1 Haziran 2020 Pazartesi

RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN ŞİRK , HURAFE VE YALANLAR
 (39. YAZI )
 Said Nursi, talebesi olan Ahmet Hüsrev'in yazdığı tevafuklu Kur'an meselesine de bir hayli kafa yormuştur.
İmi hiçbir değeri olmayan bir çok şey söyledikten sonra aynen şöyle devam ediyor.
"Kur'an'ın asrı saadetten beri böyle harika bir surette mu'cizeli olarak yazılmasına hiç kimse kâdir olmadığı halde Risâle-i Nur'un kahraman bir kâtibi olan Hüsrev'e( Allah tarafından )"yaz" emir buyurulmasıyla, levh-i mahfuzdaki yazılan Kur'an gibi yazılması"
(Asayı Musa- 85)
CEVAP :
Dünya'da bu kadar saçma sapan bir söz  varmıdır acaba?
Şimdi biz Said Nursi'ye, "levh-i mahfuzda bulunan Kur'an'ı nasıl gördün? diye soracak olursak ne cevap verecektir?
 Bu sözler ancak, Kur'an'ın toplanması,  mushaf haline getirilmesi, noktalanmasının ve  harekelemesinin nasıl yapıldığından   habersiz olan birinden çıkar.
Özellikle bir de kıraat ilmi  var ki,  ben zannediyorum Said Nursi hiçbir zaman bu ilim dalını asla işitmemiştir.
Tevafuklu Kur'an anlayışının ne kadar boş, beyhude, saçma sapan bir mesele olduğunu anlamak isteyenler  "Kur'an özellikleri" yazılarımıza bakabilirler.
Said Nursi  meseleyi o kadar büyütüyor ki aynen şöyle diyor.  Yakında tab edilecek mu'cizeli Kur'an'da hafız Osman hattı, aynen muhafaza edilmekle beraber, Kur'an'ın mucizeleri gösterilmiştir.
Bu Kuran'ın, alemi İslam başta olmak üzere bütün dünyayaca ne büyük bir   alaka ile karşılanacağı şüphesizdir.
Bütün bunlar, Risâle-i Nur'un dünya çapında muazzam bir boşluğu doldurmakta olduğunun delil ve emareleri  değil midir?
Bütün beşeriyet, Kuran'a ve dolayısıyla asrımızda onun manevi icazını ispat ve beyan eden Risâle-i Nura muhtaçtır.
CEVAP :
Varsa yoksa Risâle-i Nur'un reklamını yapmak.
 Ne diyelim Allah akıl fikir versin.
Said Nursi Kur'an'ı anlasaydı, onun yanında asla eserinin reklamını yapmazdı.
 Çünkü Kur'an'ı Mübin, ihtiva ettiği üslup ve inanç sistemiyle, mukemmel ahlak, güzel öğüt ve merhametiyle muhataplarını hayrete düşürmüş ve asrındaki belağat  sahiplerinin seslerini  de kesmiştir.
Gönüllere  hoş gelen uslubu,  lafızlarının inceliği, manalarının çekici güzelliği, anlattığı olayların incelikleri, garip haberleri,
insanın madde ve ruhuna  hitap edişi, sözlerinin yerli yerinde oluşu, tekrarlarının usandırmayışı, sorgulama ve tefekküre davet edişi,
fert  ve cemiyet ahlakını  güzelleştiren ve  aileyi ıslah eden ahlak kaideleri,
 çekici  kıssaları,  geçmiş asırların tarihini aydınlatması, askeri talimatı, devletlerarası hukuk prensipleri,
bünyesinin diğer eserlerden farklı oluşu, tabii güzellikleri yanında bedii  güzellikleri,  delillerinin kuvveti,
mantığının üstünlüğü, müstesna ikna yöntemi ile olağanüstü bir haberdir.
Kısacası: prensiplerinin eşsiz oluşu  ve insanoğlu için dünya hayatı ve âhiretin  saadetini göstermesi,
onun insanlığı aciz bırakan en mühim yönlerinden biri olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder