BİZ KİMİZ? YOLUMUZ NE?
Kur'an ve tevhid, akıl ve tefekkür, sorgulama ve özgürlük, vicdan ve merhamet düşmanlarının düşmanıyız.
Biz vahiy ehli muvahhidler, Allah'ın kitabına ihanet ederek milletin başına uydurma kutsallar musallat eden Kur'an cahili muhaddis ve müctehidlerin düşmanıyız.
Allah'ın dosdoğru hidayet yolu var iken karanlık mezhepleri ihdas eden çürümüş beyinlerin düşmanıyız.
Ümmeti Kur'an'ın aydınlığından uzaklaştırarak geçmişin karanlıklarına mahkum eden yobaz kafaların düşmanıyız.
Aklını kiraya verip düşüncesizce ataların batıl yollarını taklit eden, fosillere mahkum olan gericilerin düşmanıyız.
1400 yıldan beri ümmeti Emevi Abbasi kaynaklarındaki rivayetlere esir ederek perişan ve derbeder hâle getiren şeytan evlıyasının düşmanıyız.
(Ey kavmim !) "Eğer benim aranızda durmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldiyse, ben yalnız Allah'a dayanıp güvenirim.
Siz de Allah'a şirk koştuğunuz ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın.
Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra vereceğiniz hükmü bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin.
Eğer yüz çeviriyorsanız, zaten ben sizden bir ücret istemedim.
Benim mükafatım Allah'tan başkasına ait değildir ve bana sadece Allah'a teslim olanlardan olmam emrolundu"
(Yunus-71,72)
diyen şükredici kul, Nebi ve Resül Nuh (a.s) ın şia'sındanız.
(Ey müşrikler!)
Sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi inkar ediyoruz.
Siz bir tek Allah'a iman edinceye kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir..." (Mümtehine-4) diyen rehberimiz İbrahim (a.s) ve yoldaşlarının mezhebindeyiz.
(Ey müşrikler!)
Allah'ın size haklarında hiçbir hüküm indirmediği şeyleri O'na şirk koşmaktan korkmazken, biz sizin şirk koştuğunuz şeylerden nasıl korkarım!
Şimdi biliyorsanız söyleyin, iki gruptan hangisi güvende olmaya daha layıktır"
(En'am-81) diyerek kahramanca haykıran tevhid önderimiz İbrahim (a.s) ın milletindeniz.
"İman edip imanlarına herhangi bir zulüm bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır"
(En'am, 82)
(Ey kavmim! ) Bana ne oluyor! (Biliyor musunuz! ) Ben sizi kurtuluşa davet ediyorum.
Siz beni ateşe davet ediyorsunuz.
Siz beni Allah'ı inkar etmeye ve hiç tanımadığım şeyleri ona ortak koşmaya davet ediyorsunuz.
Ben ise sizi Aziz ve bağışlayıcı olan Allah'a davet ediyorum.
Gerçek şu ki, sizin beni davet ettiğiniz şeyin dünyada da ahirette de davete değer bir tarafı yoktur. Dönüşümüz Allah'adır, hayatını (şirk yolunda) israf edenler ateş ehlinin kendileridir.
Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız.
Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah kullarını çok iyi görendir"
(Mü'min-41,42 43,44) diyen kahraman mü'minin izindeyiz.
Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılınlarla bizim hiç bir ilişkimiz olamaz..."
(En'am- 159)
(Ey müşrikler!) Allah'ı şâhid tutuyoruz; sizde şâhid olun ki biz sizin şirk koştuğunuz şeylerden uzağız" diyen Hud (a.s) ın yoldaşıyız.
(Hud-54)
"Ey Firavun seni mahvolmuş olarak görüyorum diyen karizmatik lider, Nebi ve Resul Musa (a. s) ın dinindeniz.
(Ey Firavun!) Seni, bize gelen apaçık mucizelere ve bizi yaratana tercih edemeyiz.
Öyleyse bize istediğini yap (ne ceza verirsen ver) Sen, ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin.
Bize, hatalarımızı ve senin bize zorla yaptırdığın sihri bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Hayırlı ve bâki olan Allah'tır"
(Tâhâ-72,73) diyen fedakarlık ve ihlas abidesi sihirbazların imanındayız.
"Ey Rabbim! Katında bana bir yer ver ve beni Firavun ve amelinden koru..." (Tahrim-11) diyen Firavun hanımının imanının hayranıyız.
"Ey zindan arkadaşlarım!
Çeşitli Rabler edinmek mi daha hayırlı, yoksa gücüne karşı durulamaz olan bir tek Allah mı?"
"Allah'ı bırakıp da (yöresinde, berisinde yanında) taptıklarınız sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında (hidayette olduklarına dair) herhangi bir delil indirmemiştir.
Hüküm sadece Allah'a aittir.
O size kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. İşte ümmetleri ayağa kaldıracak dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler"
(Yusuf- 39,40 )
"...Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Sen dünyada da ahirette de benim dostumsun.
Beni sadece kendine teslim olmuş olarak vefat ettir ve salih kullar arasına kat" (Yusuf-101) diyen muhlis Nebi Yusuf'un dinindeniz.
(Ey müşrikler! ) "...Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz ondan başka bir ilah kabul etmiyoruz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Şu bizim kavmimiz Allah'tan başka ilahlar edindiler. Hiç olmazsa bu ilahlar konusunda açık bir delil getirseler.
(Ne mümkün!) Öyleyse Allah hakkında yalan iftira edenden daha zalim kim vardır?"
(Kehf-14,15)
"...Ey İsrailoğulları! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz. Biliniz ki kim Allah'a şirk koşarsa Muhakkak ki Allah ona cenneti haram kılar; artık onun yeri ateştir ve zalimler için yardımcılar yoktur" (Mâide-72) diyen Meryem oğlu İsa Mesih'in dinindeniz.
(Ey müşrikler! ) Siz ve Allah'tan başka (onun yöresinde, berisinde) kulluk ettikleriniz cehennem odunusunuz.."
(Enbiya-98) diyen son Nebi ve Resül olan Muhammed (a.s) ın yolundayız.
"Bizim yolumuz bir aydınlık üzerinde kurulan, sadece Allah'a davet olan ve müşriklerden uzak bulunan bir yoldur"
(Yusuf-108
İlâh ve Rab konumuna soktuğunuz müctehid ve mezhep imamlarınızdan, Allah Resulü adına iftira ettiğiniz hadislerinizden, oyun ve eğlence edindiğiniz dininizden doğu ile batı kadar uzağız.
"Şehrin diğer ucundan koşarak gelen ve Ey kavmim! Bu elçilere uyunuz.
Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tabi olun, çünkü onlar hidayette olan kimselerdir.
Bana (bize) ne oluyor ki, sadece beni yaratana ibadet etmeyecek mişim!
Halbuki, hepiniz ona döndürüleceksiniz.
O'ndan başka (evliya-muhaddis-müctehid) ilahlar mı edineyim?
O çok merhametli Allah, eğer bana bir zarar dilerse (evliya ve ) ilahların şefaati bana hiçbir bir fayda vermez, beni kurtaramazlar.
İşte o zaman ben apaçık bir sapıklık içine gömülmüş olurum. Şüphesiz ben Rabbinize inandım beni dinleyin"
(Yasin-20/25)
diyen fedai muvahhidin yolundayız.
Sizin ictihadlarınızdan, âlimlerinizden, cemaat liderlerinizden, tarikat ve tasavvuf önderlerinizden göklerle yer kadar uzağız.
Sizin türbelerinizden, mevlidinizden, ümmi milleti aldatma ve uyutma aracı olarak kullandığınız kandil! gecelerinizden zulüm ve küfür kadar uzağız.
Allah'ın âyetleriyle alay ederek icra ettiğiniz Kur'an! ziyafetlerinizden ebediyen uzağız.
Sizin vahyin ortaya koyduğu Allah Resul'ünün ve Kur'an'ın anlaşılmasına karşı olduğunuz derecenin sonsuz katı kadar evliya ve ilâhlarınızdan uzağız.
Tepeden tırnağa, yukarıdan aşağıya, baştan sona kadar uydurma ve şirk dininizden, alışkanlık haline getirdiğiniz bütün uygulamalarınızdan ve geleneklerinizden cennet ve cehennem arası kadar uzağız.
"Ey Resul! Onlara İbrahim'in haberini de naklet. Hani o babasına ve kavmine: Neye tapıyorsunuz? demişti.
"Putlara tapıyoruz ve onlara tapmaya devam edeceğiz" diye cevap verdiler.
İbrahim: Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?
Yahut size fayda ya da zarar verebiliyorlar mı?
(Şöyle cevap verdiler:) Hayır, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk. İbrahim dedi ki: İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın; neye taptığınızı biraz olsun düşündünüz mü?
İyi bilin ki onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi benim dostumdur.
Beni yaratan ve bana doğru yolu gösteren odur.
Beni yediren içiren odur. Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur.
Benim canımı alacak, sonra beni diriltecek O'dur.
Ve hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni İyiler arasına kat.
Bana, benden sonra gelecekler içinde iyilikle anılmayı nasip eyle! Beni naim cennetinin varislerinden kıl. İnsanların dirilecekleri gün, beni mahcup etme"
(Şuara- 69--87)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder