayvanlardan Allah’a pay ayırıp zanlarınca, bu Allah’a, bu da ortaklarımıza (ilâhlarımıza) dediler. Ortakları için ayrılan Allah’a ulaşmıyor, fakat Allah için ayrılan ortaklarına ulaşıyor! Ne kötü hüküm veriyorlar? 137-) Bunun gibi ortakları, müşriklerden çoğuna çocuklarını (kızlarını) öldürmeyi süslü gösterdi ki, hem kendilerini mahvetsinler hem de dinlerini karıştırıp bozsunlar! Allah dileseydi bunu yapamazlardı. Öyle ise onları uydurdukları (hurafeler) ile başbaşa bırak! 138-) Onlar saçma (hurafelerine göre) dediler ki: "Bu (ilâhlar için ayrılan) hayvanlarla ekinler haramdır. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da binilmesi yasaklanmış hayvanlardır." Birtakım hayvanlar da vardır ki, (Allah böyle emrediyor diye) O’na iftira ederek üzerlerine Allah’ın adını anmazlar. Yapmakta oldukları iftiraları yüzünden Allah onları cezalandıracaktır. 139-) Dediler ki: "Şu hayvanların karınlarında olanlar yalnız erkeklerimize aittir, kadınlarımıza ise haram kılınmıştır. Şayet (yavru) ölü doğarsa, o zaman (kadın erkek) hepsi onda ortaktır." Allah bu değerlendirmelerinin cezasını verecektir. Şüphesiz ki O hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. 140-) Bilgisizlikleri yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah’ın kendilerine verdiği rızkı, Allah’a iftira ederek (kadınlara) haram kılanlar, muhakkak ki ziyana uğramışlardır. Onlar gerçekten sapmışlardır ve hidayeti bulacak da değillerdir. 141-) Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O’dur. Herbiri meyve verdiği zaman meyvesinden yeyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez. 142-) Hayvanlardan yük taşıyanı ve tüyünden döşek yapılanları yaratan O’dur. Allah’ın size verdiği rızıktan yeyin, şeytanın ardına düşmeyin; şüphesiz o sizin için apaçık bir düşmandır. 143-) Sekiz eş yarattı: Koyundan iki, keçiden iki... De ki: O, bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram etti? Eğer sâdık iseniz bana ilimle haber verin! 144-) Deveden de iki, sığırdan da iki (yarattı.) De ki: O bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldı? Yoksa Allah’ın size böyle vasiyet ettiğine şahit mi oldunuz? Bilgisizce insanları saptırmak için Allah’a karşı yalan uydurandan kim daha zalimdir! Şüphesiz Allah o zalimler topluluğunu hidayete iletmez. 145-) De ki: Bana vahyolunanda, ölü veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah’tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimsenin yediği şeylerde haram kılınmış birşey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin Ğafur'dur, Rahim'dir. 146-) Ve Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları ya da kemiğe karışan yağlar hariç olmak üzere sığır ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık. Bu, zulümleri yüzünden onlara verdiğimiz cezâdır. Ve biz elbette sâdıkız. (Aslında evrensel olarak haram olanlardan başka Yahudilere haram kılınan özel bir şey yoktur. Bu âyette rivayetlerine cevap verilmektedir. En'am-150, 151,152) 147-) Eğer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O’nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz. 148-) Müşrikler diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık. "Onlardan öncekiler de aynı şekilde (Resülleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize karşı çıkarabileceğiniz bir ilim var mı? Siz zandan başka bir şeye tâbi olmuyor ve siz sadece saçmalıyorsunuz. 149-) De ki: Béliğ huccet, ancak Allah’ındır. Allah dileseydi (iradelerinize ipotek koysaydı) elbette hepinizi hidayete iletirdi. 150-) De ki: Allah şunu haram etti, diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin! Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme; âyetlerimizi yalanlayanların ve ahiret gününe iman etmeyenlerin hevalarına uyma. Onlar, Rablerine denk (ilâhlar) ediniyorlar. 151-) De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi şirk koşmayın, ana-babaya güzel ahlak ile muamele edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah’ın size olan vasiyetidir. Umulur ki aklınızı kullanırsınız. 152-) Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en güzel şekilde yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah’a verdiğiniz ahde vefa gösterin. İşte Allah size, tezekkür edesiniz diye bunları vasiyet etti. 153-) Şüphesiz bu, müstakim olan yolumdur. Buna tâbi olun. (Başka) yollara tâbi olmayın. Zira o yollar sizi O'nun yolundan fırka fırka ederek (parçalar.) İşte takva sahibi olmanız için Allah size bunları vasiyet etti. 154-) Sonra güzel ahlak sahibi olanlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi tafsil etmek, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadıyla Musa’ya da kitab’ı verdik. Umulur ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman ederler. 155-) İşte bu (Kur’an), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Buna tâbi olun ve Allah’tan korkun ki size merhamet edilsin. 156-) "Kitap, yalnız bizden önceki iki tâifeye (hıristiyanlara ve yahudilere) indirildi, biz ise onların derslerinden gerçekten ğâfildik" demeyesiniz diye; 157-) Yahut "Bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok hidayette olurduk" demeyesiniz diye (Kur’an’ı indirdik). İşte size de Rabbinizden bir beyyine, hidayet ve rahmet geldi. Allah’ın âyetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim vardır? Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden ötürü azabın en kötüsüyle cezalandıracağız. 158-) Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini yahut Rabbinin bazı âyetlerin gelmesini bekliyorlar. Rabbinin bazı âyetleri geldiği gün, önceden iman etmiş ya da imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık imanı bir menfaat sağlamaz. De ki: Bekleyin, şüphesiz biz de beklemekteyiz!159-) Dinlerini fırka fırka edip şialara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir. (Kıraat Farklılığı: Âyette bulunan "ferrâkû dinehum" "dinlerini fırka fırka edenler..." kelimesini, "férâkû dinehum" olarak da okuyan kıraat âlimleri olmuştur. O zaman âyetin meâli şöyle oluyor. "Dinlerini bir kenara atarak fırka fırka olup şialara ayrılanlar var ya,..." Bu okuyuşa göre, tevhid dinini yani Allah'tan indirilen vahiy dinini tamamen bırakarak fırka fırka olmak vardır. Dolayısıyla artık onların yüce Allah'ın dini ile hiç bir bağlantıları kalmamıştır.) 160-) Kim (Allah huzuruna) güzellikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır. Kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle bir ceza vardır yani onlar zulme uğratılmazlar. 161-) De ki: Şüphesiz Rabbim beni hidayete, sırat'ı müstakime, Allah’ı tek tanıyan (ümmetleri) ayağa kaldıran İbrahim’in hanif milletine iletti. O, hiçbir zaman müşriklerden olmadı. 162-) De ki: Şüphesiz benim salâtım, nüsüküm, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. 163-) O’nun şeriki yoktur. Bana sadece bu emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim. 164-) De ki: Allah her şeyin Rabbi iken ben ondan başka Rab mı arayacağım? Herkesin kazanacağı yalnız kendisine aittir. Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. Ve O,(dini konularda) ihtilâfa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir. 165-) Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği (nimetler) hususunda sizi sınamak için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O’dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve gerçekten O, Ğafur'dur, Rahim'dir. (En'am Süresinin Sonu)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder