9 Ocak 2022 Pazar

KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(103. YAZI)Âraf Süresi 94-) Biz hangi ülkeye bir Resül gönderdiysek, oranın halkını, (Resül'e baş kaldırdıklarından ötürü bize) boyun eğsinler diye mutlaka felaketlerle ve sıkıntılarla yakalamışızdır. 95-) Sonra kötülüğü (darlığı) değiştirip yerine güzellik (bolluk) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve: "Atalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç yaşamışlardı" dediler. Biz de onları, farkında olmadan ansızın yakalayıverdik. 96-) O (Resüllerin gönderildiği) ülkelerin halkı (vahye) iman etseler ve takva sahibi olsalar, elbette onların üzerine gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de kazandıkları (şirk) yüzünden onları yakalayıverdik. 97-) Yoksa o ülkelerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular? 98-) Ya da o ülkelerin halkı kuşluk vakti eğlenirlerken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular? 99-) Allah’ın azabından emin mi oldular? Fakat husrana uğrayan topluluktan başkası, Allah’ın tuzağından emin olamaz. 100-) Önceki ehlinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâla şu gerçek belli olmadı mı ki: Eğer biz dileseydik onları da günahlarından dolayı musibetlere uğratırdık! Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar (hakkı) işitmezler. 101-) İşte o ülkeler... Onların haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Andolsun ki, Resülleri onlara beyyinelerle gelmişlerdi. Fakat önceden yalanladıkları (hakka) iman edecek değillerdi. İşte kâfirlerin kalplerini Allah böyle mühürler. 102-) Onların çoğunda, sözünde durma diye bir (mertlik) bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu fasık bulduk. 103-) Sonra onların ardından Musa’yı âyetlerimizle Firavun ve ileri gelenlerine gönderdik de onlar (âyetlere) zulmettiler ; ama, bak ki, müfsidlerin sonu nasıl oldu! 104-) Musa dedi ki: "Ey Firavun! Ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir Resülüm. 105-) Allah hakkında haktan başkasını söylememem bir görevdir. Size Rabbinizden açık bir beyyine getirdim; artık İsrailoğullarını benimle bırak!" (Din ve hüküm olarak vahiy'den başka kaynak olmadığı ve Resüllerin vahiy'den başka bir şey ortaya koyamayacaklarını yukarıdaki âyet çok açık bir delildir. Dolayısıyla manevi açıdan ağır bir sorumluluk ve vebal altına girmemek için din anlatanlar hak olan vahiy'den başka birşey anlatmamaları gerekiyor. Bu açıklamadan sonra 105.âyeti Musa (a.s) ın dilinden bir daha okuyalım. (Kıraat Farklılığı: Yukarıdaki âyet şu şekilde de okunmuştur. "hakikun aleyye ellé ekule alallâhi illel hakki" "Allah hakkında haktan başkasını söylememem benim üzerime bir görevdir" Yani bu kıraate göre, alé, aleyye, oluyor. "Haktan başkasını söylememem üzerime bir görevdir") 106-) Firavun dedi ki: Eğer bir âyet getirdiysen ve gerçekten sâdıklardan isen onu getir bakalım. 107-) Bunun üzerine Musa asasını attı. O hemen apaçık bir ejderha oluverdi! 108-) Ve elini (cebinden) çıkardı. Birdenbire o da bakanlara bembeyaz görünüverdi. 109,110-) Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: Bu çok âlim bir sihirbazdır. Sizi yerinizden (yurdunuzdan) çıkarmak istiyor. Ne emrediyor sunuz? 111,112-) Dediler ki: Onu da kardeşini de beklet; şehirlere toplayıcılar gönder. Bütün âlim sihirbazları sana getirsinler 113-) Sihirbazlar Firavun’a geldi ve: Eğer galip gelen biz olursak, bize kesin bir mükafat var değil mi? dediler. 114-) Firavun: Evet hem de siz mutlaka benim en yakınlarımdan olacaksınız, dedi. 115-) Sihirbazlar, Ey Musa! Sen mi atacaksın, yoksa (ilk) atanlar biz mi olalım? dediler. 116-) "Siz atın" dedi. Onlar atınca, insanların gözlerini sihirlediler, onları korkuttular ve azim bir sihirle geldiler. 117-) Biz de Musa’ya, "Asanı at!" diye vahyettik. Bir de baktılar ki bu, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor. (Âyette mecazi bir anlatım tarzı mevcuttur. Musa (a.s) Firavun'un sihirbazlarını yani din adamlarını vahiy'le mağlup ediyor. Vahiy uydurdukları yalan ve iftiraları yani rivayetler şirkini yerle bir ediyor.(Yunus-82)Yüzlerce âyet şâhittir ki, Resüllerin tek bir görevi vardır. O da indirilen vahyi tebliğ ve onun önderliğinde mucadele etmek.) 118-) Böylece hak ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları şeyler batıl olup gitti. 119-) İşte Firavun ve kavmi, orada mağlup oldular ve küçülerek geri döndüler. 120-) Sihirbazlar ise secdeye kapandılar. 121,122-)"Musa ve Harun'un Rabbi olan âlemlerin Rabbine iman ettik" dediler.(Sihirbazlar alınlarını yere koyarak secde etmediler. Onların secde etmesi, kayıtsız şartsız yüce Allah'a teslim olmalarıdır. Yani 121 ve 122. âyette söyledikleri şey onların ebedi secdesi oldu.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder