7 Haziran 2020 Pazar

ALEVİLİK
 (3.YAZI)
 IŞIKLAR :
 "Alevi" kelimesinin  "Ali" kaynaklı bir deyim olmayıp "Işık insanı" anlamına gelen kadim "Luvi" sözcüğünün, Türkçe'deki söylenişi olduğunun kanıtlarından birisi, Alevilerin geçmişte uzun bir süre "ışık insanı, ışık tâifesi" olarak da tanınmış olmalarıdır.
On altıncı yüzyılın son çeyreğine kadar, Osmanlı padişah fermanlarında ve yazışmalarında "Aleviler" Işık taifesi olarak anılmışlardır.
Baki Öz tarafından derlenerek kitaplaştırılmış,
 "Alevilik ile Osmanlı belgeleri"
adlı kitapta, bu tezi doğrulayan kimi yazışmalardan bazı bölümler şöyledir.
23 Ramazan Hicri 966 (Miladi 1558) tarihli bir padişah fermanı şöyle başlamaktadır.
 "Seydi Gazi ışıklarının yola getirilmesine dair:
Eskişehir kadısına hüküm ki, şu sıralarda mektup gönderip, yüce hüküm gelip, kutlu anlamından kavranıldığı gibi, Eskişehir ve Seydi Gazi kazalarında yaşayan Seydi Gazi ışıklarının bazılarının fesat ehli olup, böylelerini yakalayıp güvenilir kanun adamlarına teslim edip..."
19 Zilkade H- 966 (Miladi 1558 )
 Bir başka padişah fermanı: Bayramlarda ışık taifesinin kos ve nakkaze çalarak şehirlerde gezmemelerine dair Edirne kadısına hüküm ki, aşure günlerinde ışık taifesi dahi sancaklar kaldırıp davul ve nakkaze ve def ve dümbelek ile açıkça şehir'de gezip Müslümanların hakimlerine bu tür şeriata aykırı hareketlerin yasaklanması gerekir iken izin verilip yasaklanmadığı işitildiğinden imdi..."
(15 Safer H-975  (Miladi-1567)
Diğer bir padişah fermanı da şu şekildedir.
 "Ahyolu'daki ışık tâifesinin takip edilmesine dair :
"Ahyolu kadısına hüküm ki, mektup gönderip, Ahyolu ilçesine Hatun ili Bucağı'na adalet üzre Işık tâifesi toplanıp, Bahçeli adındaki başkanları Tur adlı ışık için (hâşâ) "Peygamber'dir" diye inandığından başka(...) Ehli Sünnet vel cemaatten ibadet üzere Müslümanlara "Boş yere aç gezersiniz ve başınızı yere korsunuz (namaz kılarsınız) deyip feraiz (Miras ile ilgili fıkıh) kitaplarına" saman ve kepekten ibarettir, samanı hayvan soyu ve kepeği köpek yer"
"O kitapları okuyanda hayvan ve köpektir" diye çekiştirip söverek..."
4 Zilkade H.984 (Miladi 1576)   Diğer bir padişah fermanı daha:  "Filibe'deki Hurufi mezhebinden olanların cezalandırılmalarına dair, Filibe kadısına hüküm ki, Maad adlı köyden Mustafa Işık, Hurufi mezhebinden olup Müslümanlığı dinsizliğe sürüklemekten geri durmayıp..."
Anadolu topraklarında on altıncı yüzyılın üçüncü çeyreğine kadar ışık taifesi diye anılan Aleviler, bu tarihlerden sonra bu isimle anılmaz oldular.
Işık taifesi tanımı, geçen yüzyıllar içinde tamamen unutuldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder