18 Mart 2022 Cuma
KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(163. YAZI)Kehf Süresi: 110 âyettir, Mekke'de inmiştir. Rahman Rahim Allah'ın Adıyla 1-) Hamd, kuluna kitab'ı indiren ve onda hiçbir eğrilik kılmayan Allah'a özeldir (Hamd ile başlayan tüm süreler Mekke'de inmişlerdir. Hatta Teğabun süresi birinci âyeti hariç, içinde hamd kavramı bulunan bütün süreler Mekke'de nazil oldukları için anlamının içinde övgüden daha çok güç, hükümranlık ve kuvveti barındırmaktadır.) 2-) Onu kayyim (toplumu ayağa kaldıran bir kitab) olarak katından gelecek şiddetli azaba karşı uyarmak ve salih ameller işleyen müminlere kendileri için güzel mükafat bulunduğunu müjdelemek için indirdi. (Bu âyette uyarı ve ikazın sadece yüce Allah'tan indirilen vahiy'le yapıldığını anlıyoruz.) 3-) Onlar orada ebedî kalacaklarlardır.4-) Ve "Allah evlât edindi" diyenleri de uyarmak için.(Mekke müşrikleri böyle iddia ediyorlardı yani "Allah çocuk edindi" diyorlardı.) 5-) Ne onların (Allah evlât edindi, diyenlerin), ne de (din) atalarının bu konuda hiçbir ilmi yoktur. Ağızlarından çıkan bu söz büyük (bir günah) oldu! Yalandan başka bir şey konuşmuyorlar. 6-) Bu kitab'a iman etmiyorlar diye arkalarından esefle neredeyse kendini harap edeceksin.7-) Biz, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini sınayalım diye yerde bulunan her şeyi kendine mahsus bir zinet yaptık.8-) Yani bununla beraber biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.9-) (Ey Resül!) Yoksa sen, bizim âyetlerimizden (sadece) Kehf ve Rakîm sahiplerinin ibrete şâyan olduklarını mı sandın?10-) O (yiğit) gençler mağaraya sığınmışlar ve: Rabbimiz! Bize tarafından rahmet bağışla yani bizi, (şu) işimizde rüşd bilinciyle donat! demişlerdi.11-) Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar (perde) vurduk (uykuya daldırdık.)12-) Sonra da iki guruptan (Ashâb-ı Kehf ile hasımlarından) hangisinin kaldıkları müddeti daha iyi hesap edeceğini görelim diye onları uyandırdık.13-) Biz sana onların haberlerini hak olarak anlatıyoruz. Onlar, Rablerine iman etmiş gençlerdi yani biz de onların hidayetini arttırdık.14-) Yani onların kalplerini rabt eyledik. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına ilâh olarak dua etmeyiz. Yoksa asılsız konuşmuş oluruz.15-) Şu bizim kavmimiz Allah'tan başka ilâhlar edindiler. Hiç olmazsa bunlar aleyhinde açık bir delil getirseler. (Ne mümkün!) Öyle ise Allah hakkında yalan yere iftira edenden daha zalim kim vardır?16-) (İçlerinden biri şöyle demişti:) "Madem ki siz onlardan ve onların Allah'tan başka tapmakta olduklarından uzaklaştınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden yaysın yani işinizde sizin için bir kolaylık sağlasın."17-)(Ey Nebi! orada bulunsaydın) güneşi görürdün: Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi yani onlar (güneş ışığından rahatsız olmaksızın) mağaranın bir köşesinde (uyurlardı). İşte bu, Allah'ın âyetlerindendir yani kimin hidayetçisi Allah olursa, işte o, hidayete ulaşmıştır ve kim de hidayeti kaybederse artık onu hidayete ulaştıracak bir mürşid veli bulamazsın.18-) Kendileri uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın yani onları sağa sola çevirirdik.Ve köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarına muttali olsaydın için korku ile dolar gördüklerin yüzünden dönüp onlardan firar ederdin. 19-) Yani biz, aralarında birbirlerine sormaları için onları uyandırdık: İçlerinden biri: "Ne kadar kaldınız?" dedi. (Kimi) "Bir gün ya da günün bir parçası kadar kaldık" dediler; (kimi de) şöyle dediler: "Rabbiniz, kaldığınız müddeti daha iyi bilir. Şimdi siz, içinizden birini şu gümüş paranızla şehre gönderin de, baksın, (şehrin) hangi yiyeceği daha temiz ise size ondan erzak getirsin ve dikkatli davransın (gizli hareket etsin) yani sakın sizi kimseye sezdirmesin."20-) "Çünkü onlar eğer varlığınızı öğrenirlerse, ya sizi recmederler veya kendi milletlerine iâde ederler ki, o zaman ebediyyen iflah olmazsınız."21-) Böylece (insanları) onlardan haberdar ettik ki, Allah'ın vâdinin hak olduğunu yani kıyametin şüphe götürmez olduğunu bilsinler. Hani onlar aralarında Ashâb-ı Kehfin durumunu tartışıyorlardı. Dediler ki: "Üzerlerine bir bina yapın. Rableri onları daha iyi bilir." Onların durumuna vâkıf olanlar ise: "Bizler, kesinlikle onların üzerine bir mescit yapacağız" dediler.22-)(İnsanların kimi:) "Onlar üç kişidir; dördüncüleri de köpekleridir" diyecekler; yine: "Beş kişidir; altıncıları köpekleridir" diyecekler. (Bunlar) gaybı taşlamak gibidir. (Kimileri de:) "Onlar yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Öyle ise Ashâb-ı Kehf hakkında, delillerin açık olması haricinde bir münakaşaya girişme yani onlar hakkında (ileri geri konuşan) kimselerin hiçbirinden fetva isteme.23-) Ve hiçbir şey için "Bunu yarın yapacağım" deme.24-) Ancak Allah dilerse (yapacağım de) yani unuttuğun zaman Allah'ı zikret ve "Umarım Rabbim beni, rüşde daha yakın olana ulaştırır."de.25-) Yani onlar, mağaralarında üçyüz sene kadar kaldılar ve dokuz daha ziyade ettiler.26-) De ki: Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'na aittir. O'nun görmesi de, işitmesi de şâyanı hayrettir. Onların (göklerde ve yerde olanların), O'ndan başka bir velileri yoktur yani O, kendi hükmüne kimseyi şerik etmez.27-) Yani Rabbinin kitabı'ndan sana vahyedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur yani O'ndan başka bir sığınak da bulamazsın.28-) Ve sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte nefsinle sende sabret yani dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme ve kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız yani kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.29-) Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen kâfir olsun. Biz, zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepe çevre kuşatmıştır yani imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek yani ne kadar kötü bir kalma yeridir!30-) İman edip de salih amellerde bulunanlar (bilmelidirler ki) biz, güzel ameller yapanların ecrini zâyi etmeyiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder