RİSÂLE-İ NUR'DA BULUNAN ŞİRK, HURAFE VE YALANLAR
(47. YAZI )
HAKİKİ SEKİNE :
Said Nursi Tevbe süresi 40.âyetine dayanarak Cebrail'in, Allah Resulü'ne kağıt üzerinde yazılı adı "sekine" olan bir duayı getirip düşündükten sonra Ali (r.a) ın onu aldığını iddia etmektedir.
Halbuki Tevbe süresi 40. âyette var olan gerçek "sekine" nin anlamı huzur, ferahlık, kalp rahatlığı, mutmain olma, yatışma, rahat etme, üzüntüden kurtulma, teskin edici husus, sebat, huzur ve korkudan emin olma" anlamlarını taşımaktadır
Aziz ve Hakim olan Allah, "Sekine"yi Said Nursi'nin inandığı gibi sahife olarak değil, hicret sırasında Allah Resulü (a.s) ve yanındaki arkadaşına sevr mağarası'na sığındıklarında arkadaşının kalbine ona cesaret ve güç vermek için indirmiştir.
(Tevbe- 40)
Âyette ad verilmemesine rağmen Ehl-i Sünnet muhaddislerinin Tevbe süresi 40. âyette bulunan sekinenin Ebubekir'in kalbine indiğini rivayet edince, beyinsiz aşırı şiiler buna karşı olmak üzere,
Cebrail (a.s) ın "sekine" adında bir sahifeyi Allah Resulü'ne indirdiğini fakat ona vereceği sırada onu düşürüp Ali'nin onu aldığını dolayısıyla Ali'nin vahiy aldığını yalanını uydurmuşlardır.
Ve gülat-ı Şia'nın bu dünyanın en ahmakça rivayetini Said Nursi gerçekmiş gibi eserine almaktan çekinmemiştir.
Halbuki sekinetin yani huzur ve güvenin mü'minlere indirildiğini belirten âyetler de vardır.
(Tevbe- 26; Fetih- 18,19, 26)
Kur'an'dan az çok haberi olan sekine sözcüğünün hangi anlama geldiğini bilir.
Allah'tan korkmadan ve utanmadan manası en açık olan Kur'ani bir kelime ancak bu kadar amacından uzaklaştırılıp tahrif edilebilir.
Said Nursi bu "sekine"
sahifesine o kadar kafayı takmıştır ki eğer söylemiş olduğu her şeyi yazacak olursak iş tamamen komediye dönecektir.
İnsan bu gibi akıl almaz, batıl te'villeri okurken, zihnine bir sürü düşünce doluyor.
Akıllı bir adamın, bu gibi batıl inanç ve olmayacak hayallere inanması nasıl mümkün oluyor?
Yüce Allah insana akıl ve tefekkür vermiştir.
Varlığı düşünsün, saadeti elde edecek usul ve kaideler koysun,
ferdi ve içtimai hayatında zihnini karmaşa ve fikri anarşiye kaptırmasın.
Yüce Allah, bunun gibi bir çok güzel ahlak ve üstün meziyetlerle insanı diğer yaratıklardan üstün tutmuştur.
O halde, insan nasıl olur da aklını atar da fikrini bu inanılmaz vehimlerle yorar.
Allah'ın verdiği akıl nimetini nasıl bu aşağılık duruma düşürür?
Muayyen şartlar altında akıllarını yitirmiş delilerden başka bunlara kim inanır ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder