PARALEL DİN
(32. YAZI)
İnsanlara Allah tarafından indirilen orijinal ve organik din öğretilmediği takdirde din korkunç bir silaha dönüşür.
Belki de insanlık tarihinde paralel din kadar tehlikeli bir silah icad edilmemiştir.
Çünkü yüzyıllar boyunca nesillerin hayatını etkiler, onları uyuşturur, güzel ahlak, gelişme ve medeniyet için onlara yol vermez.
Bundan dolayı bizim tarihimizde mezhepleri, tarikatları, Kur'an dışı inançları din diye sunan cemaatler tâbiilerine, müritlerine ve müntesiplerine din öğretirken
"Sen nasıl düşünüyorsun?
neye inanıyorsun?
fikrin nedir?
Sorguluyor musun? diye söylemezler.
"Sen böyle inanmalı, fikrin ve inancın böyle olmalı,
hak budur ve bundan başka hak yoktur" diyerek paralel bir din empoze etmişlerdir.
Bu aldatma ve şartlandırma metodu ile Allah'ın gönderdiği din yerine kendi uydurdukları dinin öğretilerine göre yeni iman şartları ve ameli esaslar oluşturmuşlardır.
İşte bundan dolayı yüce Allah, sürekli olarak ataların dinine karşı, insanlığı hak dine davet ediyor.
"Hak ve hakikat, Rabbinden gelendir.
Öyle ise sakın şüphe edenlerden olma"
(Âli İmran-60)
",,,Deki: Doğru yol, ancak ALLAH'IN yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı yoktur"
(Bakara- 12)
"Onlara (ataların dinine uyan gelenekçilere) : Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, " Hayır!
Bizatalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" derler. Peki ya ataları bir şey anlamamış, doğruyuda bulamamış idiyseler"
(Bakara-170)
"(Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer.
Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir.
Bu yüzden düşünmezler"
( Bakara- 171)
İnsanlık tarihinde kitleleri Allah'ın yolundan saptıranlar ilim! adamlarıdır.
Çünkü uydurma da olsa bir inanç hakkında bilgi sahibi olmayan kişi insanları etkileyip onları bir yola kanalize edemez.
İşte bundan dolayı ataların dininde ısrar eden dünya ve rant peşinde koşan din bilginleridir.
Bu bilginler uzman oldukları paralel dinin devam etmesinden yana tavır koyarlar ki, cahil halk üzerinde hegemonyaları devam etsin.
Bundan dolayı yüce Allah şöyle buyuruyor.
"Onlardan bir çoğunun günah, düşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları ne kadar kötüdür"
(Maide- 62)
"Din adamları ve âlimleri onları, günah olan (şirk) sözleri söylemekten ve haram yemekten alıkoysalardı ya! İşledikleri (hurafe ve yalanlar)ne kötü olmuştur"
(Mâide- 63)
"Ey iman edenler!
(Biliniz ki), hahamlardan ve rahiplerden bir çoğu insanların mallarını batıl yollardan yerler ve insanları
Allah'ın yolundan saptırırlar.
Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda infak etmeyenler var ya, işte onlar için elem verici bir azap vardır"
Yukarıdaki ayetin, "Ey iman edenler!" diyerek başlaması ilginçtir. Yani bu aşağılık ahlak her zaman ve zeminde devam edecektir.
(Tevbe, 34)
Yahudi ve Hristiyan ilim adamları Allah'ın kendilerine indirdiği âyetleri dünya menfaatı karşılığında
değiştiriyorlar veya kendilerini rahatsız etmeyecek şekilde menfaatleri doğrultusunda hükmünü değiştirip heva ve arzularına göre yorumluyorladı.
Şu âyet çirkin ahlaklarını ortaya koymaktadır.
"Allah, kendilerine kitap verilenlerden,
"Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz"
diyerek söz almıştı.
Onlar ise bu emri kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalık karşılığında değiştirdiler. Yaptıkları alış veriş ne kadar kötü olmuştur"
(Âli İmran, 187)
Bu konuda şu ayetler daha korkunçtur.
"İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayet yolunu kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra gizleyenler yok mu,
İşte onlara hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet ederler"
(Bakara- 159)
"Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir değer ile değişenler yok mu, İşte onların yiyip de karınlarına doldurdukları ateşten başka bir şey değildir.
Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır"
(Bakara- 174)
"Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar"
(Bakara- 175)
"O azabın sebebi, Allah'ın, kitabı hak olarak indirmiş olmasıdır. Kitapta ayrılığa düşenler, elbette derin bir anlaşmazlığın içine düşmüşlerdir"
( Bakara-176)
Yüce Allah Kur'an'ı apaçık ve bir hikmete bağlı olarak hak ile indirdiği halde, din adamları ondaki hükümleri kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda değiştirip ümmeti içinden çıkılmaz felaketlere sardılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder