11 Ocak 2021 Pazartesi

 NEBİ İLE RESUL'ÜN ARASINDA BULUNAN FARKLARIN BİLİNMESİNİN ÖNEMİ: 

(4.YAZI) 

8-)TEKZİB 

 Kur'an'a baktığımızda "tekzib" yani yalanlamanın da Allah, vahiy ve Resul bağlamında kullanıldığını görüyoruz.

Kur'an'ın hiçbir âyetinde tekzib  kavramı Nebi için kullanılmamıştır. 

"...Allah ve Resulü'nün (vaadlerini)  yalanlayıp (sefere çıkmayarak)  oturup kaldılar..."

(Tevbe- 90) 

"Andolsun ki (Ey Resul!)  senden  önceki Resuller de yalanlanmıştı..."

(En'am-35) 

"Eyke halkı ve Tübba' kavmi de. Bütün bunlar "kezzebur-rüsüle" "Resulleri yalanladılar"  da azabım onlara hak oldu"

(Kaf- 14)

"Onlar kitab-ı ve elçilerimiz'e gönderdiklerimizi yalanlayanlardır.  Onlar yakında gerçeği anlayacaklar"

(Mümin- 70)

Bu konuda en önemli âyet şudur. 

"Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar.  Fakat o zalimler açıkça Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar"

(En'am- 33)

Vahiy ve Resüllerin yalanlanması ile ilgili yüzlerce âyet vardır. Hiç bir tanesinde Nebi geçmez. 

Çünkü vahiy ile Resül aynı gerçeği ifade eder. 

9-) İSTİHZA: 

İstihza yani Resul ile alay etme, vahyi alaya alma kavramı da Allah, vahiy ve Resul bağlamında kullanılmıştır. 

"Eğer onlara niçin alay ettiklerini sorarsan elbette biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk, derler. De ki: Allah ile, onun âyetleriyle  ve O'nun Resulü ile mi alay ediyorsunuz?

(Tevbe- 65)

"Gerçekten onlar, kendilerine Hak geldiğinde onu  yalanlamışlardı. Fakat yakında  onlara alay  ettikleri şeyin haberleri gelecektir"

(En'am- 5)

"Senden önceki elçilerle de alay edilmiş, bu yüzden onlarla alay edenleri alay ettikleri  azap kuşatıvermişti"

(En'am-10) 

10-) HAK: 

Hak kavramı da sadece  Allah, vahiy ve Resul bağlamında kullanılmıştır. 

Yani din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka hak yoktur.

 Din ve hüküm olarak vahiy'den başka bütün sözler batıldır. 

Allah için kullanıldığı âyetler. 

"İşte O, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah'tır. Artık haktan sonra sapıklıktan başka ne kalır..."

(Yunus- 32)

"Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz batılın ta kendisidir.  Gerçekten Allah çok yüce çok büyüktür"

(Lokman-30) 

Vahiy için kullanıldığı âyetler. 

"Gerçek olan, Rabbinden gelendir. O halde şüphe edenlerden olmayasın"

(Bakara-147) 

"...Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmiştir. Sakın şüphe edenlerden olmayasın"

(Yunus- 94) 

Resul için kullanıldığı âyet. 

"İman etmelerinden, Resul'ün hak olduğuna şâhit olmalarından  ve kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra inkarcılığa  sapan bir  topluma Allah  nasıl hidayet nasip eder. Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez"

(Âli İmran- 86) 

11-) İNZAR: 

İnzar yani insanları uyarma ve onları  ikaz etme sadece vahiy ile olacaktır. 

 Allah için kullanıldığı yerler.

"Apaçık olan kitab-a andolsun ki,  biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz uyarıcıyızdır"

( Duhan-3,4)

 "Biz (Azimüşşan) yakın bir azap ile sizi uyardık..."

(Nebe- 40) 

 Vahiy için kullanıldığı yer.

"...Bu Kur'an da, zulmedenleri uyarmak ve iyilik yapanlara müjde olmak üzere Arap lisanıyla indirilmiş bir kitaptır"

( Ahkaf- 12)

 Resul için kullanıldığı yerler.

"Bu Kur'an üstün ve çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. Ataları uyarılmamış bu yüzden kendileri  de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir"

( Yasin- 5,6 )

Aslında Allah'ın elçileri kavimlerini sadece vahiy'le uyarı ve ikaz ederler.

 Dolayısıyla Kur'an'da çok ilginç sistemler  kurulmuştur.

 Bu sistemler içinde en önemli sistem Allah, vahiy ve Resul sistemidir. 

Bu sistemleri anladığımız zaman ilâh ve rab konumuna sokulan cahil yobazların yalan ve iftiralarına  kendimizi mahkum etmemiş olacağız. 

Çünkü bu iftiracı yalancılar uydurma rivayetleriyle dinimiz ile birlikte özgürlüğümüzü  de almış ve bizi İslam düşmanlarının  önünde rezil etmişlerdir. 

 İşte bundan dolayı Yusuf (a.s) zindan arkadaşlarına  şöyle sesleniyor.

"Ey zindan arkadaşlarım!  çeşitli rabler edinmek  mi daha iyi, yoksa gücüne karşı durulamaz olan bir tek Allah mı?

(Yusuf, 39) 

 Allah elçileri Allah'tan gelen vahiy ile insanlara  tebliğ eder ve sadece  onunla insanları uyarırlardı. "

"De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi uyarıyorum. Fakat sağır olanlar ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar"

( Enbiya-45)

"Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an'la öğüt ver"

( Kaf-45)

 Bu yol ve yöntem davet metodu için en önemli yol ve yöntemdir.

 Çünkü insanlık tarihinde  Allah'a iman etmeyen bir millet gelmemiştir. 

Allah'ın Resulleri örnek ahlak ve yaşantılarıyla   kavimlerini  Allah'tan gelen vahiy ile baş başa  bırakmış oluyorlardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder