15 Şubat 2022 Salı
RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN ŞİRK, HURAFE VE YALANLAR (6. YAZI ) "Ona Rabbinden mucizeler indirilmeli değil miydi? derler."De ki: Mucizeler ancak Allah'ın katındadır. Ben ise apaçık bir uyarıcıyım."Kendilerine tilâvet olunan kitabı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir millet için onda rahmet ve ibret vardır"(Ankebut- 50, 51 )Bu âyette bulunan "mucizeler ancak Allah'ın katındadır" cümlesi, Allah Resulü'nün mücize göstermesinin imkansızlığına vurgu yapmaktadır.Kur'an'ın bir çok yerinde bu gerçek dile getirilmektedir.Bütün bu gerçeklere rağmen Şia ve Ehli Sünnet'in mukallidi olan Said Nursi bu yalanlara inanmayan kur'an ve tevhid ehline büyük bir öfke ile diyor ki,"Acaba niçin bu nurani, yüksek silsile-i rivayetten gelen şu mucize-i berekete, gözün ile görmüş gibi inanmıyorsun?Evet buna karşı şeytan dahi bahane bulamaz"(Sayfa- 117)Bu toplumda Risalei Nur külliyatının en büyük hizmeti! hurafelerin, yalanların ve uydurmaların yerleşmesini sağlamak vekökleştirmek olmuştur. Eğer Said Nursi'nin Risâle-i Nur Külliyatı olmasaydı Ehli Sünnet ve Şia'nın akıl dışı yalan ve uydurma rivayetleri milletin içinde intişar etmeyecekti.Mehdi'nin zuhuru, İsa'ın nuzulü, Deccal'ın çıkışı, Cifir hesapları,Ebced düzmeceleri, uydurma cevçen ve tesbihât duaları, kıyamet alametleri, Nebi'nin mucizeleri! gibi bir çok yalanın uygun zemin bulmasını ve beyinlere yerleşmesini Risalei Nur Külliyatı sağlamıştır.Said Nursi'nin Risale'i Nur Külliyatı, Kur'an, ilim, hikmet, akıl, tefekkür ve sorgulama düşmanlığını ortaya çıkaran ölümcül bir silah ve tehlikeli bir virüs gibidir.Şia ve Ehli Sünnet'in (Diyanet, Cemaat, Tarikat, Nurculuk) Paralel dini, yalandan Nebi'yi konuşturup gerçekte Allah'ı (Kur'an'ı) susturmuşlardır. Şöhretsiz birisi Allah'ın kitabından konuşacak olursa kendisine itibar edilmemekte, fakat "Bediuzzaman" lakaplı Said Nursi'nin Kur'an, akıl ve ilme aykırı hurafelerine herkes inanmakta ve bu yalanları hiçbir sorgulamaya tâbi tutmadan kabul etmektedir.Bizi üzüntüye sevkeden budur.Ümmetin dini, zihni, aklı ve ahlakı bu derece ayaklar altına alınmamalıydı. Bu millet bu kadar cahil kalmamalıydı."Bunlar, apaçık kitabın ayetleridir ( Ey Nebi! ) Onlar kur'an'a iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın"(Şuara- 2,3 )Siz Allah'ın kitabından muhatabınıza âyetler okuyun, bir sürü hakaret ve yalanlamalar işitin, buna mukabil Said Nursi'nin Şia veEhli Sünnet kaynaklarından, İsrailiyat ve Mecusilikten getirmiş olduğu yalan dolu rivayetleri çıkarsın, onlara Kur'an gibi iman edilsin, bu insanın psikolojisini harap ediyor."Rabbim!Bize sabır ver, dünya hayatında güzellik ahirette de güzellik ver"Mücizât-ı Ahmediyesinde Said Nursi diyor ki,"Hem Resulullah ferman etmiş ki, "Müslümanların davaları aynı, iki grup birbirleriyle savaşmadıkça kıyamet kopmaz" diye,Siffinde Hz.Ali ile Muaviye'nin harbini haber vermiş"(Sayfa-118 )Ehli Sünnet'ten başka herkes bilir ki, Muaviye'nin davası iktidar ve taht hırsından başka bir şey değildi, bu savaşta binlerce insan öldü aynı zamanda Arap ırkçısı Emeviler tarihte Firavun'un bile yapmadığı zulmü yaptılar.Ali ile Muaviye'nin davaları nasıl aynı kabul edilebilir.Muaviye nasıl Ali'ye eşit olarak görülebilir.Muabiye Şam valisi, Ali meşru halife yani devlet başkanı ve mümimlerin emiri değil miydi? Risâle-i Nur Külliyatından Mektubat 19.Mektup Mücizât-ı Ahmediyesinde Said Nursi diyor ki, "Başta Tirmizi ve İmam Beyhaki gibi muhakkikler, Hz.Ebu Hüreyre 'den nakli sahih ile beraber haber veriyorlar ki,Ebu Hüreyre demiş ki, "Bir gazvede (savaşta) ordu aç kaldı, Resulü Ekrem (a.s.m) Ferman etti. Bir şey var mı?Ben dedim, haybede bir parça hurma var. (Bir rivayette on beş tane varmış)Dedi getir, getirdim, mübarek elini soktu, bir kabza çıkardı, bir kaba bıraktı, bereketle dua buyurdular. Sonra onar onar askeri çağırdı umumen (hepsi-bütünordu) yediler.Sonra ferman etti, getirdiğini al, muhafaza et, fakat ölçme, ben aldım, elimi haybeye soktum. Evet getirdiğim kadar elime geldi. Sonra Resul-ü Ekrem'in hayatında, Ebu Bekir ve Ömer ve Osman'ın hayatında o hurmalardan yedim. Başka bir tarikte rivayet edilmiş ki, o hurmalardan kaç yük, fi sebililleh (Allah yolunda) sarf ettim.Sonra Osman'ın katlinde o hurma kabıyla nehb (çalındı ) ve garat edildi, gitti.Baştan sona kadar yalan ve uydurma olan bu rivayet hakkında Said Nursi diyor ki,"İşte hoca-i kainat olan Fahri alem (a.s) ın kudsi medresesi ve tekyesi olan suffenin demir baş bir mühim talebesi ve müridi ve kuvve-i hafızanın ziyadesi için dua-i nebeviye mazhar olan Hz.Ebu Hüreyre, gazvei Tebuk gibi bir mecma-i nasta (büyük bir kalabalıkta) vukunu haber verdiği şu mucizei bereket, manen bir ordu sözü kadar kat-i ve kuvvetli olması gerekir"(Sayfa-118)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder