8 Şubat 2022 Salı

RİSALEİ NUR'DA BULUNAN ŞİRK , HURAFE VE YALANLAR(3.YAZI ) Said Nursi Hedef Saptırarak Ümmeti Aldattı. Kur'anın bağlam ve bütünlüğüne, özellikle Kur'an'ın en önemli kavramlarından olan küfür-kâfir, şirk-müşrik, zulüm-zalim, fısk-fusuk, kizb-tekzib gibi bir çok kavramın Allah'ın varlığını kabul etmeyen dinsizlerle ilgili değil, Allah'a iman eden, kulluk yapan, hatta Said Nursi ve kendine tâbi olanlar gibi, dindar olarak kabul edeceğimiz kimseler hakkında kullanılmışlardır.Ama Said Nursi Kur'an'dan yan çizerek, tam aksine bir yol izleyip, sanki bütün dünya şirk ve küfür pençesinde değil de, dinsizlik ve imansızlık pençesinde kıvranıyormuş gibi, ömrünü Allah'ın varlığını ispat etme üzerine tüketmiş ve Anadoluyu şirk, hurafe ve yalanın bataklığında boğmuştur. Böyle olunca Kur'anın yüzlerce âyette kınadığı şirk ve müşriklerin, dolayısıyla Yahudi ve Hristiyanların, Şia ve Ehl-i Sünnet'in bütün şirk, küfür, zulüm ve vahşetlerinin görülmesini engelleyerek hedef saptırmıştır. Eserlerinde müşrikleri ,Yahudi ve Hristiyanları, mezhep ve fırkaları eleştirdiği bir cümlesi bile mevcut değildir. Halbuki yeryüzünde olan vahşet ve katliamların en büyük sebebi dinsizlik değil, şirk ve beğy'dir yani mezhep ve ırkçılık belasıdır. Ateistler hiçbir zaman Yahudi, Hristiyan, Şii ve Sünniler kadar etkili ve tehlikeli olamazlar. Hatta ateistler değil bir hükümet ve bir devlet kurmak, bir dernek ve vakıf bile kurabilecek bir güce sahip değillerdir. Yani anlayacağınız fetö'nün inanç atası ve fikir babası Said Nursi çok kötü bir şekilde ümmeti aldattı. Allah'a ve O'nun dini olan İslam'a en büyük düşman ateistler değil, müşriklerdir (Tevbe-114; Şura-13)Esas konumuza dönecek olursak. Ehli Sünnet mezheblerine bağlı muhaddis ve müctehitlerle Şia'nın muhaddis ve müctehidleri arasında kendi taraftarlarını üstün gösterme yarışında karşılıklı olarak binlerce rivayet uydurulmuştur.Şia :Ali bin Ebi Talip, Hasan bin Ali, Hüseyin bin Ali, Fatma binti Muhammed, Ehl-i Beyt, on iki imam ve Mehdi el müntazir gibi masum kabul ettikleri şahsiyetlerle ilgili binlerce hadis uydururken, Emevilerin maddi desteği ve teşviki ile Ehl-i Sünnet muhaddisleri de Ebubekir bin Kühafe, Ömer bin Hattab, Osman bin Affan ,Talha bin Ubeydullah, Aişe binti Ebibekr, Hafsa binti Ömer, Muaviye bin Ebi Süfyan, Hâlid bin Velid, Ebu Hüreyre ve diğer sahabelerle alakalı binlerce hadis uydurdular.Said Nursi, Şia ve Ehli Sünnet hadis kaynaklarına aynı mesafeden baktığı için iki ekol arasında ayırım yapmadan iki mezhebin eserlerinde bulunan yalan ve uydurma rivayetlerin bir çoğuna taşeronluk yaparak Anadolu'da iyice kök salmalarına sebep olmuştur.Bakın ne diyor"Hz. Peygamberin kanını şerbet yapıp teberruken içen Abdullah İbni Zübeyr'in harika bir şecaatle ümmetin başına geçeceğini,Emeviye Devletinin zuhurunu, (sayfa 103)Hz. Muaviye'nin ümmetin başına geçeceğini ona rıfk ve adaleti tavsiye ettiğini,Abbasi Devletinin zuhurunu ve uzun müddet devam edeceğini Hz. Peygamber haber vermiş" (Mücizat-ı Ahmediye, sayfa- 103)Hurafelerinden dolayı sakın Cübbeli Ahmet, Nihat Hatipoğlu, Osman Ünlü ve Adnan Oktarın yalanları tuhafınıza gitmesin,Said Nursi'ye göre Nebi (a.s) kıyamet gününe kadar gelecek her şeyi apaçık bir şekilde haber vermiştir.Kur'an cahili muhaddislerin kanın Allah tarafından haram kalındığını bilmedikleri belli oluyor. "Bediuzzaman!!! lakaplı Said Nursi kanın haram olduğundan nasıl haberi olmaz."Peygamber" kelimesini Said Nursi kullanıyor, yoksa ben "peygamber" kelimesini kullanmıyorum.Çünkü "Peygamber" kelimesi Kur'an'daki "Nebi" ve "Resul" ibarelerini tahrif eden çok tehlikeli bir ibaredir.Peygamber kelimesini kullananlar Nebi ve Resulün arasındaki farkı kavrayamazlar.Lütfen, Allah rızası için "Peygamber" kelimesini kullanmayalım. Said Nursi, uydurma rivayetlerin tümünü müdafaa ederek, Kur'an, ilim ve akıldan yoksun bu yalanları reddeden muvahhidleri eleştirerek diyor ki,"Daha hicretten iki yüz sene sonra, başta Buhari, Müslim, Kütübü Sitte-i makbule (kabul görmüş altı hadis kitabı) vazife-i hıfzı (hadis hafızlığını) omuzlarına almışlar.İbni Cevzi gibi şiddetli münekkidler çıkıp, bazı mulhidlerin veya fikirsiz veya hıfzsız veya nadanların karıştırdıkları mevzu (uydurma ) hadisi tefrik ettiler, gösterdiler (Mücizat-ı Ahmediye sayfa- 113 ) Yani Said Nursi 'ye göre şu anda Şia ve Ehli Sünnet'in hadis kaynaklarındaki bütün rivayetler doğrudur. Dolayısıyla uydurma veya zayıf diye bir hadisten söz etmek mümkün değildir.Halbuki Ebubekir'in hilafeti döneminde Resulullahın hadislerini toplamak istediklerinde 500 hadisten başka bir şeyle karşılaşmadılar.Bu rivayetlerde Kur'an'dan farklı bir şey görmeyince hepsini yakıp imha ettiler(TDV- İslam Ans- Hadis maddesi- c. 15- s. 27)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder