SEÇİLMİŞLIK İNANCI:
(1.YAZI)
Hıristiyanlardaki Mesih inancı ve İsrail oğullarının seçilmişliği birbirleriyle ilintilidir.
Hıristiyanlar, İsa ( a.s) ın dünyaya efendi olarak yeniden geleceğine ve diğer milletlerin onlara hizmet edeceğine inanır.
Yahudiler ise bir çok kötü ahlak sebebiyle Allah'ın lânetine uğramışlardır.
(Nisa, 155, 161)
"Yahudiler, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere Nebilerinin canlarına kıymaları ve adalet sahibi insanları öldürmeleri sebebiyle cehennem azabını hak etmişlerdir"
(Âli İmran , 21)
Yahudiler, Allah'a isyan etmiş ve ona vermiş oldukları sözden dönmüşlerdir.
Yani bütün bu gerçeklere rağmen Yahudiler de
seçilmişlik konusunda kendilerinden olmayanları insan yerine koymazlar, en fazla onları kendilerine hizmet edecek uşaklar olarak görür ve her türlü işkence, saldırı ve soykırımı onlara reva görürler.
Halbuki Allah'ın indinde fazilet ve erdemli olmak "emri bilma'ruf nehyi anil'munker" gibi "dinin emirlerini yerine getirme ve yasaklarından kaçınma" şartına bağlı iken
(Âli İmran, 110)
Yahudilerde ise erdem ve fazilet "soy ve ırk" üstünlüğüne bağlanmıştır.
Bu inançtan olsa gerek, diğer milletlerden ve dinlerden Yahudiliğe geçiş (istisnalar hariç) kabul edilmemektedir.
İşte Emevi Abbasi Ehli Sünnet dininin fanatik taraftarı ve Said Nursi hayranı F Gülen, Şia'dan ve Said Nursi'den aldığı takiyye ile Kur'an'dan habersiz olan örgüt mensuplarını "seçilmiş" olduklarına inandırmış ve böylece onları acı bir şekilde inanç bunalımına ve akıl kaybına uğratmıştır.
"Hizmet gönüllüleri, muhabbet fedaileri, altın nesil" söylemiyle bildiğimiz Risâle-i Nur!!! cemaatinden katil bir nesil meydana getirmiştir.
Bunları darbe yapmaya ve kan dökmeye sürükleyen lânetli şey, işte bu "seçilmişlik" hastalığı "hoşgörü timsali" cemaat liderinin insanlara beddua ettirecek kadar gözünü döndüren hırs, elinden alınan "seçilmiş" liğe olan kuvvetli iman idi.
Cemaatini etkin vaaz ve çeşitli propagandalarla seçilmiş olduklarına inandıran,
üzerinden beslendiği Said Nursi'nin Risale'i Nur Külliyatında olan şu uydurma ve tamamen hurafe cümlelerde şifrelenmiştir.
1-) "Ve Anladım ki, bu hizmetimizle o nurani zatlara zemin izhar ediyoruz (yer hazırlıyoruz),(Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 189)
"Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Hz. Mehdi ve şakirtleri, Cenab-ı Hakk'ın izniyle gelir, o daireyi genişletir ve o tohumlar sümbüllenir "
(Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybi -138)
2-)" Hz. Mehdi'nin çok vazifeleri var. Ve siyaset aleminde, diyanet aleminde, saltanat aleminde, cihat aleminde"
(Said Nursi, Şualar, Sayfa, 456)
3) O zatın üçüncü vazifesi, Hilafet-i islamiyeyi ittihad-ı İslam'a bina ederek, İsevi (Hıristiyan) ruhanileriyle ittifak edip dini İslama hizmet etmektir"
"Bu vazife, pek büyük bir saltanat ve kuvvet ve milyonlar fedakarlıklarla tatbik edilebilir"
(Said Nursi, Sikke-i tasdiki gaybi, sayfa, 9)
4) "Bir asır sonra zulümatı (karanlıkları) dağıtacak zatlar ise, Hz. Mehdi'nin şakirtleri olabilir"
(Said Nursi, Birinci Şua, 85)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder