CÜBBELİ AHMET
Rahmân ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.
"Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve rahiplerden bir çoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve insanları Allah'ın yolundan engellerler.
Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azap vardır.
( Bu paralar) cehennem ateşinde kızdırılıp da bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı gün onlara denilir ki:
"İşte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yapmakta olduğunuz şeylerin azabını tadın"
(Tevbe-34,35)
"Allah, kendilerine kitap verilenlerden, " Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diyerek söz almıştı. Onlar ise bu emri kulak ardı ettiler, onu az bir değer ile değiştirdiler. Yaptıkları alış veriş ne kadar kötü olmuştur"
(Âli İmran-187)
Cübbeli Ahmet merdiven altında gayri resmi çalışan kurnaz bir pazarcı.
Piyasanın ihtiyacına göre anında cevap veren bir din tüccarı.
Ancak onun elinde diğer tüccarlarda bulunmayan önemli bir malzeme var :
Din.
Onu ve benzerlerini köşeye sıkıştırmak, mahcup etmek, özür diletmek zorunda bırakmak mümkün değil.
Uydurma din her sıkıştırmadan kurtulmanın yolu ve ilkesizliğin en sağlam kılıfı.
Rivayet dini, istisnasız her rezilliğin izahını yapabilecekleri, islam dışı eylemlerini bir anda sevaba dönüştürecek sihirli bir değnek.
Yani gayri meşru her şeyi yapabilmek için beşeri üretim olan ve patent hakkını ellerinde tuttukları bir dine ihtiyaç vardı.
Öyle de oldu.
Emevilerle başlayan süreçte mezhep ruhbanlığının ortaya çıkmasıyla dinin ticarileşmesi arasında bir birini doğuran bir ilişki bulunuyor.
Kur'an'ın metnini değiştiremiyorlar ama onda olmayan ticari metaya dönüştürdükleri bir çok malzeme ortaya çıkardılar.
Cübbeli'nin akademik versiyonları Nihat Hatipoğlu, Mustafa Karataş, Ramazan Ayvalı bunu Ehli Sünnet için yapıyor.
Amaç farklı araç aynı.
Tüccar ve Cübbeli kelimeleri yan yana durduğunda herkesin aklına onun pazarladığı din geliyor.
Cübbeli Ahmet kelimenin tam anlamıyla din alıp satan bir dinci, kurduğu şirket Cübbeli Ahmet ürünleri (CAH) satıyor.
Kabir azabından koruyan kefen, yangın başta olmak üzere her türlü hastalığı, kaza- belayı uzaklaştıran "peygamber" nalını, "peygamber" sakalı yıkanmış içme suyu gibi liste uzayıp gidiyor.
Su için paketleme tesisi bile açtığını kayıtlara geçirip kefen ve nalını pazarlama taktiklerinden bahsedelim.
Kefene Allah'ın isimlerini yazıyor ama pahalı hammadde kullanıyor, anlayacağınız malzemeden çalmıyor.
Pazarlama esnasında diyor ki:
"Diğer kefenler imamların elinde kalıyor yani dayanma gücü çok zayıf, kumaş çürük"
Ama Cübbeli'nin kefen dokuması çok sağlam, ceylan derisi ya da Kâbe örtüsüne yazılması lazım.
Benim var ama herkese Kâbe örtüsü bulmak mümkün değil.
Ceylan derisine yazdık, hakiki misk ve safranla yazılması gerekiyor.
Onlar da ne kadar pahalı biliyor musunuz? Cübbeli Ahmet, stok maliyetine satılmayan ürüne de katlanmak istemiyor.
"Peygamber" nalınları için ön ödeme ve sipariş şartı koşuyor.
Eee gemin batmasın, evin yanmasın! istiyorsan maliyetine katlanacaksın.
Din ve iman tüccarı Cübbeli, en büyük vurgununu Fadıl Akgündüz (Jet Fadıl) la ortaklığından vuracaktı.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.
Beklendiği gibi Fadıl yine battı.
Kendisini savunurken söylediklerinden anladığımıza göre iki daire karşılığında Jet Fadıl'ın vurgununa eyvallah demiş.
Diyor ki : "Fadıl Bey'in otelinden yer alın demedim.
Sadece fetva soranlara caizdir dedim.
Sen enayilik ettiysen bende enayilik ettim, benim de birkaç dairem gitti"
demesi sizi yanıltmasın, temel atma töreninin şeref konuğu ve kutsayıcısı olarak başrolde bulunuyordu.
Bu arada Fadıl Akgündüz'ün tutuksuz yargılandığı dolandırıcılık davasında mağdur avukatları başka bir iddiayı ortaya attı.
Avukat, Jet Fadıl'ın Marmaris'teki oteli'nde tatil yaptırdığı Cübbeliyi gizlice kaydettiği ve görüntülerle şantaj yaptığını öne sürdü.
Mahkeme yargılamanın konusu olmadığı için CD yi işleme koymadı.
Fuhuş iddiaları Cübbeli Ahmet'in başını sıklıkla ağrıtıyor.
Bu yüzden tutuklandı ve yargılandı.
Bir zamanlar internete düşen görüntülerin komplo olduğunu öne sürse de mahkemede Özbek bir kadınla nikahlandığını ve kamera görüntülerinin internete düşürüdüğünü itiraf etti.
Görüntülerin kendisine ait olduğunu ve bunu inkar etmediğini belirten Cübbeli, cemaatine madde madde ben değilim diye açıkladı.
Ancak mahkemede "ben ilk günden beri inkar etmedim" dedi.
Görüntülerdeki kadını nikahlayıp sonra boşadığını yazan Emine Şenlikoğlu da doğruluyor ve ekliyordu:
Savcıya dedim ki, ne olur, Allah aşkına serbest bırakın o alışkındır böyle sık sık nikah yapmaya ama kesinlikle kadın satışına bulaşmaz"
Acarkent'teki yüzme havuzlu villasını savunurken "yüzmem lazım ama harama bakmamak için denize umumi havuzlara gidemiyorum.
Erkek havuzları bile haram" diyor.
Malta'da bikinili kadınlarla birlikte yüzerken yakalanınca "Avret yerleri açık olarak denize girmek yasaktır. Ben haşemalıyım. Bunda ne mahzur var" diyerek çark ediyor.
Konfor yaşantısını "Allah nimetini kulunun üzerinde görmek ister" uydurma hadisiyle savunuyor.
Aslında Cübbeli Ahmet isterse lüks ve konfor içinde yaşayabilir.
Ameli günahları onunla Allah arasında, karışma hakkımız yoktur.
Esas sorun, din ticareti yapmasında, Allah ile insanları aldatmasında, Allah Resulü'ne uydurma rivayetler yoluyla hakaret etmesinde, Allah'ın dinini, her türlü günahı, suçu örtbas edebileceği bir örtü olarak kullanmasında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder