1 Haziran 2020 Pazartesi

ASHAB-I FİL GERÇEĞİ:
 (3.YAZI)
Fil kıssasında anlatılan olağanüstü hadise Allah Resulü'nden daha eski çağlarda yaşayan zamanın
Elçisine ve tevhid ehline bir yardım ve destek olması,  kafir ve zalimleri helak etmesi için yüce  Allah'ın yardımı ve desteği  olarak meydana gelmiştir.
 Mesela bir ayeti kerimede Rahmân ve Rahim olan  Allah şöyle buyuruyor.
(Bir zamanlar)
"Kafir olanlar elçilerine dediler ki!" Elbette sizi yurdumuzdan çıkaracağız, ya da mutlaka dinimize (Hayat tarzımıza, şirk sistemimize )  döneceksiniz! demişlerdi.
 Rableri de o elçilere "zalimleri mutlaka helak edeceğiz! diye vahyetti"
( İbrahim-13)
 Kur'an'da buna benzer âyetler çoktur.
 Bu olayın Mekke ile hiçbir alakası bulunmamaktadır.
 Çünkü Mekke'de esen bir kum fırtınası, bir yağmur bile bu hadiseden  daha fazla hatıra bırakmaktadır.
  Kur'an'ı anlamaya çalışan, aklını kullanan, tefekkür eden ve ilme değer veren muvahhidlere  selam olsun.
KUREYŞ VE FİL SÜRESİNİN ARASINDAKİ İLİŞKİ:
  Kureyş süresinin meali :
"Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kılan şu evin (Kabe'nin)  Rabbine kulluk etsinler"
(Kureyş 3_4 )
Kureyş Kabilesi, kutsal sayılan Kabe'nin gözetim ve bakımını üstlendikleri için bütün kabileler onlara saygı gösterirlerdi.
 Bu sayede onlar Taif'in  serin yaylalarına kışın da yemenin sıcak  bölgelerine serbestçe giderlerdi.
 İşte bu Allah'ın onlara bir ihsanı idi.
Bu şekilde ticaret yaparlar ve kazanç elde ederlerdi.
 Ayrıca Kabe'nin bulunduğu Mekke şehri sıcak ve kurak ot bitmez (İbrahim- 37)
kervan geçmez bir iklime sahip bulunduğu, işgal edilecek maddi bir zenginliğe, coğrafi bir özelliğe ve arzu edilen cazibeye sahip olmayaşı ona emin bir  bölge hüviyeti  kazandırıyordu.
 Yoksa bu süredeki "kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit  korkudan emin kılan şu evin  Rabbine kulluk etsinler" âyetleriyle fil ordusunun bozguna  uğraması  arasında başka  hiçbir ilişki yoktur.
Fil suresinin başlangıcında bulunan 'Elem tera' "görmedin mi?" kelimesinin açıklamasına gelecek olursak.
 "haberin olsun, emin ol, Rabb'inin buyurduğu  gibidir, görmüş gibi iman et,  asla şüphen olmasın" anlamına gelmektedir.
 MESELA: "Musa'dan sonra israiloğullarından ileri gelen  kimseleri  görmedin  mi?
(Bakara- 246)
"Allah'ın gökleri ve yeri hak ile yarattığını görmedin mi?
(İbrahim- 19 )
Eğer bu  olay Mekke'de  meydana  gelmiş olsaydı,
Allah mutlaka Mekkelilerin imana gelmeleri için Kur'an'ın bir çok yerinde  bu kıssayı anlatır, onlara hatırlatmalarda bulunur, bu muhteşem mucizeyi ve büyük nimeti çeşitli şekillerde tefsir eder ve detaylandırırdı.
 Kur'an'ı Mübin'in üslubu buna müsaittir.
Anlatılan kıssalar bir çok şekilde dile getirilmektedir.
 Kur'an'ı Mübin'de bu konu ile alakalı misaller çoktur.
 MESELA: 
Medine'de yaşayan birkaç Yahudi kabilesinin
İslam'ı kabul etmeleri için ataları olan İsrailoğullarına verilen nimetleri, yapılan yardımları, isyanlarından dolayı nasıl cezalandırıldıklarını anlatan yüzlerce âyet vardır.
"Bir  zamanları hatırlayın..." diye başlayan o kadar ayet var ki, bakınız.
(BAKARA--40--70, ; Araf--140--156; Şuara--17;  66 ; Taha--9--99)
Kendi dönemlerinde yani Medine'de  küçük ölçekli birer savaş olmalarına rağmen yüce  Allah, Bedir, Uhud, Hendek, Huneyn savaşlarını ve  Tebuk seferi ile ilgili  yüzlerce ayeti kerimede detaylı açıklamalar yapmaktadır.
Mü'minlere bir çok yerde nasıl yardım ettiğini, Allah'ın üzerlerindeki nimetlerini anmalarını ve şükretmelerini hatırlatır.
MESELA:
"Andolsun ki Allah, bir çok yerde (Savaş alanlarında) ve Huneyn savaşında size yardım etmişti"
"Hani çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat sizi hezimete uğramaktan kurtaramamıştı. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti, sonunda bozularak gerisin geri kaçtınız"
"Sonra Allah,
 Resulü ile müminler üzerine sekinetini (sükunet ve huzur duygusunu) indirdi,sizin görmediğiniz ordular (melekler) indirdi de kafirlere azap etti, İşte bu, o kafirlerin cezasıdır"
(Tevbe-25,26)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder