5 Ocak 2022 Çarşamba

KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(100. YAZI)Âraf Süresi 1-) Elif. Lâm. Mîm. Sâd. 2-) (Bu), kendisiyle insanları uyarman, iman edenlere zikir vermen için sana indirilen bir kitaptır. Artık bu hususta göğsünde bir sıkıntı olmasın. 3-) Rabbinizden size indirilene (Kur’an’a) tâbi olun. O’nun dununda (yanında-ötesinde-berisinde) başka evliyaya tâbi olmayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! 4-) Nice ülkeler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi. 5-) Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, "Biz gerçekten zalimlermişiz" demelerinden başka bir şey olmadı. 6-) Elbette kendilerine Resül gönderilenleri de, gönderilen Resülleri de mutlaka sorguya çekeceğiz! 7-) Ve onlara (olup bitenleri) tam bir bilgi ile mutlaka kıssa edeceğiz. Bizden hiçbir şey gâib olmaz. 8-) O gün mizan haktır. Kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. 9-) Kimin de tartıları hafif gelirse, işte onlar, âyetlerimize zulmettiklerinden dolayı nefislerini husrâna sokanlardır. 10-) Doğrusu biz sizi yeryüzüne yerleştirdik ve orada size maişet vasıtaları kıldık. Ne kadar da az şükrediyorsunuz! 11-) Andolsun sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere, Âdem’e secde edin! diye emrettik. İblis’in dışındakiler secde ettiler. O secde edenlerden olmadı. 12-) Allah buyurdu: Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir? (İblis): Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi. 13-) Allah: Öyle ise, "İn oradan!" Orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık! çünkü sen aşağılıklardansın! buyurdu. 14-) İblis: (İnsanların) tekrar dirilecekleri güne kadar beni gözetle (neler yapacağım) dedi. 15-) Allah: Sen gözetlenenlerdensin, buyurdu. 16-) İblis dedi ki: Öyle ise beni şaşırtmana karşılık, and içerim ki, ben de (onları saptırmak için) senin müstakim yolunun üzerine oturacağım. 17-) "Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!" dedi. 18-) Allah buyurdu: Haydi, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki, onlardan kim sana tâbi olursa, sizin hepinizden cehenneme dolduracağım! 19-) (Allah buyurdu ki): Ey Âdem! Sen ve eşin cennette yerleşip dilediğiniz yerden yeyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın! Sonra zalimlerden olursunuz. 20-) Derken şeytan, birbirine kapalı yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi. 21-) Ve onlara: Ben gerçekten size nasihat edenlerdenim, diye kasem etti. 22-) Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında avret yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Rableri onlara: Ben sizi o ağaçtan nehyetmedim mi ve şeytan sizin apaçık bir düşmanınızdır, demedim mi? diye nidâ etti. 23-) (Âdem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz nefislerimize zulmettik. Eğer bizi mağfiret etmez ve bize merhamet etmezsen mutlaka husranda kalanlardan oluruz. 24-) Allah: Birbirinize düşman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşme ve faydalanma vardır, buyurdu. 25-) "Orada hayat süreceksiniz, orada öleceksiniz ve oradan (diriltilip) çıkarılacaksınız" dedi. 26-) Ey Âdem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takvâ elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın âyetlerindendir. Belki tezekkür ederler (diye onları indirdi). 27-) Ey Âdem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, avret yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, iman etmeyenlere velileri kıldık. 28-) Onlar bir ahlaksızlık (şirk) yaptıkları zaman: "Babalarımızı bunun üzerinde bulduk. Allah da bize bunu emretti" derler. De ki: Allah ahlaksızlığı (şirki) emretmez. Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz? 29-) De ki: Rabbim adaleti ( tevhidi) emretti. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi (sadece) O’na ikâme edin ve dini yalnız Allah’a halis kılarak (yalnız) O’na dua edin. İlkin sizi yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz. 30-) O, bir gurubu (vahiy'le) hidayete iletti, bir guruba da sapkınlık hak oldu. Çünkü onlar Allah’ın dununda (yanında-yöresinde) şeytanları kendilerine evliya edindiler. Böyle iken kendilerinin hidayette olduklarını sanıyorlar.(İnsan tolulukları inanç haricinde kalan hatalarının çoğunu terkedebilirler. Sadece din ve imanlarının yanlış olduğunu kabul etmezler. Yani cehennemi görünceye kadar şirk dinlerini inatla sürdürmeye çalışırlar. Dini Allah'a özel kılmayan müşriktir ve cehennemde son bulacaktır. Daha doğrusu hadislere ve ictihadlara yani mezheplere dayalı din cehennem azabında son bulacaktır. Çünkü yüce Allah sadece vahiy'le gönderdiği dine razıdır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder