16 Mart 2022 Çarşamba
KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(141. YAZI)İsra Süresi 31-) Yani geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Onları da, sizi de biz rızıklandırıyoruz. Onların canına kıymak gerçekten büyük bir suçtur.32-) Ve zinaya yaklaşmayın.Zira o, bir fahişeliktir yani kötü bir yoldur.33-) Ve haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın yani bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu velî de kısasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) ona, (gereken) yardım yapılmıştır. 34-) Ve yetimin malına, olgunluk çağına erişinceye kadar, ancak en güzel bir şekilde yaklaşın yani ahdinize vefa gösterin. Çünkü ahid, sorumluluğu gerektirir.35-) Ve ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün yani doğru terazi ile tartın. Bu, daha hayırlı yani daha güzel bir sonuçtur. 36-) Ve hakkında ilmin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.37-) Ve yerde böbürlenerek yürüme! Çünkü sen ne yeri yarabilir ne de boyca dağlara erişebilirsin. 38-) Bütün bunlar, Rabbinin indinde kötü mekrüh olan şeylerdir. 39-) (Ey Nebi!) İşte bunlar, Rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdir yani sakın Allah ile birlikte başka ilâh edinme; sonra kınanmış ve (Allah'ın rahmetinden) uzaklaştırılmış olarak cehenneme atılırsın.40-) (Ey müşrikler!) Rabbiniz, erkek çocukları sizin için ayırdı da yani kendisi de meleklerden kız çocuklar mı edindi! Gerçekten siz, (vebali) çok azim bir söz söylüyorsunuz.41-) Ve andolsun ki biz, tezekkür etmeleri için bu Kur'an'da (çeşitli ikaz ve ihtarları) türlü şekillerde tasrif ettik. Fakat bu, onların nefretlerini arttırmaktan başka hiç bir işe yaramadı. 42-) De ki: Eğer söyledikleri gibi Allah ile birlikte başka ilâhlar bulunsaydı, o takdirde bunlar, Arş'ın sahibi olan Allah'a ulaşmak için çareler arayacaklardı.Kıraat Farklılığı Âyette bulunan "kemé yekulune" "söyledikleri gibi" kelimesi, "kemé tekulune" (ey müşrikler!) "söylediğiniz gibi" olarak da okunmuştur. Bu okuyuşa göre âyetin meâli şöyle oluyor. "De ki: (Ey müşrikler!) Eğer söylediğiniz gibi Allah ile birlikte başka ilâhlar bulunsaydı, o takdirde bunlar, Arş'ın sahibi olan Allah'a ulaşmak için çareler arayacaklardı. Yani "onu yenip yerine geçmek için" demek isteniyor. Birinci okuyuş müşriklerin giyabında ifade edilirken, ikinci okuyuş müşriklerin yüzüne karşı yapılıyor. İkinci okuyuş daha tesirli oluyor) 43-) Allah, onların söyledikleri şeylerden münezzehtir; son derece yücedir, büyüktür.44-) Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder yani O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur yani siz, onların tesbihini tefekküh edemezsiniz. O, Halîmdir, Ğafur'dur. (Tesbih, yaratılan her şeyin üzerine düşen görevi yerine getirmesi anlamına geliyor. Yani yüce Allah'ın ona yüklemiş olduğu görevi aksatmadan yerine getirir. Kanun ve yasası demektir. Ancak insan hariçtir. Çünkü insan sınama gereği özgür bir iradeye sahip kılınmıştır.) 45-) Ve biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına mestur bir hicâb kılarız.46-) Yani onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık yani kulaklarına bir ağırlık kılarız yani sen, Kur'an'da Rabbinin birliğini zikrettiğinde onlar, nefret eder bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.47-) Biz, onların seni dinlerken ne maksatla dinlediklerini yani kendi aralarında fısıldaşırlarken de o zalimlerin: "Siz, sihirlenmiş bir adamdan başkasına tâbi olmuyorsunuz!" dediklerini çok iyi biliriz.48-)(Ey Nebi!) Bir bak; senin için ne türlü darbı meseller yapıyorlar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yola dönmeye güçleri yetmemektedir. 49-) Yani onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını yani kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir hilkatte (yaratılış ile) diriltileceğiz, öyle mi! 5-) De ki: "İster taş olun, ister demir"51-) Veya aklınıza (yeniden dirilmesi) imkânsız gibi görünen herhangi bir yaratık! (Bunlar, Allah'ın sizi yeniden diriltmesini imkansız kılmaz.) Diyecekler ki: "Bizi tekrar (hayata) kim döndürecek?" De ki: Size ilk kez fıtratınızı veren. Bunun üzerine onlar sana (alaylı bir tarzda) başlarını sallayacak, yani "O ne zamanmış?" diyecekler. De ki: Yakında olacaktır!52-) O gün (Allah) sizi dâvet eder. Kendisine hamdederek (ister istemez) icâbet edersiniz yani çok az kaldığınızı zannedersiniz.(İnsanlar ne zaman olürlerse ölsünler kabirde bir an, göz açıp kapayıncaya kadar kalırlar.) 53-) Yani kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.54-) Rabbiniz, sizi en iyi bilendir. Dilerse size merhamet eder; dilerse size azap eder yani biz, seni onların üzerlerine bir vekil olarak göndermedik.55-) Yani Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir yani andolsun ki biz, Nebilerin bazısını bazısına farklı kıldık ve Davud'a da Zebur'u verdik.56-) (Ey Resül!) de ki: "Allah'ın dununda (yanında-yöresinde-astında) (ilâh olduğunu) ileri sürdüklerinize dua edin. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı kaldıramazlar yani durumunuzu (kötüden, güzel olana) değiştiremezler" 57-) Onların dua ettikleri ( bu varlıklar) Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar yani O'nun rahmetini umarlar yani azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır.58-) Yani ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en şiddetli bir şekilde azaplandıracağız. Bu, kitap'ta yazılıdır.59-) Yani bizi, âyetler (mucizeler) göndermekten meneden tek şey, öncekilerin bu âyetleri yalanlamış olmalarıdır yani Semûd'a dişi deveyi mubsireten (aydınlatıcı delil) olarak vermiştik. Onlar ise, buna zulmettiler yani biz âyetleri ancak korkutmak için göndeririz.60-) Yani sana: Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır, demiştik. Sana gösterdiğimiz o görüntüleri ve Kur'an'da lânetlenen ağacı yani ancak insanları fitne (sınama) için meydana getirdik. Biz onları korkuturuz da, bu onlara, büyük bir taşkınlıklarını arttırmaktan başka bir şey sağlamaz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder