RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN UYDURMA, HURAFE VE YALANLAR (75.YAZI )
RİSALE'İ NUR'DA İTİKÂDİ SAPMALAR (7)
Allah Resulü'nün amcası Ebu Tâlip hakkındaki soruya Said Nursi'nin cevabı:
Diyorsunuz ki:
Amcası Ebu Talib'in imanı hakkında essah nedir?
El Cevap: Ehli Teşeyyu (Şia Ehl-i ) imanına kail, (Ebu Talib'in iman ettiğine inanır ) Ehl-i Sünnetin ekserisi, (çoğunluğu )imanına kail değiller. (İman ettiğine inanmaz)
Fakat benim kalbime gelen şudur ki: Ebu Talip, Resuli Ekrem (a.s) ın risaletini (Resul oluşunu) değil, şahsını, zâtını gayet ciddi severdi.
O'nun- o gayet ciddi- o şahsi şefkati ve muhabbet-i, elbette zayi-e gitmeyecektir. (Ebu Talib'in sevgisini boşa çıkarmayacaktır)
Evet, ciddi bir surette Cenab-ı Hakkın habibi Ekremini (şerefli sevgilisini) sevmiş ve himaye etmiş ve taraftarlık göstermiş olan Ebu Talib'in, inkâra ve inada değil, belki hicap ve asabiyeti kavmiye gibi hissiyata binaen, makul bir iman getirmemesi üzerine cehenneme gitse de, yine cehennemin içinde bir nevi hususi cenneti, onun hasenatına mükafeten halkedebilir.(yaratabilir)
Kışta bazı yerde baharı halk ettiği gibi ve zindanda- uyku vasıtasıyla- bazı adamlara zindanı saraya çevirdiği gibi, hususi (özel) cehennemi, hususi bir cennete çevirebilir"
(Mektubat -366, Yirmi Sekizinci Mektup, Sekizinci Risale olan..." CEVAP :
Said Nursi, bu cevabında manevi hocası Muhyiddin'i Arabiyi taklit etmiştir.
Cehennem azabı konusunda Muhyiddin'i Arabi ilginç inanç ve fikirlere sahiptir.
Mesela : " Allah'ın Rahman sıfatının gereği olarak cehennem ehline orada kalmaları şartıyla nimet bağışında bulunacağını; bu nimet onların cehennemde sürekli bir uykuya daldırılmaları ve rüyalarında hoşlarına gelecek şeyleri görmelerini sağlayacağını" söylemiştir.
"Kaldıkları yer cehennem olmasına rağmen gördükleri onları mutlu edecektir"
Buna şu misali getirir.
"Hasta olan ve son derece rahatsız edici yatakta uyuyan bir kimsenin yüzünden mutlu belirtileri müşahede edilirse onun rüya gördüğü kanaatine varılır.
Halbuki haline ve yatağına bakıldığında azap içinde olması gerekir"
(İbnü'l Arabi, el-Fütuhâtu'l-Mekkiyye-327-329)
TDV İslam Ansiklopedisi c. 20 s. 493)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder