VAHİY, TEVHİD, VAHDET, UHUVVET :
Vahiy olmayınca tevhid, tevhid olmayınca da ümmet içinde vahdet olmaz.
Bunlar birbirine bağlı olan değerlerdir.
Kur'an din ve hüküm olarak, tek başına müracaat edilecek kaynak olmadığı sürece, hiçbir zaman tevhid gerçekleşmez, tevhid gerçekleşmeyince de ümmet içinde hiç bir zaman kardeşlik ve vahdet meydana gelmeyecektir.
Çünkü ümmeti birlik içinde tutacak tek şey inanç birliğidir.
İnanç birliği olmayınca kardeşlik
tesis edilemez.
DELİL:
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'a karşı sorumluluk bilincine sahip olun ki size merhamet edilsin"
(Hucurat- 10)
Değer ve sevgi, bağlayıcılık ve samimiyet açısından soy ve ırk kardeşliği hiç bir zaman din ve inanç kardeşliğine ulaşamaz.
DELİL:
"Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah'a ve Resülüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin.
İşte onların kalplerine Allah, imanı yazmış ve katından bir ruh (Kur'an)
ile onları desteklemiştir.
Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır.
Allah onlardan razı olmuş, onlarda Allah'tan razı olmuşlardır.
İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecek olanlar sadece Allah'ın tarafında olanlardır"
(Mücadele- 22)
Dolayısıyla cami minberlerinde ve kürsülerde dile getirilen "müminler kardeştir" sözünün bir anlamı yoktur.
İnançta birlik yok ki içtimai alanda kardeşlik olsun.
İçtimai alanda gerçek kardeşliği sağlayacak olan din ve inanç kardeşliğidir.
İnanç kardeşliğini de vahiy'den başka hiçbir şey gerçekleştiremez.
Buda ancak gelenekçilerin uydurulmuş kaynaklarını ve batıl kutsallarını terketmeleriyle sağlanabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder