5 Mart 2022 Cumartesi

SALÂT NAMAZ DEĞİLDİR (7.YAZI) Muhaddis ve müctehidlerin salât kavramlarını namaz diye yorumlamaları ümmi halk tarafından benimsenince cinayetin ne kadar büyük olduğunu farkedemeyen tâbiileri de kınanmamak için aynı görüşü Kur'ani kavramlara bağlayarak devam ettirdiler. Kur'an'da bazı yerlerde salât'a bağlı olarak geçen “ikame” (ayağa kaldırmak, dikmek) ifadesini de salâtın namaz yorumuna uyduracağız diye “kılmak” anlamı verdiler. Halbuki Kur'an'da “kılmak: ceale” kelimesiyle ifade ediliyordu. Ve "ceale" fiili (namaza çevirdikleri) salâtla birlikte hiç bir âyette geçmiyordu. Bu bile tek başına salât'ın namaza çevrilmesinin yanlış olduğunu göstermeğe kâfidir. İşte aldatmak tam da burda başlıyor. Ama hakkın bir gün mutlaka ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. Tabi “namazı ayağa kaldırmak” diye bir uyumsuzluk olamayacağına göre ikame yerine “kılmak” sözcüğünü uydurmuşlardır.Fakat bu Rabbimizin kastettiği salât için olduğu apaçık bellidir. İkâme’nin “Ayağa kaldırmak, dikmek” anlamı namazla değil, salâtla uygunluğu vardır. Kur'an'da salât'ı ikame kalıp bir ifade olarak geçer. Yani zekat'a (arınmaya) gelme gibi, sadece ikâme ile birlikte geçtiği halde, insanları aldatmak için Kur'an'da geçmeyen hayali fiiler eklemişlerdir. Mesela: istikametle kılmak,dosdoğru kılmak, hakkıyla kılmak,sürekli kılmak, özenle kılmak, temiz kılmak, tam kılmak, Allah'ı görüyormüş gibi kılmak, gibi. Yani anlayacağınız "minareyi çalıp kılıfını hazırladılar"Esas, insanların ihtiyacı olan “ vahyin eğitimi ve öğtetimini yani ahlakını” namaz kılarak değil, salât'ı yaparak ayağa kaldırmalıyız. Ayağa kaldırmak; Rabbimizin emrettiği gibi; (salât) “ vahiy öğrenim ve öğretimi" olarak anlaşılsaydı, din adamları tarafından ümmet namazla cezalandırılmış olmayacaktı!Kur'an'da var olan kavramların değiştirilmesi neticesinde hem ümmet yıkıldı, hem din yıkıldı, hem Allah'ın Resülü yanlış anlaşıldı, hemde İslam insanların zihinlerde değerini kaybetti.Kuran’dan olmayan bir ritüel nasıl Allah’ın en önemli emri ve dinin direği oluyor?Siz hiç aklınızı kullanmayacak mısınız?Yoksa siz hakkın arayışı içinde değil de, rivayetlerden ve ictihadlardan ezberletilen batıl ve şirk imanı mı savunup duruyorsunuz? Biz size sadece Allah'ın âyetlerinden dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalışıyoruz. Önünüzde iki yol var. 1-) Salât'ın, Kur'an ilim ve hikmetinin öğrenim ve öğretimi olduğunu anlarsınız. 2-) Yada Emevi ve Abbasilerin iftiralarını din zannedip durmadan beş vakit namaz kılarsınız! Kılamazsanız da psikolojik olarak kendinizi suçlu hissedip bir hiç uğruna cehennemin mutfağına kendinizi mahkum edersiniz. Size olan tavsiyemiz. Dünyanızı Kur'an'da var olmayan uydurma ve sanal ibadetlerin peşinde israf etmeyin, rahat olun, özgür olun, sizin gibilerin akıl ve iradelerine kulluk edip hayatı kendinize ve çocuklarınıza zehir etmeyin.Kur'an'da ritüel bir ibadetin olmamasının en büyük sebebi şirk virüsünü yayma özelliğine sahip olmasından dolayıdır.Çünkü şirk belası ve kula kulluk küfrü en çok namaz ritüelini yerine getiren cemaat ve tarikatlarda bulunmaktadır.Şii ve Sünni dünyasında namaz kılanların büyük çoğunluğu şirk inancına sahiptir. Namazda var olan farz, vacip, sünnet, müstehap, mendüp, mekruh, müfsit, haram gibi kuralların da büyük bölümü din adamlarının koyduğu kurallardır. Fakat ümmi halka bu kurallar Allah’ın emri olarak sunulmaktadır. Yani ümmi halk insanların koyduğu kuralları din zannetmektedir.ŞİMDİ BİR MUHASEBE YAPALIM: Yahudi, Hristiyan, Şii ve Sünni coğrafyalarında her biri milyon dolara mal olan yüz binlerce havra, kilise, cami neyi ifade eder? Mesela: Bu havralar, kiliseler ve camiler nasıl bir değer üretirler. Mesela: 16 milyar 89 milyon 550 bin liralık bütçesiyle bu ülkede diyanet ne yapar? Bu parayı nereye harcar? Diyanet olmazsa bu ülke insanının ahlak, vicdan, ilmi kalitesinden ne eksilir? Diyanet olduğu için insanlarımızın hangi erdemi arttı, hangi kalitesi arttı. Ülkeyi kalkındıracak olan bu devasa masrafa rağmen elimizde kalan ne var? Kur'an- tevhid; ihlas-ihsan; takva- özgürlük; infak-dayanışma ilişkisi açısından katkısı nedir? Bütün bu devasa bütçenin, devasa kitlenin, devasa harcamaların içimizdeki ve dışımızdaki barışa katkısı nedir? Yani hanif İslam dinine katkısı ne olmuştur? Yoksa ümmeti ayrıştırıp birbirine mi düşürüyor? Bu mu katkısı, çoğalıp azalan ne?Yani koca bir hiç, bir hiçlik mi geriye kalan? Kılınan namazlar insanlığımıza, ahlakımıza, aklımıza, kalitemize, ilmimize, vicdanımıza ne ekledi?Yoksa kibrimizi, gururumuzu, sahtekarlığımızı, hadsizliğimizi mi attırdı?Haydi biz kendimize soralım!Namaz kılan arsız ve hırsızlar, kurban kesen gösterişçileri mi arttırdık? Eskiden "ateistler, komünistler, lâik ülkeler" diye atıp sıkan bol bok cümleler kurardık. Peki ya coğrafyamızda dincilik artarken, azalan mutluluk, huzur ve güzelliğe ne demeli! Artan kötülük, çifte standartlar cehalet, adaletsizlik, arsızlık, hırsızlık, utanmazlığa ne demeli!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder