10 Mart 2021 Çarşamba

 HACERUL ESVED

 (2. YAZI)

Hacerul Esved, Mü'minlerin mallarından, kanlarından ve canlarından daha değerli değildir.


Mü'minin boynunu,  Allah katında hiçbir değeri olmayan Hacerul Esved'e kaptırması İslam ahlakı, Kur'an ilmi ve aklı açısından acınacak bir durumdur.


Kur'an ilminin, İslam ahlakının ve tevhid aklının hakim olduğu bir toplumda böyle akıl almaz, iman kabul etmez manzaraların meydana gelmesi mümkün değildir.


Suudi Arabistan Devleti 1300 yıl önceki Emevi- Abbasi Ehli Sünnet mezhebinin rivayet dinini yaşamaktadır.


Hacerul  Esved  İslam  aleminin  bir  aynası gibidir.


Hacerul Esved, bu milletin Kur'an ahlakından, ilim, akıl, tefekkür ve sorgulama nimetlerinden ne kadar uzak savrulduğunun en güzel göstergesidir,


Hacerul Esved'i Kur'an'ın ve Allah Resulü'nün ahlakına kıyasladığımızda karşımıza son derece dramatik bir manzara çıkmaktadır.


Hacerul Esved'in yerinde bırakılması İslam ahlak ve ciddiyetine büyük bir hakarettir.


Tavafa işaret olması için Hacerul Esved'in yerine

başka bir işaret konulabilir.


Fakat orta çağ karanlığını yaşayan Suud ailesine ve alimlerine bu hakikatı kabul ettirmek mümkün değildir.


Yeri gelmişken Suudi Arabistan ilim adamlarının fikir ve zihin yapısını ortaya koymadan geçmek olmayacaktır. 


Suudi Arabistan'da bir çok ilim adamı ve fetva makamı ile sohbet ve  tartışmalarımız olmuştur.


Suudi Arabistan'da dini hayat baştan sona kadar rivayet dinine bağlı bulunmaktadır.


Suudi Arabistan'da bir ilim ehline iki âyet okuduğunuzda buna mukabil Ehli Sünnet dininin on rivayetiyle  karşılık alırsınız.


İnsanlar, Ehli sünnet dininin hadislerine tamamen mahkum bırakılmışlardır.


Suudi Arabistan'da en tehlikeli şey Allah'ın  kitabı Kur'an ve aklın kullanılmasıdır. 


Suudi Arabistan ilim erbabınca Kur'an'dan konuşmak ve sadece Kur'an'ı  kaynak göstermek Resul ve Sünnet düşmanlığıyla eş değer bir kafirliktir, sapıklıktır.


Suudi Arabistan dini ile Osmanlı Devletinin dini aynıdır.


Eğer F Gülen darbesi başarılı olsaydı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti

 aynen Suudi Arabistan gibi,  Ehli Sünnet dininin karanlığına mahkum olacak,

bu uydurma dinin  bataklığında boğulacaktı.


Mescidi Haram ve Mescid-i Nebevide görevli, fetva veren ilim adamlarıyla yaptığımız tartışmalarda ahiret hayatında

Allah'ın şefaatinden başka şefaatin olmadığı, kabir azabının bulunmadığı,

Muhammed ( Aleyhisselam)a salavat getirmenin Kur'an'a aykırı olduğu,

salavatın Muhammed'e değil,

Nebiye yardım ve destek anlamında kullanıldığını kabul ettiremedik.  


Orta çağ karanlığını yaşayan Suud ailesinin  ve alimlerinin yanında

Buhari ve Müslim'in uydurma rivayetleri Allah Resulü'nün dilinden çıkmış gibi itibar görüyor. 


Suudi Arabistan ilim adamlarının yanında  hadis kitaplarında bulunan her hangi bir rivayete karşı gelmek küfür ve  en büyük sapıklık olarak algılanır.


 Maalesef bugünkü Mekke'de  karanlık bir cehalet hüküm sürmektedir. 


Kur'an, ilim, hikmet, akıl, tefekkür, sorgulama ve özgürlük aşığı olan birisi Mekke ve Medine'de yaşayamaz.


Şia ve Ehli Sünnet, İslam milletini  Kur'an, akıl, tefekkür, sorgulama,  hikmet ve aklı kullanmaktan yoksun bıraktılar. 


Ben inanıyorum, Hacerul Esved'in yerine, Hacerul ebyad, yani beyaz bir taş konulsa millet onu öpmek için izdiham çıkararak birbirini ezmeye çalışacaklardır.

 

Ümmet, Kur'an'ın ahlakından  ve tevhid onurundan uzak olduğu için tapacak bir şey aramakla meşguldür.


Halbuki Rahman ve Rahim olan Allah bu kainatın merkezine vahiy, insan hakları ve hürriyetini, insan özgürlüğünü, adalet, ilim ve tefekkürü yerleştirmiştir.


Allah Resulü ( Aleyhisselam) bugün Hacerul Esved'in başında yaşanan rezil manzarayı, veya salavatlar eşliğinde bir kılı, bir hırkayı öpmek için insanların sıraya girdiklerini, birbirleriyle yarıştıklarını görmüş olsaydı utanç duyardı.


Bize gerçekten Allah Resulü'nün güzel ahlakı  ve mükemmel aklı çok gerekli olmuştur.


Kur'an'a inanan bir Müslüman, mutlaka ilim ve akıl taraftarı olmalı.

Tefekkür ve sorgulamaya değer vermeli.


Özgür bir  birey  olarak  kendini  kabul  ettirmelidir


İzdihamdan dolayı farz olan Hac ibadetine kota uygulanırken tam bir edepsizlik, ahlaksızlık ve şirk olan

 Hacerul Esved'i ve İbrahim ( Aleyhisselam) a nisbet edilen makam putunu imha etmemek büyük  bir cehalettir.

(Not:  Kur'an'da söz edilen "MAKAMI İBRAHİM)

İbrahim (Aleyhisselam'ın) Tevhid mücadelesi, ahlakı ve örnek hayatıdır.

Müslümanın aklı, kendisini böyle hurafelerden korumalıdır.  


Suudi Arabistan'da sadece ölülere Kur'an okunmaz, ölülerin üzerine türbe yapılmaz.


Suud mescitlerinde cuma günü sala okuma hurafesi yoktur.


Bu iki hurafe dışında Suudi Arabistan'da hurafe ve uydurmanın her türlüsü mevcuttur.


Ağlama duvarının yanında Yahudilerin Tevrat'ı okudukları gibi, Suudlular Kabe'nin yanında Kur'an okurlar.


Fakat onu anlamaya çalışmak, ona yoğunlaşmak, ona iman etmek, üzerinde düşünmek,  Kur'an'ı hakkıyla idrak etmek, diye bir olaydan söz edilemez.


Onlara göre Kur'an hadislerle çözülmüş, hadislerde alimler tarafından  fıkıh olarak ortaya konmuştur.


Mescid-i Haram'ın minberinde "Deccal'ın eşeğinin kuyruğunun uzunluğu, ve bacaklarının özellikleri" anlatılır


İhlas Holding zihniyeti ile Suudi Arabistan zihniyeti arasında hiçbir fark yoktur.


İkisi de fanatik Emevi Abbasi Ehli Sünnet dininin kullarıdır.


Bu gerçeklere rağmen ihlas holding Suudi Arabistan'ı  vahhabi olmakla suçlamaktadır.


Bugün Suudi Arabistan'da KUR'AN'SIZ ve ahlaksız, fıkıh ağırlıklı

Emevi Abbasi Ehli  Sünnet  dininin  egemenliği  hakimdir.


Fakat güncellenmiş bir fıkıh değil, 1300 sene önceki fıkıh egemenliği,

   Yani  Suudi Arabistan'da yeni bir ictihatta bulunmak sapıklıktır.


İşte Suudi Arabistan'ın vahhabiliği budur.

Mescid-i Haram'ın imamlarının namazda

Kur'an okurken ağlamaları sakın sizi aldatmasın.

Onlara Hacerul Esved'i üç metre yukarı kaldırın dediğimde,

 

Mescidi Haram'ın fetva makamı olan Şeyh Yusuf beni Sünnete karşı gelmekle itham etmiştir.


Suudi Arabistan'ın Ehli Sünnet dininde merhamet, adalet, güzel ahlak, yetimi koruma, kimsesizleri kollamayı esas alma ve insan hakları yoktur.


Bunların uydurma dinlerinde Namaz kılma insan haklarından ve adaletten daha değerli bir ibadettir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder