12 Mart 2022 Cumartesi

SALÂT NAMAZ DEĞİLDİR (10.YAZI) "Ey iman edenler! Salâta kalktığınız(katılacağınız) zaman, yüzlerinizi ve ellerinizi dirseklerinize kadar yıkayın. Başlarınızı ve aşık kemiklerinizle beraber âyaklarınızı da meshedin ve cünüpseniz; tam olarak temizlenin. Eğer hastaysanız veya seferdeyseniz veya sizden biriniz gâitadan geldiyse veya kadinlarla cinsel ilişkiye girdiyseniz; o anda su bulamadıysanız, temiz bir maddeyle teyemmüm edin yani ellerinizi ve yüzlerinizi mesh edin. Allah size herhangi bir zorluk dilemiyor yani sizi temizlemek ve üzerinize nimetini tamamlamak istiyor. Umulur ki şükredersiniz. (Mâide-6)Bu âyete Şii ve Sünni din zihniyeti Kur'anda olmayan ve farsça bir kelime olan "abdest" âyeti adını vermiştir. Halbuki bu âyete verilecek en uygun isim temizlik âyetidir. Ümmi insanlar için söylüyorum, âyette abdest almak diye bir ifade geçmez."Abdest" kelimesi dilimize farsçadan geçmiştir ve arapçası da ''vudu'' dur.Fasça'da Abdest, elsuyu, Arapça'da abdest vudu'dur, aydınlanma, ışıklanma, parlama anlamına gelmektedir. Âyette tarifi yapılan söz konusu uzuvların suyla yıkanarak veya ona yakın bir maddeyle temizlenmesi demektir.Kur'an'da geçmeyen ve güya namaz kılmak, Kur'an okumak için farz olarak yapılan ve neredeyse büyük bir ibadet haline getirilen ''abdest'' kavramını Şii ve Sünni din anlayışı aynen "peygamber" kelimesi gibi, sanki Maide-6. âyetinin içinde arapça bir kavrammış gibi gösterip toplumu yanıltmıştır. Âyet sadece yüce Allah'ın cuma salât'ı için insanlara yapmış olduğu ''temizlik'' önerisinden başka hiçbirşey değildir. Âyetin inmiş olduğu coğrafya, gelenek ve kültürüyle kıyaslayacak olursak, günümüz insanları, vahyin ilk muhataplarından on kat daha temiz olduklarını söyleyebiliriz. Âyette önerilen bu "temizlik eylemi" sadece toplu salât'a katılım maksadıyla, ''salâta kalkıldığında, salât için çağrı yapıldığında'' yani ''toplu Kur'an eğitimi ve öğretimi için, maddi ve manevi dayanışma, istişare, toplumsal sorunları değerlendirme toplantısı için bir araya gelmek amacıyla çağrı yapıldığında'' istenmiştir. Son vahyin nâzil olduğu sosyokültürel faktörleri tasavvur edersek, o günün şartlarını düşündüğümüzde, iklim koşulları, yapılan ağır işler, sıcak ortam, toz-toprağın yoğun olduğu bir coğrafyada insanların asgari miktarda yani görünen uzuvlarını diğer insanları rahatsız etmeyecek kadar cemaate temiz gelmeleri istenmektedir. Bu da İslam'ın evrensel değerlerden biri olan temizliğe verdiği önemi gösteriyor. Aslında bu âyette söz konusu edilen sadece basit nezaket ve bir temizlik eylemidir. İnsani ilişkiler gereği toplumsal hayata katıldığımızda yapmamız istenen görünen uzuvlarımızı ''temizlemekle” ile ilgili bir durumdur. Bu ilahi öğüt ve öneriyi yani ''temizlenme'' ile ilgili bir âyeti alıp bunu ''abdest'' diye isimlendirip adeta büyük bir ibadetmiş gibi dinsel bir ritüel haline getirmek, sırf bununla ilgili ciltler dolusu kitaplar yazmak, tıpkı namaz ritüelinde olduğu gibi insanları gerçek dinden yani Kur'andan uzak tutmak adına "abdestin farzları, vacipleri, sünnetleri, müstehapları, mendüpleri, haramları, mehruhları, müfsitleri gibi bir sürü teferruat, ayrıntı, takıntı şizofrenik yani hastalık derecesine varan detaylara boğulmuş ritüeller ile ümmeti meşgul edip, dinin gereklerinin ancak bunlarla yerine getirilebilineceğine, en doğru ve en iyi müslüman olmanın ancak bu dinsel anlamlar yüklenmiş uygulamaları eksiksiz yapmakla mümkün olduğuna inandırmak, ancak ümmi halkı bunlarla uyutmak isteyen gelenekçi -mezhepçi-taklitçi-cahil, düşüncesiz din adamlarının bir vahiy tahrifatı olabilir."Ey iman edenler! Cuma (toplanma) günü salât için çağırıldığınızda alışverişi bırakıp hemen Allah'ın zikrine (Kur'ana) koşun. Eğer bilirseniz bu sizin için daha ''hayırlıdır'' (Cuma-9)Tekrar etmekte fayda vardır. Mâide-6. âyette bildirilen bu "temizlik eylemi" sadece toplu salât'a katılım için, yani sadece toplu Kur'an eğitimi ve öğretimi için istenmiştir. Yani örneğin cuma salâtı'nda olduğu gibi ''toplu Kur'an eğitimi ve öğretimi için, maddi ve manevi dayanışma, istişare, toplumsal sorunları değerlendirme toplantısı için'' biraraya gelme çağrısı yapıldığında öngörülmüştür.Bireysel salât için, yani evde kendimiz veya ailemizle ilgili zihinsel bir faaliyet olarak Kur'an ile meşgul olup, ilim ve hikmetine ulaşma adına yaptığıımız salât için bu "temizlik eylemi" gerekli değildir. Kur'anın iniş sırasına baktığımızda 110. sırada nâzil olmuş olan cuma süresindeki 9. âyette anlatılan cuma salâtı'nı bildiren âyetin hemen ardından 112. sırada nâzil olan Mâide süresindeki 6. âyet, konumuz olan ve adına abdest denilen temizlenme ile ilgili olarak gönderilmiştir. Çünkü Cuma 9. âyette geçen "elif lam" takısı almış yani marifeli es-salât'tır.Toplumda herkes tarafından bilinen ve tanınan salât, toplanma gününün salât'ı, Kur'an eğitimi ve öğretimi yapılan toplu salât'tır. Maide 6. âyette bildirilen ve adına "abdest" denilen "temizlenme" sadece toplu yapılan salât, yani cuma Salâtı için nazil olmuştur ve bu yüzden sadece cuma salât'ı için gerekli bir temizlenme işidir. Zaten salât, müminler, munafıklar, Yahudiler, Hristiyanlar, Güneşe-Ay'a tapanlar ve müşrikler tarafından bilindiği için her yerde elif lâm takılı yani (mârifeli) olarak gelmiştir. Bu iki âyetin (Mâide-6; Cuma-9) Kur'anın en son nazil olan âyetlerinden olduğunu, yani Medine döneminde indiklerini düşündüğümüzde akla şu soru geliyor. Maide-6. âyeti Kuran’ın son zamanlarında inmiştir. O halde bu âyet ininceye kadar Nebi (a.s) ve müslümanlar, o kadar zaman süresince, yıllar boyunca namazı âbdestsiz mi kılıyorlardı.Veya soruyu şöyle soralım. Salât, herkesin bildiği, yani müşrikler, Yahudiler, Hristiyanlar, Yahudilerin ataları olan İsrailoğulları tarafından bilindiği, üzerinde bu derece durulduğu ve anlatıldığı halde neden temizlikten hiç söz edilmemiştir. Bunun sebepleri, 1-) Mekke'de salât Nebi ve müminler tarafından bireysel olarak yapılıyor olmasından kaynaklanıyordu. Yani başkasını rahatsız etme durumu mevcut değildi. 2-) Namaz vakitlerinin hepsi Mekke'de inen sürelerde yer alıyor ve sadece Nebi (a.s) ın şahsına yönelik idi. 3-) Medine'de cuma (toplantı) salâtına gidenler temizlik kurallarına riâyet etmiyorlardı yani şikayetler baş gösteriyordu. Yoksa yüce Allah gerekçesiz hiç bir şeyi yasaklamaz ve hiçbir şeyi de emretmezdi. Sonuç olarak: İlgili âyette geçen ve biraraya gelmiş insanların birbirini rahatsız etmemeleri için asgari temizliği öngören, Kur'an'da geçmeyen ve geleneğin adına ''abdest'' dediği şey aslında basit bir ''temizlik eylemi'dir'' ve sadece toplu yapılan salât için (cuma salât'ı) gerekli görülen bir öneridir. Fakat Şii Sünni din adamları yani hadisçiler ve müctehidler dinlerini namaz üzerine inşa ettikleri için bunu dağlar kadar büyütüp insanların başına bela etmişlerdir. Onlarca âyeti ve mantıksal delili bir yana bırakın, sırf bu abdest kargaşası ve israfı yüzünden namaz kılınmaması gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder