19 Haziran 2020 Cuma

PARALEL DİN
(1.YAZI)
 İnsanlık tarihinde şeytanın ilhamlarıyla insanlar tarafından uydurulan  ilahların ve evliyanın şirk dinine paralel din denir.
Allah'tan tüm Resüllere indirilen  "İslam" haricinde kalan inançların hepsi paralel din sayılır.
 Bu uydurma ve iftira  din öyle iblisçe kurulur ki, insanların çoğu baştan sona kadar  şirk olan bu dinin kurucularını "büyük alim, mutlak müçtehid, hata etmez din alimi" olarak kabul ederler.
 Cahil ve menfaatçi çevrelerin verdiği destekle paralel din hak dini sarmalar, kuşatır, hak dini tamamen örter, anlaşılmasını imkansız kılarak onun yerini alır.
Bu zaman diliminde Allah'tan başka dayanakları olmayan  Kur'an ehli muvahhidler sapık, dinsiz, "peygamber" düşmanı sayılarak onlara karşı iftiralar atılarak sindirilmeye çalışılır. 
 İşte insanlık tarihinde en kahpe  organizasyon bu paralel din organizasyonudur.
En büyük rant ve  sömürü bu paralel din sayesinde elde edilir.
Paralel dinin mensupları yollarının sapık olduğunu kabul etmediklerinden dolayı cehennemi görünceye kadar iman etmeyeceklerdir.
Onlara göre dinlerine, dinlerinin kaynaklarına, din âlimlerine ve mezhep müctehitlerine karşı gelen ve onları eleştiren herkes sapık ve dinsizdir.
"O, bir grubu(vahiy'le)  doğru yola iletti, bir gruba da(vahiy'den yüz çevirdikleri için onlara)  sapıklık müstahak oldu.
Çünkü onlar Allah'ı bırakıp şeytanları kendilerine dost (evliya) edindiler.
Böyle iken kendilerinin doğru yolda olduklarını zannediyorlar"
(Âraf, 30)
Allah'ın insanlardan ne istediğini anlamak için vahiy'den başka başvurulacak  hiçbir kaynak gösterilemez.
Bu konu Kur'an'da apaçık ortaya konmuştur.
Yüce Allah,  kullarını göndermiş olduğu Kur'andan sorumlu tutmuştur.
"Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl.
Şüphesiz sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.
Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız"
(Zuhruf, 43, 44)
"De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar"
( Enbiya, 45)
Bu konuda yüzlerce âyet mevcuttur.
Yani yüce Allah Kur'an'dan başka hiçbir kaynak ile insanları sorumlu tutmamıştır.
Bu yüzden din adına Kur'an'dan başka bütün kaynak eserler Allah ve Resulü'ne hakaret ve iftira olarak  görülmelidir.
Fakat paralel dinin iblisleri, kendi inanç ve fikirlerini Allah'ın mutlak hidayet olan kitabının yerine geçirerek vahiy'den haberi olmayan ümmi insanlar nezdinde  kendilerini birer Rab ve ilah konumuna sokmuşlardır.
Bu konuda Rahmân ve Rahim olan Allah şöyle buyuruyor.
"Heva ve hevesini kendine ilah edineni gördün mü?
Bilerek yaptığı için Allah onu sapık saymış, sanki kulağına ve kalbine mühür basmış, gözüne de perde çekmiştir.
 Allah'tan(onun kitabından) sonra artık kim onu doğru yola iletebilir. Öğüt almaz mısınız?
(Casiye, 23)
Bu konu o kadar önemli ki, Alim ve hakim olan Allah Davud (Aleyhisselam) ı şu şekilde uyarmaktadır.
"Ey Davut!
Biz seni yeryüzünde halife tayin ettik. O halde insanlar arasında adaletle hükmet.
Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır.
Doğrusu Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır"
(Sâd, 26)
 Gaffar ve Mustean olan Allah,  Nebi  ( a.s ) a şöyle buyuruyor.
"Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak kitabı (Kur'an'ı) gönderdik.
Artık aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet, sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma..."(Mâide, 48)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder