7 Haziran 2020 Pazar

ALEVİLİK :
(2.YAZI)
Alevi kelimesinin kökeni ve anlamı:
Tekrar etmek gerekirse Alevilik konusunda araştırma ve  inceleme yapanların önüne çıkan en büyük sorun Alevi kelimesinin üzerine giydirilmiş yanlış anlam ve kalıplardır.
Ezberlenmiş kabullerin aksine Alevi kelimesi, Allah Resulü'nün amcasının oğlu ve damadı olan Ali ve ehl-i beytten yana olanlara verilmiş bir isim değildir.
Bu kelime, Ali'yi tutanları tanımlamak için Ali kökünden türetilmemiştir.
"Alevi" kelimesinin üzerindeki Ali ipoteği, alevilikle araştırma yapanların  Ali, Hasan, Hüseyin, on iki İmam, ehli beyt  ve Kerbela girdabında boğulmalarına sebep olmaktadır.
Bu sebeple Aleviliğin aslına, tarihine ve köklerine ulaşabilmek için önce bu kelimeyi, üzerine yüklenmiş yanlış anlamalardan arındırmak  gerekir.
 "Alev"i kelimesinin gerçek anlamına ulaşabilmek için önce bu sözcüğü dil bilimi ve Türkçe dil kuralları çerçevesi içinde, önyargılardan uzak ve ön kabulsüz incelemek gerekmektedir.
 Alevi kelimesi, bu kelimeyi  kullanmanın imkansızlaştığı on altıncı yüzyılda dilimize girmiş, kökleri Anadolu'nun en eski uygarlıklarına dayanan kadim bir kelimedir.
Alevi kelimesinin Ali kaynaklı bir kelime olduğunu kanıtlamaya yönelik iki zorlama delil dışında, Alevilik üzerine yapılmış araştırmaların hiçbirinde, Alevi deyiminin ve bu deyime kaynaklık eden "Alev" sözcüğünün etimolojisi araştırılmış değildir.
 Şimdiye kadar bu sözcüğün köklerinin araştırılmasının gerekliliği her zaman göz ardı edilmiştir.
Bu kelimenin kökeni Anadolu'nun en  kadim uygarlığı Luviler ve Luvilerin çağdaşı ve komşuları Hititlere kadar uzanır.
"Luvi" kelimesi, birçok dilde "ışık" ve "ışık kaynağı" anlamına gelen kelimelerin  kökünü oluşturmuştur. "Lukka" Hititçe de ışıldamak karşılığı kullanılıyordu.
Latince'de ışık lüks, İngilizce'de Light, İtalyanca'da Lure, İspanyolca da Luz, Almanca'da Licht'tir. Fransızca'da Lumiere, Hititçe'de lukka sözcüğünün tam karşılığı olarak ışıldamak anlamını taşımaktadır.
Bu kadim sözcük Türkçede "a" ön ekini alarak Alev olarak kullanılagelmiştir.
"Alev" bilindiği gibi Türkçe'de ateşin kaynağında bulunan "Akkor" halindeki ışık yalınımına verilen isimdir.
 Işık, Alev'in yansımasıdır.
Luvi'ler Hititlerin bu halka taktığı bir isimdi ve bu isim, bu halkın artık var olmayan dillerinde "Işık insanları" anlamına geliyordu.
 Alevilik üzerine pek çok kitap yazılmış, araştırma- inceleme yapılmıştır.
Bu kitaplarda "Alevi" kelimesi, "Ali taraftarları, Ali'yi sevenler ve Ali'ye bağlı olmanın" bir ifadesi olarak ele alınmış, deyimin Ali kaynaklı olmayabileceği Ali'den türetilmemiş olabileceği, bir ihtimal olarak dahi ele alınmamıştır.
Bu yanlış algılama sadece araştırmacılar için değil, Alevilerin kendileri için de böyledir.
Oruç tutmayan, namaz kılmayan, hacca gitmeyen, gelenekleri dışında örtünmeyen, çok evlilik yapmayan, Kur'an'la  bağlantısı bulunmayan  Alevilerin evlerinin duvarlarındaki Ali  ve on iki İmamın resimleri, onlar ile inançlarının kaynağı arasında kalın bir perde gibidir.
Aleviler geçmişte bu perdeyi kıyımdan, katliamdan ve yok oluştan kurtulmak için bilinçli olarak tesis etmiş olsalarda, geçen zaman içinde bu perde onları, kendi inanç kaynaklarından ayıran önemli bir engel haline dönüşmüştür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder