15 Mart 2022 Salı
ISLAHAT VE SALÂTI İKAME (1)(31.YAZI) Islah, ıslahat, salih,sulh, salihât gibi kelimeleri sık sık duyuyoruz. İşte bu kelimeler salât'ı ikame etmenin (bağlantıyı ayakta tutmanın) önemli bir hedefini bize işaret ediyor. Islahı düzeltmek, ıslahatı düzeltme işleri, sulhu barış, salihi kendini düzeltip hayatına yansıtan barışçıl, salihâtı da tum varlıklara karşı görevini yerine getiren ameller olarak tanımlayabiliriz. Teşbihimize göre: Herkes çevrimiçinde size katılmasa bile onlarla birlikte yaşayabilmek için “kendinizi unutmadan” ve bozgunculuk çıkarmadan çevrenizi de ıslah etmeye ve bağlantısızlarla birlikte bile örnek olacak sâlihât işleri yapmaya başlamalısınız. Bizden beklenen budur: Fikirler ve bağlantılar farklı da olsa sulh’u (barışı) sağlamak. Arınmayla biraz benzeşse de burada bu arınmanın içinde ve çevresinde neler ve hangi tip davranışlar olduğunu da âyetlerle anlayacağız. Söyleyip bırakmayalım.Önce âyetlerde kelimeye nasıl bir anlam verilmiş ona bakalım.Islah’ın temeli olan “düzeltme” anlamını aşağıdaki âyetlerde açık biçimde görüyoruz. "… Şüphesiz Allah, ifsad edicilerin amellerini (ıslah etmez) düzeltmez, verimli bir sonuç elde edemezler"(Yunus-81) "…(Allah) iman edenlerin kötülüklerini örtüp-bağışlamış, durumlarını (ıslah etmiştir) düzeltmiştir"(Muhammed-2) (Allah) onları hidayete erdirecek ve durumlarını (ıslah edecek) düzeltecektir"(Muhammed-5) Yukarıdaki âyetler Allah’ın ıslahı “düzeltmesi” olarak alınır. Aslında her orijinal ve organik yapısıyla ıslah edilmiş olarak hayat bulur. Elbette ki esasta her şeyi düzelten de O’dur. Salât'ı ikâme çerçevesinde özne olarak kendimizi aldığımızda ise ıslahın hem bireysel hem de toplumsal bir faaliyet olduğunu görüyoruz: Bu kapsamda bireysel ıslahı gösteren âyetler vardır. İnsanların arasını ıslah etmeyi gösteren âyetler vardır. Toplumu ıslah etmeyi gösteren âyetler vardır. Ve ıslahı toplumsal sulha (barışa) çeviren âyetler vardır. Şimdi biz salât'ı ikâme etme sürecinde insanın kendisini düzeltmesi (ıslahı) ile ilgili âyetleri görerek devam edelim. "Ancak tevbe edenler, kendilerini ıslah edenler ve (indirileni vahyi gizlemeden) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim…" (Bakara-160) "Ancak tevbe edenler, kendilerini ıslah edenler, Allah'a (vahye) sığınanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah'a halis (özel) kılanlar başka…" Bunlar munafık olamazlar. (Nisa-146) "... Şu halde kim iman ederse ve (davranışlarını) ıslah ederse, artık onlar için korku yoktur yani onlar mahzun olmayacaklardır"(En'am-48) "… İçinizden kim cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder yani (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, Ğafur'dur, Rahim'dir. (En'am-54) "Ve kitaba sımsıkı tutunanlar yani salât'ı ikame edenler. Biz ıslah muslihlerin (düzeltenlerin) ecrini şüphesiz zayi etmeyiz" (Âraf-170) "… Eğer müminseniz artık Allah'a karşı takva sahibi olun yani aranızı ıslah edin (düzeltin) Allah'a yani elçisine itaat edin"(Enfal-1) "Sonra gerçekten Rabbin, cehalet sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden yani ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphesiz Rabbin bundan sonra Ğafur'dur, Rahim'dir" (Nehl-119)Salât'ı ikame etme sürecinde kendisini düzeltip davranışlarına da bunu yansıtanlara salih insanlar diyoruz. Şimdi o âyetlerden bir örnek görmeden geçmeyelim. "O mihrapta ayakta böylece salât ederken, melekler ona seslendi: Allah seni Yahya ile müjdeliyor. O, Allah'tan olan bir kelimeyi doğrulayıcı; seyyid yani iffetli yani salihlerden bir nebidir"(Âli İmran-39) Peki, bu kendini ıslah edenler nasıl bir amelde bulunmaları gerekiyor? Önce kendi nefislerini düzelttiler, ya sonra? "Yeminlerinizi bahane ederek; erdemli olmanız yani takva sahibi olmanız yani insanların arasını düzeltmenize Allah'ı aracı kılmayın. Allah işitendir, bilendir"(Bakara! 224) Demek ki dinimizi ya da dini anlayışımızı bahane ederek (onlar bizden değil diyerek) başka insanların arasını düzeltmekten, barıştırmaktan kaçınmamamız gerekiyor. Her yönümüzle erdemli ve güvenilir insanlar olmak durumundayız. "(Kadın ile kocanın) Aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem, kadının da ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar, (arayı) düzeltmek (ıslah) isterlerse, Allah da aralarında bir muvaffakiyet sağlar. Şüphesiz, Allah, bilendir, haberdar olandır"(Nisa-35) Demek ki sosyal hayatın her alanında ıslah edici yani barışçı insanlar olarak aktif rol almalıyız. "Onların gizlice söyleşmelerinin çoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka vermeyi veya mârufu ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerin konuşmaları başkadır. Kim Allah'ın rızasını isteyerek böyle bir şey yaparsa, artık ona azim bir mükafat vereceğiz"(Nisa-114)Mücadele süresinde olduğu gibi yukarıdaki âyette de dedikodunun insanların arasını açmada ne kadar kötü bir ahlak olduğunu işaret ediyor. Salât'ı ikame edenlerin işi ise dedikoduyu yaymak değil, araları bozulan insanların ve toplumların arasını ıslah etmektir. "İman edenlerden iki topluluk çarpıştırılacak olursa, aralarını ıslah edin. Şayet biri diğerine bağiy (üstünlük) iddia edecek olursa, artık bağiy'de bulunanla, Allah'ın emrine geçinceye kadar savaşın. Eğer sonunda geçerse, bu durumda adaletle aralarını bulun ve adil davranın. Şüphesiz Allah, adil olanları sever" (Hucurat-9) Arabuluculuk demek oluyor ki ıslahtır ve salât'ı ikame eden kişiler için önemli bir görev ve büyük bir erdemdir. "Şüphesiz müminler kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını (ıslah edin) düzeltin yani Allah'tan korkun. Umulur ki rahmet edilirsiniz"(Hucurat-10)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder