KUR'AN'IN ÖZELLİKLERİ
(4.YAZI)
Kur'an'ın kendi iç yapısı ve sistemi içinde tutarlı oluşu bir yana o, aynı zamanda inanç ve muamalatla ilgili ihtilafları çözümleyici olarak karşımıza çıkmaktadır.
"Eğer (dini) bir hususta ihtilafa düşerseniz, onun çözümünü Allah'a ve Resul'üne havale ediniz..."
(Nisa-59)
(Ey Nebi !) Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana kitabı hak olarak indirdik; hainlerden yana olma"
( Nisa- 105)
"Ayrılığa düştüğünüz herhangi (dini) bir şeyde hüküm vermek Allah'a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbim'dir. O'na dayanır ve O'na yönelirim
(Şura-10)
gibi ayetler, Kur'an'ın din bakımından ihtilafları çözümleyici özelliğini bildirmektedir.
Kur'an'ı Mübin'in dini ihtilafları çözümleyici oluşu, onun kendi içinde tutarlı ve çelişkiden uzak olduğunu gerektirir.
Çünkü bağlam ve bütünlüğü açısından çelişkili özellik arz eden bir kitabın, ihtilafları çözümleyiciliği şöyle dursun aksine her türlü ihtilafa ve çatışmaya sebep olacaktır.
Kur'an'ı Mübin'de ilk bakışta çelişkili gibi görünen ifadelerle karşılaşılabilir.
Fakat onu kendi bağlam ve bütünlüğü içinde ele aldığımızda hiç de sanıldığı gibi olmadığı anlaşılacaktır.
Kur'an'ın tek bir söz gibi, bir bütün olduğu gerçeği öteden beri bilinen bir husus olmakla birlikte asrımızda, özellikle son yıllarda üzerinde daha çok durulan bir konu haline gelmiştir.
Kur'an ehli muvahhidler beklentilerinin her geçen gün hızla değiştiğinin farkına vararak, Kur'an'ın hayata, eşyaya, tabiata, beşere ve kainata bakışını daha net, anlaşılır ve daha bütüncül bir yaklaşımla insanlığa sunma gayreti içine girdiler.
Kur'an'ın göz ardı edilmemesi gereken bazı önemli özelliklerine işaret etmeye çalıştık.
Şimdi, aklı kullanmanın ve Kur'an üzerinde tefekkür etmenin önemine de temas etmek yerinde olacaktır.
Kur'an'ın konularına göre tertip edilmiş düzenli bir kitap olmadığı göz önüne alınırsa onun kendi bütünlüğü içinde anlaşılması aklı kullanmaya ve muhakeme yapmaya önemli ölçüde ihtiyaç gösteriyor.
Aklı kullanmanın bu konudaki fonksiyonu, Kur'an'ın parçaları arasında esasen mevcut olan irtibatları tespit etmek ve bu parçalardaki açıklayıcı unsurları bir cerrah hassasiyetle bulup çıkarmaktır.
İç bağlantılar, bazen açık iken çoğu zaman fevkalede yoğun bir konsantrasyon, zihni bir çaba ve sabır gerektirecek ölçüde kapalı olabilmektedir.
O halde Kur'an'da bulunan konuların bağlantılarını ortaya çıkarmak için yılların uzmanlaşmış bir sanatkarın göstermiş olduğu çabayı göstermek icap edecektir.
Kur'an, hemen bir anda yani aklı kullanmadan ve üzerinde tefekkür etmeden meallerden okunarak asgari bir çalışma ile anlaşılacak bir kitap değildir.
Bazı konuları vardır ki, insan onlara uzun bir zaman çalışarak, çabalayarak, yoğunlaşarak, tefekkür ederek, sabır göstererek, istişare ederek ve Allah'tan yardım dileyerek ulaşabilir.
Bunun en büyük sebebi Allah Resulü'nden sonra uydurulan binlerce rivayetle ve bu rivayetlerin üzerine bina edilen dinle Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünün yani anlamının buharlaştırılmış olmasıdır.
Yani Kur'an, Ehl-i Sünnet ve Şia âlimleri tarafından meali tahrif edilmiş bir kitaptır.
Eğer Şii ve Sünni âlimler beyhude emeklerle ilk başta, uydurma rivayetler ve bu rivayetlere bağlı kavramların üzerinde değilde, Kur'an'da bulunan kavramların üzerinde çalışma yapmış olsalardı, karşımıza böyle bir zorluk çıkmayacaktı.
Nasıl ki insan kainat kitabının üzerinde araştırma yaparak maddi ilerleme kaydediyorsa, aynı şekilde inanç ve ahlakta terakki etmesi için de yoğun bir şekilde Kur'an'ın üzerinde inceleme ve araştırma yapması gerekir.
Onun değerli madenlerini ortaya çıkarmak kolay değildir.
Onun madenlerini ortaya çıkarabilmek için ona yoğunlaşmak lazımdır.
Hatta şunu rahatlıkla söylemek mümkündür.
Kur'an'a aklını kullanarak yaklaşanlar sözde ilim adamlarından ve müfessirlerden daha isabetli fikirlere sahip olacaklardır.
Kur'an, üslubu gereği, kendisini açıklarken araştıracılarını hazırcı bir yaklaşıma götürmez.
Üzerinde derin derin düşünmelerini ister, hemen kendini göstermez.
Okuyucu ve araştırıcıyı kendine çeker.
Eğer okuyucu merak ederse, güzel ahlaklı olur ve sabırlı davranırsa Kur'an gide gide onu daha fazla kendi içine ve güzelliklerine çekmeye çalışır.
Araştırmacı Kur'an'daki inanç, güzel ahlak, elçi kıssaları, fikir, tarih, ve harikulade anlatımların içine çekildikçe artık onların içinden çıkmak istemeyecektir.
Bu şekilde Kur'an, üzerinde tefekkür eden meraklısına bilinmezliğe dair kapı ve pencerelerini sonuna kadar açacaktır.
Kur'an tam olarak meraklısının akıl ve fikrine yerleşip ahlakı ile uyum sağlayınca dışarıdan gelebilecek menfi inanç, fikir ve hurafeleri hemen anında sahibine bildirecektir.
Çünkü Kur'an'ın temiz özelliği ve yapısı şirk, hurafe ve yalanlarla yaşamaya ve bir arada barınmaya müsait değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder