25 Şubat 2022 Cuma
KUR'AN-I MÜBİN'İN MEÂLİ(145. YAZI)Rahman Rahim Allah'ın Adıyla İbrahim Süresi, 52 âyet olup Mekke'de inmiştir. 1-) Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle (yasasıyla) insanları karanlıklardan aydınlığa, Aziz, Hamid Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.(Yukarıdaki âyet, hidayetin yani karanlıklardan aydınlığa çıkmanın tek yolunun Kur'an olduğunu göstermektedir.) 2-) O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay haline!3-) Dünya hayatını ahiretin üstünde (tutup) sevenler yani Allah yolundan alıkoyanlar yani onun eğriliği için yol arayanlar var ya, işte onlar (haktan) uzak bir sapkınlık içindedirler.4-) Ve Allah'ın (mesajını) onlara beyan etsin diye her Resülü yalnız kendi kavminin lisanı ile gönderdik. Artık Allah dileyeni saptırır, dileyeni de hidayete iletir. Çünkü O, Aziz'dir, Hakim'dir.(Beyan, tefsir etme ve detaylandırma anlamında değil, gizlemeden açıklama, ilan etme ve duyurma anlamına gelmektedir. (Âli İmran-187)5-) Andolsun ki Musa'yı da: Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın (geçmiş kavimlerin başına getirdiği felâket) günlerini hatırlat, diye âyetlerimizle gönderdik. Şüphesiz ki bunda çok sabırlı, şükreden herkes için ibretler vardır.6-) Hani Musa kavmine demişti ki: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü O, sizi işkencenin en kötüsüne sürmekte yani oğullarınızı kesip, kadınlarınızı (kızlarınızı) bırakmakta olan Firavun ailesinden kurtardı yani bu (kurtuluş ve özgür kalışınızda) Rabbinizden azim bir bela vardır."(Yani "bela" (sınama) Firavun'un onlara yaptığı zulümde değil, yüce Allah'ın onları kurtarıp kendilerini özgür kılma nimetindedir.) 7-) "Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer kafirlik ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! yasasını koymuştu."8-) Yani Musa dedi ki: "Eğer siz ve yerde olanların hepsi kafirlik ederseniz, bilin ki Allah gerçekten Ğani'dir, Hamid'tir"9-) Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Resülleri kendilerine beyyineler getirdi de onlar, ellerini (Resüllerin) ağızlarına bastılar yani dediler ki: Biz, size gönderilene küfrettik yani bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz.10-) Resülleri dediler ki: Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? Halbuki O, sizi günahlarınızdan mağfiret etmek (temizlemek) yani sizi muayyen bir vakte kadar yaşatmak için sizi (hak dine) dâvet ediyor. Onlar dediler ki: Siz de bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsiniz. Siz bizi atalarımızın ibadet ettiği (ilahlardan) engellemek istiyorsunuz. Öyleyse bize, apaçık bir sultan getirin!11-) Resülleri onlara dediler ki: "(Evet) biz sizin gibi bir beşerden başkası değiliz. Lâkin Allah (vahiy ve Nübüvvet nimetiyle) kullarından dilediğine minnet eder yani Allah'ın izni olmadan bizim size bir sultan getirmemize imkân yoktur yani Müminler sadece Allah'a tevekkül etsinler""BEŞER" VE "İNSAN" KAVRAMLARININ ARASINDAKİ FARKLAR Allah'ın Elçileri beşeriyetlerini korumuş insanlardır. Beşer ve insan kelimeleri eş anlamlı kelimeler gibi bilinseler de Kur'an'da kullanıldıkları bağlam çok farklılık gösterir. Kur'an'da, "beşer" kavramı, "masum, günahsız, saf, temiz, sorumsuz" olarak geçerken, "insan" kavramı ise, zalim, günahkar, asi, sorumlu, akıllı ve icat etme potansiyeli var olan bir varlık" olarak anılır.Kur'an; mümin, müslim, muttaki, zalim, cahil, fasık, mühsin, şeytan, tağut gibi kavramları insan için kullanır. Kur'an'da bu kavramların hiç biri beşer için kullanılmaz. Daha doğrusu beşer kavramı Kur'an'da tek başına yalın bir kavram olarak geçer. Yani beşer her yerde olumlu bağlamlarda kullanılırken, insan hem olumlu hemde olumsuz bağlamlarda kullanılır. Kur'an'da tüm Nebi ve Resüllerin "insan" ile değil de "beşer" ile kıyaslanmaları çok önemlidir. Konuyu Kur'an boyunca araştırdığimızda şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor. Kur'an'da insan ve beşer kelimeleri yaklaşık üç yüz kere geçmektedir Piyasada bulunan meallerde beşer kelimesine hiç yer verilmemiş, bazılarında ise insan kelimesi beşer olarak çevrilmiştir. Buda Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğüne zarar vermekte ve bir çok konunun anlaşılmasını zorlaştırmaktadir. MELEKLERLE İNSANLAR KARŞILAŞTIRILDIĞINDA KUR'AN İNSANLAR İÇİN "BEŞER "KELİMESİ KULLANIR: Bildiğimiz gibi müşriklerin Resül anlayışı "Elçilerin Melek olması gerektiği" şeklindedir. Kur'an bu müşriklere karşı tüm elçilerin kendileri gibi beşer olduklarını ifade eder. KUR'AN'DA İNSAN KELİMESİ: "Gerçek şu ki, İnsan kendini kendine yeterli görerek tuğyan eder. Kuşkusuz dönüş rabbinedir" (Alak- 6,8)"...Muhakkak ki insanların çoğu fasıktır"( Maide- 49)"...İnsanların çoğu inkarcılıktan vazgeçmedi"( İsra- 89)"İşte insanların birçoğu, gerçekten âyetlerimizden gâfildirler "( Yunus- 92)"...İnsanların çoğu ile kâfirlikte diretmiştir"( Furkan- 50)"...Fakat insanların çoğu şükretmezler"(Bakara- 243) "...Fakat insanların çoğu bilmiyor" (Sebe- 36) En doğrusunu Allah bilir, daha insan makam ve mertebesine yükseltilmeden yani kendisine akıl, anlayış, fikir, kabiliyet, icat yeteneği, duygu ve araştırma verilmeden yeryüzünde beşer olarak uzun zaman geçirdi.İnsan yaratılış ve kabiliyetine geçirilmeden uzun bir zaman bu fiziki yapısı ile aynen hayvanlar gibi avlanıyor, cinsel arzu ve istekleri mevcut, günahı olmayan ve sorumluluğu bulunmayan, kendisini koruyabilen fakat duygu ve düşünceden mahrum "beşer" olarak uzun bir zaman yaşadı.Sonra yüce Allah, ona akıl, fikir, icat yapma kabiliyeti, olumlu her türlü duygu ile insan formatını yükleyerek beşer makamından insan mertebesine yükseltilenlerin içinden Nebi sıfatıyla Âdem (a.s) gönderdi. Şimdi şu âyete bir bakalım. "İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir zaman geçmedi mi? "İnsan süresi- 1)Yani akıl, iz'an, vicdan, ilim, vahiy, sorgulama, duygu ve düşünce, yetenek ve kabiliyeti yoktu, sonra Allah bütün bu yetenek ve kabiliyetleri ona bahşederek onu insan yaptı.Bu insana özgür bir irade vererek fucur ve fusuk yani hayır ve şerrin ne olduğunu vahiy'le bildirdi.Yani onu kendi yaptıklarından sorumlu bir varlık yaparak onun içinden Nebi ve Reseller gönderdi.Aslında Allah insanın fıtratına fucur yani kötülük yapma isteğini yerleştirmedi.Neyin takva ve fucur olduğunu vahiy'le bildirdi.KUR'AN'DA ELÇİLER NEDEN İNSAN DEĞİL DE BEŞER OLARAK NİTELENDİRİLİR?"...Onlar dediler ki: Sizde bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsiniz..."(İbrahim-10)"Resulleri onlara dediler ki: "Evet biz sizin gibi bir beşerden başka değiliz..."(İbrahim-11)"Resullere dediler ki: Sizde anca bizim gibi birer beşersiniz..."(Yasin-15)"...Allah, Resul olarak bir beşer mi gönderdi?..."(İsra-94) Onlarca âyette Resuller "insan" kavramı ile değil "beşer" kavramı bağlamında ele alınmışlardır. Çünkü Kur'an insanın zulüm, küfür, şirk ve nifak hareketlerini anlatıyor.İşte Kur'an Resuller için "insan" kelimesini kullansa bu özelliklerin Resuller için de geçerli olduğu iddia edilebilecekti. Halbuki Kur'an kullandığı muhteşem dille buna izin vermemektedir Allah'ın elçileri beşerdir. Beşer kelimesinden türeyen beşir-müjdeci demektir. Kur'an " Elçiniz bir insandır" deyip de bu nankör hareketleri ona bağdaştırmamış,"Elçiniz bir beşerdir"demiştir. Buraya kadar anlattıklarımızdan yola çıkarak diyebiliriz ki: "Beşer kelimesi insanın fizyolojik özelliklerini temiz ve masum fıtratını temsil eder. İnsan kelimesi ise, beşer'in iyi veya kötü, sorumlu, günah işleyebilen, gelişmiş halini temsil eder."Allah'ın Elçileri beşerdi ve iyi gelişmiş insanlardı. Yani Kur'an'da kınanan birçok insan gibi değillerdi. Anadan doğmuş gibi tertemiz yani fıtratlarını beşeriyetlerini korumuş insanlardı. Bu yüzden hepsi bize güzel bir örnektir. Kur'an'ın bu konudaki muhteşem kelime kombinasyonu bitmiyor. Allah Resulü (a.s) tebliğ görevini yerine getirirken inkârcılar ona nasıl karşı çıkmıştı?"Sen de bizim gibi bir beşersin" demişlerdi. Bizim gibi insansın değil, bizim gibi beşersin. Peki, burada insan yerine neden beşer kullanılmış olabilir. "Hiçbir beşere yakışmaz ki, Allah ona kitap, Hikmet ve Nebilik versin de, sonra o, insanlara "Allah'ın yanı sıra bana da kul olun" desin! Bilakis insanlara öğrettiğiniz ve okuyup okuttuğunuz kitaba uyun da yalnız Allah'a içtenlikle kulluk eden kimseler olun" der.(Âli İmran-79)Âyette de görüldüğü üzere Kur'an'da beşer kelimesi şirk koşmayan, temiz, saf bağlamı içerisinde bu âyette kullanılmıştır.Yani beşeriyetini, temiz fıtratını korumuş olarak kullanılmıştır.Fıtrata uygun bağlamında kullanılmıştır. Bildiğimiz gibi "kalu bela" olayında olduğu gibi insanın fıtratında Allah'a inanmak vardır.Sonuç olarak : Kur'an'da beşer kelimesi fıtrata uygun davranışlar ve fizyolojik özellikler için, İnsan kelimesi ise olumsuz bağlamlarda iyi veya kötü gelişmiş beşer profili için kullanmaktadır.Anasından doğduktan sonra akıl ve buluğ çağına kadar çocuklar beşerdir. Akıl ve buluğ çağından sonra sorumlu bir birey olarak insan kimliğini kazanırlar. Deliler insan değil, beşerdir.) 12-) "Yani bize yollarımızı göstermiş olduğu halde ne diye biz, Allah'a tevekkül etmeyelim yani sizin bize verdiğiniz eziyete elbette sabredeceğiz. Tevekkül edenler sadece Allah'a tevekkül etsinler."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder