1 Ağustos 2020 Cumartesi

KUR'AN'SIZ DİN 
(9.YAZI)
DİYANET'İN YALANLARI:
Diyanet diyor ki: 
"Müslümanlar açısından dinin en temel kaynağı şüphesiz Kur'an'ı Kerim'dir.
 Genel itibarıyla Kur'an İslam'ın teorisini, sünnet ve hadis ise pratiğini oluşturur.
Allah Resulü (s.a.v), Allah'tan gelen vahiy'leri insanlara tebliğ ettiği gibi, onları açıklama ve uygulama görevini de yerine getirmiştir...."
(Sorularla İslam- s. 66) 
"İtikatla ilgili meselelerde Kur'an'ı Kerim ve Hz Peygamber (s.a.v) 'den rivayet edilen mütevatir haberler delil olarak kabul edilir. 
Tevatür yoluyla nakledilen rivayetler kesin bilgi ifade eder...."
(Sorularla İslam- s. 33)
"Peygamber Efendimiz, İslam'ın esaslarını öğretirken, bunların nasıl doğru anlaşılıp hayata geçirileceğini de öğretmiş, yani bir usül belirlemiştir.
Bu doğrultuda Müslümanlar, Kur'an ve Sünnetten hareketle hem inanç esaslarını hem de günlük hayata dair uygulamaların hükümlerini tespit etmek üzere birtakım kurallar belirlemişlerdir.
 Gelişigüzel düşüncelere, keyfi yorumlara ve düzensiz uygulamalara kapalı olan bu alan, peygamberimiz tarafından tanzim edilmiş ve sahabeye öğretilmiştir.
Sahabe de Hz. Peygamber'den öğrendikleri dini hükümleri, ayet açıklamalarını ve Sünnet uygulamalarını bir sonraki tabiin nesline aktarmıştır.
 İlmi birikim kuşaktan kuşağa bu şekilde nakledilerek, İslami düşünce son derece tutarlı, olgun ve sağlam bir anlayış haline getirilmiştir"
(Diyanet'in Deaş kitapçığı, s. 17, 19)
VE TARİHİ GERÇEKLER:
Mustafa İslamoğlu anlatıyor:
"Ve nur topu gibi bir çocuğumuz oluyor, ideolojik hadisçilik, bir mezhep doğuyor, Hicri 3. yüzyılın başında, ikinci yüzyılın sonunda buna haşaviyye diyorlar.
 Mezhepler tarihinde haşaviyye, yani ideolojik hadisçilik diyeyim de siz daha kolay anlayın.
 Ne yapıyor bunlar?
 Kur'an'ın ortağı olarak hadisi ve sünneti ilan ediyorlar.
 Hadis borsası açılıyor.
 Bakın lafın gelişi değil dostlar, resmen para ile hadis alınıp satılıyor.
 Öyle oluyor ki, pop yıldızı hadisçiler, hadisçiler pop yıldızı,  bir meydanda yüz bin (100 000) kişi dinliyor.
 Bir tanesi yüz (100)  kadın boşamış, yüz (100)  kadın almış, şimdi yüz bin ( 100 000 )kişi dinlese boşar alır tâbi.
Pop yıldızı halt etmiş bugün.
 Yüz ( 100 )kadını ne zaman boşadın da aldın.  Yani hadis uydurmacılığına müthiş bir ilgi ve itibar var.
 İnsanlar çocuklarını hadis uydurmacılarının  yollarına köle ediyorlar, insanlar onlara tapıyorlar.
Yani din deyince sadece rivayet akla geliyor, âlim deyince sadece bunlar akla geliyor.
 Tut tutabilirsen.
 Örgüt kuruyorlar, adam dövüyorlar, adam kaçırıyorlar, mahalleleri haraca kesiyorlar, Bağdat'ı yönetiyorlar.
Onun için halife Me'mun Merv'den Bağdat'a dönünce sıkıyönetim ilan ediyor.
 Bir gecede yetmiş tane alimi asmak için bir olay çıkardılar.
 Bağdat'ta buna "Ğulam Halil" olayı denir.
Ğulam Halil" Ahmed bin Hanbel'in talebesi olur. ONA "HADİS DİYE BİR ŞEY YOKTU, NEREDEN ÇIKTI BUNLAR?
BU RİVAYETLER NEREDEN ÇIKTI?
 diyenlere "Allah rızası için uydurdum!" diyen adamdır bu.
 Evet yetmiş adamı bir gecede idam edecekti,  elinden halk aldı, böyle de yetki sahibi bunlar. Örgüt, sünnet örgütü, sünnetçiler, ama kafa sünnetliyorlar.
Yani sünnetçiler kafa kesiyorlar, böyle bir şey. Ben sadece iki örnek vereceğim.
 İmam-ı Âzam örneği, Buhari örneği, bir içerden bir dışardan.
 Bunlar İmam-ı Âzam'ın ölüm fermanı'nı imzalıyorlar, ideolojik hadisçiler.
 Kim imzalıyor?
 İdeolojik hadisçi Evzai ölüm fetvası veriyor imam-ı Âzama.
 İbni Ebi Leyla ölüm fetvası veriyor.
İki Sufyan: Sufyan bin Uyeyne ve Süfyan Es- Sevri.
 Ne diyorlar, biliyor musunuz?
"Küfre düştü, imana davet edildi, tevbe   etmediği için Ebu Cafer Mansur tarafından öldürüldü.
 Aman Allah'ım! imamımız küfre düşmüş! imana davet edilmiş, tevbeye davet edilmiş, imana gelmemiş, onun için öldürülmüş haberiniz var mı?
Bunları söyleyenleri size Hz. falan diye okutuyorlar, farkında mısınız?
 Ve ideolojik hadisçilik eliyle ondan  sonra bir kampanya başlatılıyor.
 Öldürüldü ya, devlet öldürdü, katletti, 70 yaşında, dirisi içeriye giriyor, ölüsü çıkıyor.
 Ne derdi biliyor musunuz?
 Bu rivayetçiler önüne dizilip de rivayet etmeye başlayınca "Sizin naklettikleriniz herzedir,  Allah Resulü'ne iftira etmektir"
 İmam-ı Âzam  orada, Mehmet Akifimiz'de  burada.
"Din adına binlerce herze uydurdun, yıktın da dini Mübin-i yepyeni bir din kurdun"
 EHLİ SÜNNET HADİSÇİLERİ İMAM-I ÂZAM HAKKINDA ŞUNLARI  SÖYLEMİŞLERDİR.
 "İmam-ı Azam için güvenilmez, bizzat Buhari ve Müslime göre güvenilmez, metruk, yalancı, sapık, Mürcie, Cehmi, Mecüsi, Deccal, Yahudi, kafir"
 İsim isim veririm.
 Süfyan es- Sevri ve Sufyan bin Uyeyne "Küfre  düştü,  tevbeye davet edildi,  ölümü hak etti"
 Buhari'nin hocası Hammad bin Seleme "Şeytan"
 Hadisçi İbni Adiy "Şeytan" İmam-ı Azam Şeytanmış!
 İmam-ı Malik (Maliki mezhebinin kurucusu) "iblisten daha zararlı, dine hile kattı"
 İmam-ı Şafi "kendini Allah yerine koyan kişi" İmamı Azam oluyor bu.
 İmam-ı  Ahmed bin Hanbel "kendisinden hiçbir şey nakledilmeye deymez"
 İbni Ebi Şeybe "Yahudi"
 İmam-ı Âzam Yahudi!  imiş.
 Şerik bin Abdullah "küfre düşen bir kafir idi"
 Ukayli "Sahtekar, yalancı, kafir"
 Aslında Mustafa İslamoğlu hocanın  anlattıklarında bir abartı ve hilaf bulunmamaktadır.
"Hadislerin uydurulma sebepleri" (mevzu hadisler) kitaplarında bunun gibi yüzlerce olay anlatılır.
Mesela: Hadis uyduran Abdulkerim Bin El- Evca adlı bir  kişi idam edilmeden önce helalı haram, haramı helal kılacak dört bin (4000) hadis uydurduğunu İtiraf etmiştir.
 Hatta Diyanet'in mevzu hadisler kitabını alın  orada bile bu gerçekleri göreceksiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder