RİSALE'İ NUR'DA BULUNAN ŞİRK, HURAFE VE YALANLAR
( 44. YAZI )
RİSALEİ NUR TALEBELERİ ONLARCA AYETİ CİFİR VE EBCET HESABIYLA KEYFİ OLARAK YORUMLAMIŞLARDIR.
"Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki:
"Ey Musa! İleri gelenler seni öldürme konusunda aralarında görüşmektedirler. Hemen çık gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim"
(Kasas- 20)
"Ve cea min aksel medineti raculun yes'a kale :
Said Nursi'nin talebelerine göre bu âyetin gizli yani batıni anlamı şöyledir.
"Nur tercümanına (Said Nursi) aksa'yı şark'tan, Rus esaretinden firar edip İstanbul'a gelmesi tarihidir"
(Tılsımlar Mecmuası-192 Mâidetul Kur'an) "velleziyne cahedu fina lenehdiyennehum subulene..."
(Ankebut-69)
Said Nursi'nin talebelerine göre yukarıdaki âyet Said Nursi'nin doğumuna işaret ediyor.
(Mevlid'i mübarek'i Üstad- 1293 Tılsımlar Mecmuası-184) "Müminlere yardım etmek, üzerimize bir haktır"
( Rum 47 )
"Ve kane hakkun âleyna nasrul müminin"
1001 Risale'i Nur: 998
Yani Said Nursi'nin şakirtlerine göre Risâle-i Nur Külliyatı Allah'ın bir yardımıdır.
"Ey iman edenler, seslerinizi Nebi'nin sesi üzerine yükseltmeyin! Farkına varmadan amellerinizin boşa gitmemesi için, birbirinize karşı bağırarak konuştunuz gibi Nebi'ye karşı da bağırarak konuşmayın"
(Hücurat- 2)
"savtin nebiyi" "Nebi'nin sesi" 599 Resaeli Nur- 599 dur.
Risale'i Nur'un Sada'yı Muhammed( a.s )dan başka bir şey olmadığı ve sair her nevi beyanların onun fevkine (hiç bir sesin Risalei Nur'un üstünde olmaması gerekiyor ) yükseltilmemesi İhtar olunmaktadır"
(Tılsımlar Mecmuası-188)
Said Nursi'nin şakirtlerine göre Risâle-i Nur Külliyatı Nebi ( a.s) sesinden başka bir şey olmadığı için onun üzerinde bir sesin yükseltilmemesi gerekiyor. "Müşrikler hoş görmeseler de, dinini bütün dinlere üstün kılmak için, Resul'ünü hidayet ve hak dinle gönderen odur"
(Saf- 8)
"...bil huda ve dinil hakki:
359 Said Bediüzzaman: 359
(Tılsımlar Mecmuası-187)
Şakirtleri göre yukarıdaki âyetin cümlesi Said Bediuzzaman'a işaret ediyor.
"Bu öğüt, şerefli ve tertemiz elçilerin eliyle yazılmış, şerefi büyük, yüce ve temiz sahifelerdedir"
(Abese- 13--16)
"...Risale'i Nur'un naşir ve kâtiplerine manayı işari ile bakıyor"
(Kastamonu Lahikası --80 Yirmi Yedinci mektuptan )
Çok ilginç Abese süresinde Kur'an'ı yazan melekleri anlatan âyetler için Nurcular diyorlarki:
"Risâle-i Nur'u neşreden ve onu yazanlara işaret ediyor"
Yani Said Nursi'nin şakirtlerine göre Kur'an ile Risâle-i Nur Külliyatı arasında bir fark yoktur.
Ve Said Nursi bu söylenen şirk ve küfür dolu sözleri Allah'tan korkmadan kitabına alarak sürekli okunmak üzere kayıt altına almıştır.
"Allah tarafından gönderilmiş tertemiz sahifeler okuyan bir elçidir. Onlarda dosdoğru yazılmış hükümler vardır"
(Beyyine- 2,3 )
"Risale'i Nur'un eczalarına ve suhuflarına ve kitaplarına mana'yı işariyle bakıyor"
Fakat cifir hesabı ile 1360 küsurden sonra bu parlak vaziyeti gösterecekler diye icmalen fehmettik"
( Kastamonu Lahikası- 80)
Yani bütün bu yazılanlara dikkatli bir şekilde baktığımızda, talebeleri tarafından Said Nursi sanki Allah'ın bir elçisi, Risale'i Nur Külliyatı da Allah tarafından gönderilmiş bir kitap olarak değerlendirilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder