19 Haziran 2020 Cuma

ALEVİLİK
(9. YAZI )
 "Vahdeti Vücut" inancının gereği olarak insan, Allah'a tecelli  (hulul)  etmesinin niteliğiyle öne çıkmaktadır.
Göklerde ve yerde olan her şeyin Allah  ile özdeşleştirme düşüncesi, varlığın en mükemmel ögesi olarak insanı da Allah'a tecelli (hulul) etmesinin odağına koymaktadır. İnsanın ilâhi tecellideki yeri Hallacı Mansur'un "enel hak" sözüyle ifade edilmektedir.
Alevi inancında Allah- Evren- insan bütünleşmesi içinde simgesel kişiliğiyle Ali'nin ulûhiyeti- tanrısallığı inancına da yoğun bir vurgu vardır.
Burada aslında Ali'nin şahsında tüm Resüller, Nebiler ve velilerle birlikte insanın uluhiyeti anlatılmak istenmektedir.
Yani kimilerince yanlış yorumlandığı şekilde Ali'nin doğrudan doğruya ilahlaştırılması yoktur.
Yüzyıllar boyunca pek çok Alevi -Bektaşi önderi ve Ozanı Allah'ın doksan dokuz adından birisinin "Âli" olmasından da esin alarak Allah'ı kastetmek üzere şiirlerinde "Ali"sözcüğünü hiç çekinmeden kullanmışlardır.
 Alevi ve Bektaşiler hulul inancı gereği Ali'de İlâhi özellikler olduğuna inanırlar.
Muhyiddin-i Arabi'nin, Celaleddin-i Rumi'nin, Beyazıti Bestaminin, Hallacı Mansur'un, Yunus Emre'nin ve bütün tarikat ehlinin inancının merkezinde hulul itikadı yer almaktadır.
 İnsanlık tarihinde bu inançtan etkilenmeyen bir millet ve medeniyet olmamıştı.
Hiristiyanlar da bu inanç ve felsefeye sahiptirler.
Bu inanış, Alevi karşıtları tarafından Ali'nin İlahlaştırıldığı ve putlaştırıldığı suçlamasına zemin teşkil etmiştir.
Aleviler, "Hulul" inancının Kur'an'daki tevhid inancına aykırı bir inanç sistemi olduğunu kabul ederler. Alevi -Bektaşi  inanışının omurgasını oluşturan "Vahdeti Vücut "anlayışı ve Allah'ın insanda tecelli ettiği düşüncesi, bu inanışın yani Ali'nin ilâhi özelliklere sahip olduğu  inancının temelini oluşturmaktadır. Ali'nin yüzünü "vechullah"(Allah'ın yüzü) olarak tavsif eden alevi-bektaşi inancı bu özgünlüğü ile bambaşka bir özelliğe  sahip bulunmaktadır.
Yine Celaleddin-i Rumi'nin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından basılan Divan'ı Kebir adlı eserinde Ali için yazdığı sözler onun ulûhiyetini  İlan etmektedir.
Celaleddin-i Rumi adı geçen bu eserinde şöyle demektedir.
 "Hakkın yüksek sıfatları Ali'nin vasfıdır.
Hakkın sıfatları Ali'den ayrı değildir. O tanrının zatına yapışmış sanki o olmuştur"
Gerçekte Ali'nin uluhiyeti, "Hulul" inancından bağımsız düşünülemez. Her ne kadar yüksek sesle ifade edilmese de Alevilik'te tam bir Hulul inancı yani şirk mevcuttur.
Başta  Ali olmak üzere 12 imam Allah'ın kendilerine Hulul etmiş ilahi özelliklere ve sıfatlara sahip şahsiyetlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder