RİSÂLE-İ NURDA BULUNAN ŞİRK, HURAFE VE YALANLAR
(42. YAZI )
Said Nursi, Allah'ın âyetlerinde ilhada sapıyor.
Yani âyetleri heva ve hevesine göre yorumlayarak manalarını tahrif ediyor.
Said Nursi diyor ki:
"Elif. Lam. Mim. İşte bu kitap kendisinde şüphe yoktur. Allah'tan sakınanlar için bir rehberdir"
(Bakara- 2 )
"El kitab-u la raybe fi-hi huden lilmuttekin"
"Risâle-i Nur'un mebde-i intişârı (yayılmasının başlangıcı)
(Tılsımlar mecmuası- 184,
Mâidetul Kur'an - Kur'an Sofrası )
Devam ediyor ve diyor ki:
"Eğer kulumuza indirdiğimiz Kur'an'dan şüphe içindeyseniz, haydi onun sürelerinden birisi gibi bir süre getirin Allah'tan başka sahiplerinizi de çağırın, Eğer sözünüzde doğru kimseler iseniz"
(Bakara- 23)"
Said Nursi'ye göre bu âyetin verdiği mesaj şudur.
"Ve in küntüm fi raybin mimmâ nezzelnâ alâ abdina" "kulumuza indirdiğimiz Kur'an'dan şüphe içindeyseniz"
(Tılsımlar Mecmuası-181,Mâidetul Kur'an Sofrası)
(1372 -1372)
"Devri Nur'un başlangıç" "Risâle-i Nur'un başlangıç) tarihidir"
Yani Said Nursi'ye göre bu âyette bulunan "abdiné" "kulumuz" dan maksat Said Nursi ve eseri Risâle-i Nur Külliyatıdır.
Halbuki âyette bulunan "abdiné" "kulumuz" son Nebi olan Muhammed ( a.s) dır.
Ona indirilen de son vahiy olan Kuran'dır.
Said Nursi'nin iddiasına göre bu âyetler Risalei Nur'a işaret ediyor, eserini müjdeliyor.
Devamla diyor ki " Şemsi Kur'an'ın meydan okumasına bir zeyl olarak ondan la yenfek (ayrılmaz) bir inşi-a olan envar-ı Nuriye'nin bütün aktarı aleme okuyuşunu gösteriyor"
Yukarıdaki cümlenin manası az bir yanılma ile şöyledir.
"Kur'an güneşinin (müşriklere) meydan okumasına bir zeyl olarak ondan ayrılmaz bir yapısı (parçası) olan nurların nuru (Risâle-i Nur Külliyatı) bütün insanlara okunuşunu (yukarıdaki âyet) gösteriyor"
( Tılsımlar Mecmuası- 181)
Yukarıdaki âyetin cümlesini şöyle yorumluyor.
"Fe'tü bisuretin min mislihi"
(1880) "Son asırların tağut dalaletinin (Mustafa Kemal ) doğumu olup, onun temsil ettiği ruh'u dalâlete Hz. Kur'an'ın ve ondan Nebean eden( fışkıran) Risâle-i Nur'un meydan okumasını gösteriyor"
( Tılsımlar Mecmuası- 193)
Yani Said Nursi'ye göre Risâle-i Nur Külliyatı Kur'an'dan fışkıran bir nurdur.
Said Nursi'ye göre Kur'an Risâle-i Nur'u işaret ediyor.
"Allah inananların dostudur onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kafirlerin dostları da tağuttur"
( o ise )onları aydınlıktan Karanlığa çıkarır"
Onlar Ateş ehlidir.
Orada ebedi kalacaklardır"
( Bakara- 257)
Bu âyetle alakalı Said Nursi diyor ki:
"Makamı cifri ve ebced hesabı ile Risale'i Nur'un ismine tam tamına
tetabuk eder"
(Şualar- 236, Asay-ı Musa- 82)
Yani Said Nursi'ye göre yukarıdaki âyet Risâle-i Nur gibi bir eserin doğacağına işaret ediyor.
Başka bir âyet,
"Ey Nebi ! onları hidayete erdirmek senin üzerine borç değildir.
Fakat Allah, dileyen kimseye hidayet eder"
( Bakara- 272)
Said Nursi bu âyetle alakalı şöyle diyor.
"Velakinnallahe yehdi men yaşâu" (598) "Risale'i Nur- 598 )
(Tılsımlar Mecmuası -184)
Yukarıdaki âyette demek istediği şudur.
"Allah dilediğini Risâle-i Nur'la hidayet edecektir"
Diğer bir âyet,
"İnneddine indallahil İslam..."
"549- Risale'i Nur- 548, lam'ı tarifsiz 549)
( Tılsımlar Mecmuası- 192)
Yukarıdaki âyette demek istediği şudur.
"İslam Risâle-i Nur Külliyatıdır veya Risâle-i Nur Külliyatı İslam'ın kendisidir"
Devam ediyor.
"Yoksa siz, Allah, içinizden cihada katılanları belli etmeden ve sabredenleri ortaya çıkarmadan Cennete gireceğinizi mi sandınız"
( Âli İmran- 142)
Bu âyetle alakalı Said Nursi diyor ki: "Velemma yalemillahllezi cehedu minkum"
(Bediüzzaman )arefe'i veladet(doğum zamanı ) 1254- 1253 sene'i şemsiye- hicriye
ile tarih'i veladet 1323 -1293- sene'i kameriye- hicriye ile))
Tılsımlar Mecmuası- 184 Mâidetul Kur'an)
Said Nursi,
Bunun gibi onlarca Kur'an âyetinin cifir ve ebced hesabıyla Risale'i Nur ve Müellifine işaret ettiğini iddia etmektedir.
Dolayısıyla Said Nursi Allah'ın kitabı olan Kur'an'ı tahrif etme cüretini gösteren bozuk imanlı batınilerden biri olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder