19 Haziran 2020 Cuma

MEHMET OKUYAN HOCA'NIN  HADİS ANLAYIŞI
Yüce Allah şahittir ki, bu yazıyı kaleme almamızın tek sebebi hakkın ortaya çıkmasından başka bir şey değildir.
Batıl belli olsun, hak olan ortaya çıksın.
Yakınlarda yapmış olduğu bir konuşmayı kelimesi kelimesine yazdım.
Sayın hocamız aynen şöyle diyor:
 "Hani sen rivayetleri kabul etmiyordun?
 Hani sen hadisleri inkâr ediyordun? Ne zaman inkar ettin ben hadisleri,  ben yalanları inkar ederim, hadisleri değil.
 Sen önünde ne kadar yalan varsa hepsine inanıyorsun.
 Ben ayıklıyorum, bu rivayetlerin Kur'an'a aykırı bir tarafı yok!!! niye bakmayayım!
 Babanın tarlası mı bu?
 Türkiye'de hiçbir hadisi kabul etmeyen kimse var mı? bilmiyorum. Eğer varsa, hiç bir hadisi  kabul etmiyorum diyen biri varsa,  ben onlardan değilim kardeşim!
 Benim yazdığım 20 tane 30 tane 40 tane 50 tane kitap var.
 Aç herhangi birine bak, bak ki ben hadislerden istifa ediyor muyum, etmiyor muyum?
 Ama sana göre bir farkım var.
 Ben rivayeti Kur'an'a arz ederim!!! Kur'an'a  uygunsa başım gözüm üstüne, Kur'an'a aykırıysa bu "Peygamber"imin olamaz diyorum, bu  uydurmadır.
Bir hiç bir zaman demiyoruz, Kur'an'dan konuşamazsın, konuş, biliyorsan konuş.
Ama hadislerden ben de konuşurum, senin babanın malı mı bunlar ya. Allah Allah ya!
 Bana açık değil mi bu?
 Yani 40 senedir Kur'an'la  uğraşan bir adamım.
Hangi hadisin Kur'an'a aykırı olduğunu anlayamayacak mıyım ben?
 Sen anlamayabilirsin, sen anlamıyorsun diye millet anlamıyor, öyle bir şey yok!
 Ben ayıklarım, bilebildiğim kadar ayaklarım, bilemediğimi de bunu bilmiyorum derim canım!
 Âyetlerin tefsirini yapıyorum, sürekli ne yazıyorum biliyor musun? Âyetlerin altına.
 Benim anlayabildiğim bu kadardır;  gerçeği Rabbim bilir.
 Bu kadar anladım, sen daha iyisini anla, Allah Allah!
 Yok o diyor ki: Sen anlayamazsın, bana diyor sen anlayamazsın, ben zaten anlayamam diyor.
 O da anlamıyor, peki ne yapacağız? "Anlayanlar var onları anlayalım"
 Ne malum onlar da doğru anladı, 
o da yanlış anladıysa.
Olur mu? olur olur?
Niye oluyor muymuş?
 Benim yanlış anlama ihtimalimin  bulunduğu dünyada başkaların böyle bir böyle bir yanlış anlama ihtimali yok mu yani?
"Yok" diyor.
Hadis okuyorum, bana diyor ki:
İşine geleni okuyorsun değil mi? Sen de öyle, sen öyle değil misin yani?
Sen de benim okuduğumu okumuyorsun bak, senin işine gelmiyor bu demek ki, kaldı ki ben işime geleni değil, Kur'an'dan referansı olanı okuyorum. Aramızdaki fark bu.
Ne bileyim, hadis okumaya korkar olduk.
 Şuna bak ya, ben Kur'an dışında hiç bir kitabın her yazdığı doğrudur yalanına İtibar etmem.
 Bunu benden kimse beklemesin, yapmam böyle bir şey.
 Ben Allah'ın kitabının hakemliğine müracaat ederim.
 Benim yolum bu:
 Rivayet, bu kitaptan besleniyorsa, buradan (Kur'an'dan) bir referansı varsa,  başım gözüm üstüne yani "peygambere" ait  herhangi bir söz veya eylem Kur'an'a aykırı olamaz, ölçümüz budur.
 Kur'an'a aykırı değilse başım gözüm üstüne kardeşim.
 Ölçüm Kur'an'a  uygunluk ya da ayrılıktır.
 Bu bu kadar basittir.
Cevap:
Din ve hüküm, güzel ahlak ve öğüt olarak da hadislere hiçbir ihtiyaç yoktur.
Tam aksine hadislerin hepsi kültür ve gelenek olarak değil de, din ve hüküm olarak geldikleri için tümü şirk ve küfürdür.
Çünkü hadisler, Kur'an'ın anlaşılmasını imkansız hale getiren, Kur'an'ın önünde bir bataklık,  dünyanın en karanlık ve en vahşi metinleridir.
Hadislerin cehennemine takılan  Kur'an'ın cennetine ulaşamaz.
Hadisler, cehennemin mutfağı gibidirler.
 Din ve hüküm  olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynak olmadığı, insanların sadece indirilen vahiyden yani Kur'an'dan sorumlu oldukları, (Mâide-100; Zuhruf-43,44)
Din adına Kuran'dan başka hiçbir söze iman edilmeyeceği,( Casiye-6; Mürselat-50)
Yalnız Allah'tan indirilenin hak olduğu, (Bakara-147; Yunus-94)
Din ve olarak Kur'an'ın yeterli bir kitap olduğu,(Ankebut-50,51)
Daha Allah Resulü hayatta iken indirilen vahiy'le dinin  Allah tarafından tanımlandığı,(Mâide-3; En'am -115)
Fırka ve mezheplerin Kur'an tarafından reddedildi, (En'am-159; Rum -30,31,32)
Hadislerin Allah'ın hidayet yolundan insanları engelleyen boş söz olduğu (Lokman-6)
Allah indinde tek  geçerli dini bütün Resullere  indirilen tevhid dini İslam olduğu,(Âli İmran-19,85)
Allah elçilerinin sadece kendilerine indirilen vahyi tebliğ ettikleri (Mâide-99; Râd-40; Nahl-35)
Ve sadece vahye  uydukları, (Yunus-15,109; Ahkaf-9)
Onların vahyi tebliğ etme  ve duyurmadan başka görevlerinin  olmadığı, (Kaf-45; En'am-51; Enbiya -45)
Kuran'dan başka bir kaynakta hidayet'in aranmayacağı, (Sebe-50;Yunus-108)
Kur'an Allah tarafından tebyin, (açıklandığı) (Nahl-89; Yusuf-111) tasrif, ( çeşitli şekillerde sindire sindire anlatıldığı) (Kehf-54)
 tafsil (çeşitli şekillerde  detaylandırıldığı) (Hud-1,2) tefsir, (kendi içinde çözüme kavuştuğu) (Furkan-33) ile ilgili yüzlerce ayet vardır.
Din ve  hüküm olarak Kuran'dan başka kaynakların şirk olduğu, (Kasas-87)
 Resul'e itaatin Allah'a itaat olduğu, (Nisa-80)
Nebi'ye karşı gelmenin günah olmadığı (Ahzab-37)
Fakat Resul'e isyan etmenin apaçık bir sapıklık olduğu (Ahzab-36)
Çünkü Resul ile Kur'an'ın arasında bir farkın olmadığı, "beşer Resul" vefat edinceye kadar risâlet misyonuyla konuşan Kur'an olduğu,   vefatından sonra onu sadece Kur'an'ın temsil edeceği, dolayısıyla başta
 "itaat" kavramı olmak üzere "isyan, küfür, hak,nur, kerim,  aziz, mubin, helal ve haram kılma, istihza (alaya alınma)
üsve-i hasene ( örnek  gösterilme) tekzib ( yalanlama) tasdik, inzar (uyarma) tebliğ, kitabı tilavet etme, icâbet, dâvet,
Elçi gönderilmeden azap etmeme, şikak,ittiba gibi bir çok kavram Allah, vahiy ve Resul bağlamında kullanılmıştır.
Sonuç olarak:
Din ve hüküm olarak Kuran'dan başka kaynak yoktur.
 insanlık tarihinde her zaman müşrikler çoğunlukta olmaları sünnetullahtır.
 Kur'an'dan yüz çeviren Allah'ın yardımına kaybeder.
 İman edenler için Kuran'dan başka hiçbir sığınak yoktur.
(Âli İmran-103)
 İslam dini mezheb ve firkacılığı  kabul asla kabul etmez.
(Âli İmran-106)
 Hidayet ve dalâlet sadece Kur'an ile ortaya çıkar.
   Allah sadece Kur'an'a uyulmasını emretmiştir.
(En'am-153,155;Âraf-3)
 Din adına Kuran'dan başka bütün kaynaklar cahiliyedir.
(50)
 Kur'an'dan bağımsız hidayet olmaz. Kur'an okumak ve üzerinde düşünmek farzdır.
(Kasas-85)
Kur'an Allah tarafından kolaylaştırılmış bir kitaptır.
(Kamer- 17. 22,32,40)
 Din adamları her zaman vahye  ihanet etmişlerdir.
(Âli İmran-187) ; Bakara-159,174) Allah'ın kitabını gözleyenler lanetlenmişlerdir.
(Bakara-159,174)
 Allah hükmünde hiç kimseyi ortak yapmaz.
(Kehf-26; Yusuf-40; Şura-10)
 Kur'an'dan sapma dünya ve ahirette azap sebebidir.
(İsra-73,74,75)
 Nebi ( a.s) sadece vahye  tabii olmuşlardır.
(Ahzab- 1,2)
 Kayıtsız şartsız âyetleri kabul etmeyenlerden Allah ve  müminler nefret eder.
(Mümin-35)
Daha bu âyetler gibi yüzlercesi hadislere hiçbir ihtiyaç bırakmadam Kur'an'ın din ve hüküm, güzel ahlak ve öğüt olarak yeterli bir olduğu açıklanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder