2 Ocak 2021 Cumartesi

 KUR'AN'IN "RESÜL" ANLAMINDA KULLANILDIĞI ÂYETLER

(5. YAZI)

Rahman ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.

 "Allah ve Resulü'ne karşı savaşanların ve yeryüzünde (tevhid ve vahdet)  düzenini bozmaya çalışanların cezası ancak ya  öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut  el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut  da bulundukları yerden sürülmeleridir.

"Bu onların dünyadaki rusvaylığıdır. Onlar için ahirette de bir bir azap vardır"

( Maide-33)

 Yukarıdaki âyette geçen "Resul" (Elçi) kavramı, "Beşer Resul" değil, "Kitap Resul" ile ilgilidir. 

Çünkü "Beşer Resul" fâni  ve ölümlüdür.

 "Kitap Resul" ise kıyamet gününe kadar bakidir.

 Dolayısıyla Kur'an kıyamet gününe kadar gelecek insanlar için Allah'ın hitabı, hidayeti, rahmeti ve Resulüdür.

 Aslında hiç kimse Allah'a karşı savaşamaz. 

Fakat indirilen vahye, onu  dillendiren muvahhidlere karşı gelmek Allah'a karşı gelmek ve onun dinine savaş anlamı taşıdığından dolayı böyle buyrulmuştur.

 Dolayısıyla bu ayette "Resul" kavramına dikkat etmek gerekir.

 Resul (Elçi) sadece vahyi tebliğ eden olduğu için çok değerlidir.

 Elçi değerini vahiy'den alır.

 Yani  Allah'ın bütün elçileri Allah'tan vahiy aldıkları için değerlidirler.

Örnek: 

"Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resul'üdür,  iman edenlerdir, onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek salatı ikame eder, zekatı verirler"

( Maide- 55)

 Bu âyette bulunan "Resül" kavramı, "Kur'an" anlamında kullanılmıştır.

 Çünkü Araf suresi 3.âyetinde Rahmân  ve Rahim  olan Allah şöyle buyuruyor.

 "Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun.

 Onunla beraber  başka dostların(evliya) peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz"

 Kıyamet gününe kadar ölmeyen,  kendisine batıl bir söz karışmayan, metni  tahrif edilemeyen, herkes tarafından  rahat ulaşılabilen, kesin bilgi, tek hidayet rehberi, yegene kaynak Allah'ın kitabı olan  Kur'an'ı Mübin'dir.

Örnek: 

"Allah'a itaat edin, Resul'e de itaat edin ve (şirkten) sakının. Eğer  yüz çevirirseniz bilin  ki Resul'ümüzün vazifesi apaçık (vahyi) tebliğ etmekten ibarettir"

( Maide-92)

 Allah'ın elçileri sadece Allah tarafından indirilen vahyi tebliğ etmek, onu duyurmak, okumak ve ilan etmekle yükümlüdürler.

 Allah elçilerinin bundan  başka hiç  bir görevleri yoktur.

 Ancak indirilen vahyi  mükemmel bir şekilde dile getirmekte, örnek olmakta, ona uymakta onu yaşamakta ve kavimlerine yalnız onu tebliğ etmektedirler. 

"De ki: Bana, dini Allah'a hâlis kılarak O'na kulluk etmem emrolundu.

  Bana Müslümanların (muvahhidlerin) ilki olmam emrolundu.

 "De ki: Rabbime karşı gelirsem, doğrusu büyük günün azabından Korkarım.

" De ki: Ben dini Allah'a özel kılarak  İhlas ile sadece Allah'a kulluk ederim"

( Zümer-11,12,13,14)

 Dinde ihlas ile kulluk etmek ancak  Allah tarafından indirilen vahye  tabi olmakla mümkündür.

Yani din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka bir kaynağa göre kulluk etmek kesinlikle şirktir. 

 Dolayısıyla Ehli sünnet ve Şia'nın mezhepleri şirkin tam merkezinde yer alıyorlar.

Örnek: 

"Resule düşen (vazife) ancak (vahyi) duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir"

( Maide- 99)

 Şu gerçeği her müslüman idrak etmek zorundadır.

 Allah Resulü'nden asırlar sonra onun adına iftira edilen hadisler onu asla temsil etmezler.

 Allah Resulü'nü tek temsil eden şey Kur'an'ı Mübin'dir.

 Bu gerçek Kur'an'da en açık bir şekilde ortaya konmuştur.

 Bu gerçeği anlamayan mürekkep yalamışlar aslında  kör ve ahmak cahillerdir.

 Bunlar isterlerse ilâh ve Rab olarak yüceltilen  müctehid âlim ve  mezhep imamları olsunlar değişmez.

Örnek: 

 "Onlara, "Allah'ın indirdiğine ve Resul'e  gelin" denildiği vakit, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (din) bize yeter" derler.

 Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?

( Maide-104)

 Âyette "Allah'ın indirdiğine ve Resul'e  gelin" denilmesinin sebebi:  Vahyin Elçin'in dilinde hayat bulduğu içindir.

 Bundan dolayı bütün davet ve çağrılar yani evrensel kelime  ve ifadeler  "Allah, indirilen vahiy ve gönderilen Resül" kavramları  kullanılarak yapılır.

 Çünkü "Resül" vahyi okuyan, onu tebliğ eden,  insanlara onu duyuran ve onu  ilan eden kişidir.  

Resul (Elçi) olmazsa vahiy, din, iman, tevhid, tebliğ diye bir şey olmaz.

 Allah tarafından indirilen vahyin insanlara ulaştırılmasında  bundan daha ideal bir yol yoktur.

 İşte bu yüzden Kur'an'da elçilerin üzerinde çok durulmuş ve Kur'an'ın dörtte biri onların hayat ve mücadelelerine ayrılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder