KUR'AN'SIZ DİN
(16.YAZI)
Kitab'ın adı: Sorularla İslam
Kitab-ı yayınlayan: Diyanet İşleri Başkanlığı
Yayın tarihi: 2018--4.Baskı
YAZARLAR
Prof. Dr M. Şevki Aydın
Prof. Dr. Bünyamin Erul
Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Yavuz Ünal
Prof. Dr. İlyas Üzüm
Prof. Dr. Ahmet Yaman
Doç. Dr. Halil Altuntaş
Dr. Muhlis Akar
Dr. Seyit Ali Topal
Tashih: Ramazan Özalpdemir
Din işleri yüksek kurulu kararı: 20. 02. 2014/05
Kur'an'ın çok ilginç bir ahlak ve karakteri vardır.
Kur'an-ı Mübin canlı bir organizma gibi, din ve hüküm olarak kendisini yegane kaynak olarak kabul etmeyenlere karşı kapı ve pencerelerini kapatır.
"Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da ona sırt çevirenden, kendi elleriyle yaptığını unutandan daha zalim kim vardır!
Biz onların kalplerine, bunu anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik.
Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayete eremeyeceklerdir"
(Kehf, 57)
Kur'an, şirk ve hurafelerin bulunduğu bir zihin ve gönüle yerleşmez.
Kur'an şirk ve küfrün yanında nasıl mekan tutup yerleşsin.
Kur'an ile şirk, Allah'ın hanif dini ile Emevi- Abbasi iftiraları bir arada olamazlar.
Kur'an'ın ifadesiyle "Körle gören, karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak, ölülerle diriler bir olmazlar"
(Fatır-19,20,21,22)
Sonsuz ilim ve kudrete sahip olan yüce Allah ile sonsuz acziyete sahip olan bir beşer nasıl eşit olarak kabul edilecek?
Vahiy, Allah'ın kelamı, Emevi- Abbasi Ehli Sünnet uydurmaları ise Nebi adına ortaya çıkarılmış İslam'a ve Allah Resulü'ne iftiradan başka bir şey değildir.
İşte sırtını bu hurafelere dayayan, aklını ve zihnini bu yalanlara kiralayan Diyanet İşleri Bakanlığı şu uydurmanın Nebi tarafından söylendiğine iman ediyor.
"Tubé limen raâni ve limen raâ men raâni"
"Ne mutlu beni görene ve beni göreni görene"
(a.g.e -s.53)
Kur'an'ın ilminden ve hikmetinden doğu ile batı kadar uzak olan Diyanet bu rivayetin bir Emevi uydurması olduğunu anlayamayacak kadar cehaletin bataklığında boğulmaktadır.
Emeviler insanlara korkunç zulüm ve işkence çektirdiler.
Mesela, Emevi ordusu Bizans askerleri ile beraber Allah Resulü'nün Medinesini talan ederek sahabenin kızlarına ve kadınlarına tecavüz ettiler.
(HARRE OLAYI)
Ehl-i Sünnet dininin ataları olan Emeviler, Allah Resulü'nün çocuklarını acımasızca katlettiler.
( KERBELA VAKASI)
Fakat bu zulüm ve katliamlarını örtmek ve insanları kendilerini eleştirmekten engellemek için Emevi beslemesi muhaddisler, sahabe ve Emevi asrının faziletine dair yüzlerce hatta binlerce hadis uydurdular.
Halbuki Kuran'a baktığımızda Allah Resulü'nün Medinesinde yaşayan Ebubekir ve Ömer ile günümüzde yaşayan bir Kur'an ehli Muvahhid arasında hiçbir farkın olmadığını rahatlıkla görebiliriz.
Üstünlük Allah Resulü'nün zamanda yaşamada değil, tevhid, takva ve güzel ahlak ile alakalı bir durumdur.
Kur'an'da Allah Resulü'nün arkadaşlarının olumsuz hareketlerini anlatan yüzlerce ayet vardır.
Diyanet onları öven iki ayeti görüyor.
(Tevbe- 100; Fetih- 18)
Fakat onları eleştiren yüzlerce âyetten haberi bile olmuyor.
Allah Resulü'nün arkadaşlarının nasıl bir ahlaka sahip olduklarını anlatan âyetlerden bir kaçı şöyledir.
ASHAB SAVAŞTAN KAÇIYOR.
"...Nihayet, öyle bir an geldi ki, Allah istediğiniz galibiyeti size gösterdikten sonra zaafa düştünüz. Nebi'nin emri konusunda tartışmaya kalkıştınız ve âsi olduğunuz..."
(Âli İmran-152)
"O zaman Resul arkanızdan sizi çağırdığı halde siz, arkanıza dönüp bakmadan savaş alanından kaçıyordunuz..."
(Âli İmran- 153; Tevbe- 25)
RESULULLAH KONUŞMA YAPARKEN ASHAB OYUN VE EĞLENCEYE KOŞUYORLAR
"Onlar (Ashab) bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta yalnız bırakırlar..."
(Cuma- 11 )
ASHAB, ALLAH'IN DÜŞMANLARINI DOST EDİNİYOR.
"Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin, bunu yaparak Allah'a aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
( Nisa-144)
"Ey iman edenler! Eğer benim yolunda savaşmak ve rızamı kazanmak için (hicret yoluna) çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları (müşrikler) dost edinmeyin.
Oysa onlar size gelen gerçeği inkar etmişlerdir. Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı Resulü de sizi de yurdunuzdan çıkardılar.
Ben (azimüşşan) sizin saklı tuttuğumuzu da açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim.
Sizden kim bunu yaparsa (Allah'ın düşmanları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur"
(Mümtehine-1)
ASHAB, NEBİ (AS) IN HANIMINA ZİNA İFTİRASINDA BULUNUYOR.
"(Nebi'nin hanımına) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir gruptur..."
(Nur- 11)
"Bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın müminlerin kendi vicdanları ile iyi niyette bulunup da "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?
(Nur-12)
"İftiracıların da bu konuda dört şâhit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki şahitler getiremediler, öyleyse onlar Allah indinde yalancıların ta kendileridir"
( Nur- 13)
"Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz.
Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük bir suç idi. Onu duyduğunuzda:
"Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz?"
(Nur- 15,16)
Ehl-i Sünnet'in alimlerinin iddia ettikleri gibi Allah Resulü'nün döneminde Medine'de "Asrı Saadet" devri değil, fitne kazanları kaynıyordu.
Medine'de yaşayan Allah Resulü'nün arkadaşlarına Kur'an şöyle seslenir.
"Ey iman edenler! Zandan çok sakının.Çünkü zannın bir kısmı günahtır.
Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin.
Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz değil mi? O halde Allah'tan korkun.
Şüphesiz Allah tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir"
(Hucurat-12)
ASHAB, ALLAH RESULÜ'NE KARŞI SAYGISIZLIK YAPIYORLAR
"Ey iman edenler! Allah'ın ve Resul'ünün önüne geçmeyin. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir bilendir.
Ey iman edenler! Seslerinizi Nebi'nin sesinin üstüne yükseltmeyin.
Birbirinize bağırdığınız gibi Nebi'ye yüksek sesle bağırmayın. Yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşuna gidiverir"
(Hucurat-1, 2)
ASHAB, ALLAH VE RESULÜ'NE İHANET EDİYOR
"Ey iman edenler! Allah'a ve Resul'üne ihanet etmeyin, sonra bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz"
(Enfal- 27)
Allah Resulü'nün döneminde yaşamak ihlas ve takva açısından bir üstünlük değeri taşımaz.
Fkat atalarının uydurma Dinine bağlı olan Diyanet bu gerçekleri nereden bilsin?
Kur'an'dan yan çizen ve Emevi Dinine bağlı olan Diyanet bu hakkı anlayamaz.
Diyanet İşleri Başkanlığı Allah'ın kitabından dolayısıyla onun hikmet ve ahlakından uzak tutulmuştur.
"...De ki: O (Kur'an), insanlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır.
(Ona) inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalıdır.
Sanki onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur'an Kur'an'da ne söylendiğini anlamıyorlar)
(Fussilet-44)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder