1 Ağustos 2020 Cumartesi

RİSÂLE'İ NUR'DA BULUNAN ŞİRK, HURAFE VE  YALANLAR 
(69. YAZI )
RİSALE'İ NUR'DA İTIKÂDİ SAPMALAR  (1)
Said Nursi diyor ki: 
 "Özellikle, Allah adamı Hz. Abdulkadir Gavsı Âzam "ol" der "olur" dairesinin kutbu..."
( Barla Lahikası- 234)
 Yirmiyedinci Mektuptan- Galip'in Fârisi Fıkrası Kerameti Gavsiye  Münasebetiyle Yazılmıştır)
"Hz Mevlana( k.s)Hindistan'dan Tariki Nakşiyi (Nakşibendi tarikatını) getirdiği vakit, Bağdat dairesi,
( herhalde bölgesi demek istiyor, veya tarikat Merkezi) 
Şâh-ı Geylani'nin (k.s ) ba'delmamat (ölümünden sonra bile ) hayatta olduğu gibi tasarrufunda idi.
 Hz. Mevlana'nın (kaddesallahu sırrahu) tasarrufu cây-ı  kabul göremedi.
 Şâh-ı Nakşibent'le ( kaddesallahu sırrahu) imamı Rabbani'nin (kaddesallahu sırruhu) ruhaniyetleri (ruhları)  Bağdat'a gelip Şâh-ı  Geylani'nin ziyaretine giderek rica etmişler ki :
Mevlana Halit (kaddesallahu sırrahu)
O senin evladındır, onu kabul et, Şâh-ı  Geylani (kaddesallahu sırrahu) onların iltimasını (aracı olmalarını)  kabul ederek Mevlana Halidi  kabul etmiş,  ondan sonra birden
Mevlana Halid (kaddesallahu sırrahu) parlamış" (şöhret olmuş)
CEVAP : 
Şimdi yukarıdaki ahmakça  cümleleri bir ilim adamı değil, aklı başında bulunan birisi söyleyebilir mi ?
Yukarıdaki inanç ve fikirlerin hepsi  sahibini Kur'an ve Tevhid dairesinden büsbütün çıkarıp  Şirk'in bataklığında boğulmasına  sebep olur.
Ne demek
"Şâhı Nakşibent'le  imam-ı Rabbani'nin ruhları  Bağdad'a gelip Şâhı Geylani'nin ziyaretine giderek rica etmişler ki, 
Mevlana Halid senin evladındır  kabul et, Şâhı Geylani onların iltimasın kabul ederek Mevlana Hâlid-i kabul etmiş"
Şimdi biz, Kur'an ahlak ve ilminden, akıl ve  hikmetten, tefekkür ve sorgulamadan uzak, saçma sapan bu inanç ve fikirlere ne diyelim? 
Bir de, Said Nursi  ve talebelerine  göre " Abdulkadir Geylani "ol "dedi mi,  hemen olur muş"
Yani Said Nursi ve şakirtlerinin  inancına göre  Abdulkadir Geylani (Hâşâ)Allah gibi kâinatta tasarruf yetkisine sahiptir.
Halbuki  Kur'ana göre ancak Allah "ol" dediği zaman oluş sürecine girer. 
Çünkü kainattaki tek tasarruf sahibi Allah'tır.
Buna inanmayan kim olursa olsun  müşriktir.
Said Nursi aynen şöyle devam ediyor. 
"Hz şeyhin vefatından sonra hayatta oldukları gibi tasarrufları ehli velayetçe  kabul edilen(öldükten sonra da dünyada tasarruf etmeye gücü yeten) üç  evliya-yı  Azime'nin en azami o
Hz.Gavsı Geylani'dir"
( Sikke-i Tasdiki Gaybi- 15, 16 Parlak Fıkralar ve Güzel Mektuplar, Şamlı Hafız Tevfik)
"Hz. Ali (radıyallahu anh) o mucizevâri  kerametiyle  ve Hz. Gavsı Âzam (kaddesallahu sırrahu) harika kerameti gaybiyesiyle  sizlere,  bu sırrı İhlasa binaen  iltifat ediyorlar ve himayetkârâne  teselli verip hizmetinizi manen alkışlıyorlar.
 Evet, hiç şüphe etmeyiniz ki, bu teveccühleri ihlas'a binaen gelir.
Eğer bilerek bu ihlası  kırsanız, onların tokadını yersiniz ) onuncu Lem'adaki Şefkat tokatlarını  tahattur ediniz "
( Rehberler 261,  Lemalar 162, Yirminci  Lem'a- İhlas hakkında)
..."ruhanileri âlem-i ervahtan gönderip beşer suretine temessül ettiren, hatta ölmüş evliyaların çoklarının ruhlarını cesed-i misaliyle dünyaya gönderen bir Hakim-i Zülcelal..."
( Mektubat 54, On Beşinci Mektup, Dördüncü Sualinizin  Meali)
Hatta şehitlerin Efendisi olan Hz Hamza (Radıyallahu Anh) mükerrer vakıatla  kendine iltica ( Sığınan)adamları  muhafaza etmesi ve dünyevi işlerini görmesi ve gördürmesi çok vakıatla,  bu tabaka-ı  hayat tenvir  ve ispat edilmiş"
(Mektubat, 6. Birinci Mektup Dördüncü Tabaka-i Hayat)                   
 CEVAP :
 Yukarıda geçen  sözlerin hepsi hurafe, yalan, uydurma, hatta bir çok  şirki içinde  barındırmaktadır.
 Bakın Allah (cc ) ne buyuruyor.
 "Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan, onu hamd ile tesbih et, kullarının  günahlarını onun bilmesi yeter"
( Furkan 58) "O,
 kullarının  üstünde her türlü tasarrufa sahiptir.O,  Hüküm ve hikmet sahibidir.
Her şeyden haberdardır."
( Enam 18)
" Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine ondan başka giderecek yoktur.
Eğer sana bir hayır dilerse, O'nun keremini geri çevirecek yoktur.
O, hayrını  kullarından dilediğine eriştirir. Ve o bağışlayandır, esirgeyendir"
(Yunus 107)" Allah'ın insanlara açacağı herhangi bir rahmeti tutup hapseden olamaz.
Onun tuttuğunu Ondan sonra salıverecek  de yoktur.
O, üstündür, hikmet sahibidir."
(Fatır, 2)
Bu ayetler gibi Yüzlerce ayet vardır ki, Said Nursi ve Talebelerinin
Risale'i Nur külliyatında ortaya koydukları  hurafe ve yalanları çöpe atar.
 İnanç ve fikirlerinde Said Nursi'nin itikadi bir sapması daha vardır ki kibir, gurur ve  cehaleti içinde barındırıyor. 
Kur'an'da ihlas kavramı, "dini Allah'a özel kılmak" anlamında kullanılmışken, Said Nursi ve manevi talebesi F Gülen  eserlerinde ihlas kavramını kendilerine bağlılık, hurafe ve yalanlarına  karşı gelmeme anlamında kullanmışlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder