ŞİA'NIN İTİKADİ DURUMU
(5.YAZI )
Nevbahti, Allah Resulünün, Ali'nin ismi, soyu ve şahsına işaret ederek Ümmet için onu müminlerin emiri olarak tayin ettiğini, ümmeti, onun imametinden dolayı sorumlu tuttuğunu ve bunu Ğadir-i Hum ve daha birçok yerde kesin olarak ilan ettiğini kaydetmektedir.
( Nevbahti, firaku-ş Şia, 19)
Yine Allah Resulünün açıkça şöyle dediği de rivayet edilmektedir.
"Ali Bin Ebi Talib müminlerin emiridir, vâsilerin efendisidir, kardeşim, vezirim ve ümmetim içerisinde halifemdir.
Dininin kapısıdır, sözümü yerine getirendir.
Kim ona itaat ederse bana itaat etmiş olur.
Kim ona isyan ederse bana isyan etmiş olur.
Kim bana isyan ederse Allah'a isyan etmiş olur.
Kim Allah'a isyan ederse varacağı yer ateştir"
(Sadâbâdi, el-Mukni fil İmame )
Bütün bu rivayetlere kesin bir şekilde iman eden Şii alimlere göre, Nebi (a.s), Ali'yi damadı ve amcasının oğlu olduğu için değil, Allah'ın vahyi ile ilahi hükmün memuru ve icracısı olduğu için halife tayin etmiştir.
( Ruhullah bin Mustafa el- Humeyni, İslam fikhında Devlet- trc, Hüseyin Hatemi, İstanbul -1979, 53 54 )
Şia'ya göre Allah Resulü, Ali'yi halife tayin etmeseydi, risalet vazifesini tamamlamış olmazdı
(Humeyni a. g. e -23, 24, Fığlalı, İmamiyye Şia'sı -209, 210 )
Bütün Şii alim ve müellifler imameti usulü dinden kabul ederler, başka bir ifadeyle onu tevhid, nübüvvet, adalet, me'ad seviyesinde inanılması mutlak olan gerekli İlâhi emirler arasında sayarlar.
( el-Küleyni -2, 18, Şeyh saduk Risaletü' itikadâtil -imamiyye 109,Onat -21, 22 )
Şia'nın en önemli muhaddislerinden yani Şia'nın Buharisi sayılan el-Küleyni, Şia imamlarından (12 İmam) Muhammed Bakır'ın şöyle dediğini rivayet eder.
"İslam beş esas üzerine kurulmuştur.
Namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmak, hacca gitmek ve velayet, bunlardan hiç birisi velayetin ilanı gibi ilan edilmemiştir.
(El -Küleyni 11-18 Krş, Zahir, Şia'nın Kur'an, İmamet ve Takiyye anlayışı, 50 )
Şia'ya göre İmamı tanımak ve ona itaat etmek farzdır.
Nitekim Cafer es-Sadik'ın şöyle dediği rivayet olunmaktadır.
"Biz, (12 imam )Allah'ın kendilerine itaati farz kıldığı kimseleriz.
Ancak bizi tanıyan kurtuluşa erer.
Bizi tanımayan mazur değildir. Bizim imametimize inanan mümin, inkar eden ise kafirdir.
Bizi tanımayan, ama inkar da etmeyen kimse, Allah'ın bize edilmesini farz kıldığı itaati yerine getirip hidayete kavuşuncaya kadar delalettedir.
(el-Küleyni 1.187)
İmamet konusu İmamiyye Şia'sı için öylesine önemlidir ki, Nevbahti, Küleyni ve Şia'nın en meşhur şeyhi İbni Babeveyh el -Kummi (Şeyh Saduk )gibi ilk Şii alimler eserlerinde İmamet konusuna müstakil bölümler ayırmış, yine ilk Şii müelliflerden Ebu Cafer Rüstem et -Taberi
( 400 -1009 ) Hamduddin el -Kirmâni (411 -1020 )ve Şeyh Müfit (413 -1022 )
Ali'nin Nebi (a.s) tarafından bizzat Kur'an'ın emriyle tayin olunmuş bir İmam olduğunu ispat etmek için müstakil eserler kaleme almışlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder