12 Şubat 2022 Cumartesi

TESBİH, SALÂT ve VAKİT (3)(23.YAZI) Allah’ın nuru) Allah'ın, onların yükseltilmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiği evlerdedir. Onların içinde sabah akşam O'nu tesbih ederler"(Nur-36) Bu âyet toplu halde yapılan vakitli salât'a katılanların kendi evlerinde de süreklilik gösteren biçimde tesbih ettiğini gösteren bir âyettir. Bu salât cuma suresinde geçen ifadelere benzemektedir ve salât'ı ikame bağlamında açıklanıyor. "(Onlar öyle) adamlar ki; ne ticaret yani ne alış-verişin onları Allah'ın zikrinden (Kur'an'dan) yani salât'ı ikame etmekten yani zekât'a (arınmaya) gelmekten alıkoymadığı kimselerdir. Onlar kalplerin ve bakışların altüst olacağı günden korkarlar"(Nur-37) Şimdi konu ile ilgili en önemli âyetlerden birine geldik. "Ey iman edenler! Himayeniz altında olanlar yani sizden erginliğe ulaşmamış olanlar üç kez izin istesinler: Fecir salâtından önce, gün içinden (öğle vakti) elbiselerinizi çıkarttığınız vakit ve işa (akşam) salâtından sonra. Üçü de özel (avret vakitleri)dir. Bunların dışında size de onlara da bir günah yoktur. Yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanında olabilirsiniz. İşte Allah, size âyetleri böyle beyan ediyor. Allah bilendir, hâkim olandır" (Nur-58) Meşhur üç vakit ayeti! Aslında burada üç değil iki vakit var. Konu da esasen vakit değil aile içi terbiye. Yani iki vakit de namazla veya vakitli salâtla ilgli değil, tesbihle ilgili yukarıda konuştuğumuz vakitler. Salât kelimesinin kullanılmasının bir nedeni de aile içinde sabah ve akşam ailece tesbihin yapılabilir olması (Nur- 36) da olabilir. Neticede fecir ve işa olarak burada geçen salâtlar sabah ve akşam tesbihleridir. Öğle elbiselerin çıkarılması vakti ise salâtla ilgili değil sıcak iklimde yaşanan yerel dinlenme saatleriyle ilgili bir zaman aralığıdır. "Onlar, (Rahmanın kulları) Rablerine secde ederek ve kıyama durarak (ayakta kalarak) gecelerler"(Furkan-64) Vakit bağlamı yönünden tamamen hûşûyla ve gece tesbihiyle ilgili bir âyet olarak görünüyor. "Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah'ı tesbih edin yani göklerde ve yerde hamd O'nundur, günün sonunda ve öğleye erdiğiniz vakit de"(Rum-17, 18) Aslında özel vakitler olmasından ziyade burada o özel zaman dilimlerinin de kati bir şart olmayıp şartlar içinde bir tavsiye olduğu açık olarak anlaşılıyor. Yine sabah ve akşam var. Tesbih var. Ama bu iki âyeti ilginç kılan başka bir durum daha var: "Günün sonu ve öğleye erdiğiniz vakit" Bu ikisinin gündüzün iki bölümü; yani öğleden akşama (günün sonu) ve sabahtan öğleye (öğleye erdiğiniz vakit) olma ihtimali kuvvetli görünüyor. Bu âyetteki kelime seçimleri de anlamlıdır: Genelde hamd ile tesbih birlikte kullanılan kelimelerdir. Rum on yedinci âyette tenzih anlamında bir tesbih geçerken, 18.âyette tesbih de değil sadece hamd geçiyor. Yani “gündüz meşguliyetleriniz olduğu için tesbih edemeseniz de günün her vakti zaten hamd Allah’adır” şeklinde anlamak uygun olacaktır. Aşağıdaki âyetlerde yine hem sabah ve akşam vakitlerini hem de tesbihin farklı içeriklerini gösteren ifadelere rastlıyoruz. "Ey iman edenler, Allah'ı çokça zikredin. Ve O'nu sabah ve akşam tesbih edin. O (Allah) ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size salât ediyor yani O, müminlere karşı Rahim'dir" (Ahzab-42, 43) "Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah'ın vaadi haktır.(Ey Nebi!) Günahın için mağfiret dile, akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et" (Mümin-55)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder