PARALEL DİN
(33. YAZI)
"İnsanlık tarihinde insanlar için en tehlikeli şey uydurma dindir demiştik"
Uydurma paralel din, Allah'ın indirdiği hakikî, hidayet, rahmet ve kurtuluş olan din ile savaş halinde olmuştur.
Ve bu uydurma, iftira, hezeyan, ahmaklık ve zehir dolu paralel din maalesef büyük çoğunluk tarafından ölesiye benimsenmiştir.
Paralel dinin sermayesi ve finansmanı devlet adamları,
sultanlar, krallar, padişahlar tarafından, fikir ve ideolojisi ise alçak din bilginleri tarafından sağlanır.
Mesela, Yahudilik, Hıristiyanlık, Şiilik ve Sünnilik
(Diyanet, Cemaatlar, Tarikatlar, Süleymancılık, Nurculuk vb. )
Allah'ın indirdiği Tevhid akidesine karşı kurulmuş paralel dinler grubuna girerler.
Çünkü meşruiyetini Allah'ın kitabından almayan her inanç, fikir, ideoloji,dini yapılanma kesinlikle paralel din sayılır.
Hatta yalan ve hurafelerde Sünnilik ve Şiilik Yahudilik ve Hıristiyanlıktan daha bozuk paralel din olarak İslam'a ve Müslümanlarlara en büyük hüsranı yaşatmışlardır.
Allah Resulü'nden hemen sonra günümüze kadar var olan ve kurulan devletlerin (Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Osmanlı Devleti) hiçbiri Kur'an'ı anlamayı ve tevhid sistemini gündemine almamıştır.
Hepsi uydurulmuş Emevi Abbasi paralel dinini tavizsiz olarak korumaya çalışmışlardır.
Bu paralel dine karşı çıkan Kur'an ehli muvahhidler itham edilmekte, sapık, mezhepsiz, dinsiz, imansız, mason ve ajan olarak gösterilmeye çalışılmaktadır.
MESELA, Türkiye Cumhuriyeti Devletin'i yıkmaya ve yerine mehdiyet rejimi kurmaya çalışan paralel yapı bir Ehl-i Sünnet dininin fanatiğidir.
Devlete karşı kurulan paralel yapı herkes tarafından kınanırken, Allah'ın dinine karşı oluşturulan Şiilik ve Sünnilik paralel din yapılanmaları hiçbir zaman gündeme alınmamaktadır.
Kur'an'a göre asıl tehlikeli olan ve yok edilmesi gereken bu tür paralel din yapılardır
"İbrahim'in dininden kendini bilmez ahmaklardan başka kim yüz çevirir?
Andolsun ki, biz onu dünyada elçi seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir.
Çünkü Rabbi ona Müslüman ol, demiş, o da:
Âlemlerin Rabbine teslim oldum demişti.
Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti, Yakub da,
" Oğullarım! Allah sizin için bu dini ( tevhidi) seçti. O halde sadece Müslümanlar ( Muvahhidler) olarak ölünüz (dediler).
"Yoksa Ya'kub'a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz?
O zaman (Ya'kub) oğullarına: Bendensonra kime kulluk edeceksiniz? demişti.
Onlar: Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilâhı olan tek Allah'a kulluk edeceğiz, biz ancak ona teslim olmuşuzdur, dediler"
(Bakara, 130, 131, 132, 133)
Ehli Sünnet ve Şia'nın bir çok cemaatinde bugün Allah'ın kitabı yerine kendi önderlerine,
Cemaat liderlerine, Tarikat Şeyhlerine ait kitaplar baş tacı edilmekte, onlardan başka
kaynak ve hidayet yolu kabul edilmemekte ve sadece bu kitaplar okunmaktadır.
Bazılarının yanında Kur'an olsa da çoğu zaman O'ndan bir şeyler öğrenmek amacıyla değil sevap amaçlı teberrüken istifade edilmek için okunmaktadır.
Allah'ın kitabına baktığımızda yüzlerce âyette başka hiçbir kaynak kabul edilmemekte ve sadece Kur'an'a bağlı kalmak emredilmektedir.
Mübin kitabımız, bir çok âyatte yüce Allah ile kulları arasında şefaatçi ilahlar, gavslar, evliyalar, şeyhler, efendiler ve rabler edinmeyi şiddetle yasaklmatadır.
Rahman ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.
"De ki: Ben de ancak sizin gibi bir beşerim.
Bana ilahınızın bir tek ilâh olduğu vahyediliyor. Artık (tevhid) üzerinde müstakim olun.
Ondan bağışlanma dileyin.
Müşriklere yazıklar olsun"
(Fussilet, 6)
"(Ey müşrikler! )Allah ile beraber kulluk ettikleriniz sizler gibi (aciz) kullardır.
(Onların ilahlar ve evliyalar oldukları hakkında iddianızda) doğru iseniz, onları (yardıma) çağırın da sizeyardım etsinler"
(Â'raf, 194)
Dolayısıyla Kur'an, Allah ile kulları arasında tevhid sistemini yani isim ve sıfatlarında kim olursa olsun herhangi bir yaratığın Allah'a ortak yapılmamasını esas ve hayati ilke olarak ortaya koyar.
Aslında Allah tarafından indirilen kitapların ve gönderilen Elçilerin geliş amacı, temel ilkesi ve kanunu bu olduğu bilinmektedir.
"(Ey RESUL! ) Senden önce hiçbir Resul göndermedik ki ona: "Benden başka ilah yoktur, şu halde bana kulluk edin" diye vahyetmiş olmayalım"
( Enbiya, 25)
"(Ey Nebi ! ) Şüphesiz sana da senden önce öncekilere de şöyle vahyolunmuştur ki: Andolsun Allah'a şirk koşarsan, amellerin boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun! Hayır! Yalnız Allah'a kulluk et ve şükreden (Muvahhidlerden) ol"
(Zümer, 65, 66)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder